Bir Gece Ansızın Gelebiliriz!

Durmadan; "ha bugün, ha yarın, oldu, olacak…” diye yıllarca Türkiye'yi oyaladılar. Müttefikliğe sığmayan, aklın ve mantığın alamayacağı, normal zekâlı bir insanın bile kabullenemeyeceği ayak oyunlarıyla bu günlere getirdiler işi! Sanıyorlar ki Türkiye ellerinde oyuncak, "istediğimiz gibi oynarız. Daha önce nasıl oynamış, terörle başını ağrıtmışsak yine aynı Bizans oyunlarıyla oyalarız.” Dediler, diyorlar. Hatta bu konuda yanlarına bütün haçlıları alıyorlar, İslam yurdu, Selçuklu varisi ve Osmanlı ülkesinin temeline kurulan Türkiye Cumhuriyeti'ni dize getirmek için, ya FETÖ, ya PKK, ya DAİŞ veya adı sanı belli olmayan hatta bazen dini kimlikle Müslüm Gündüz ve Ali Kalkancı gibi…terör örgütleriyle kol kola, el ele tutuşuyor, şehit kanlarıyla sulanan vatan toprağımızı elimizden almak istiyorlar.

Türkiye son zamanlarda kabuğunu kırdı. Dışarıya el avuç açmıyor. BM'de; "Dünya beşten büyüktür” diye haykırıyor. Davos'ta; "One minute” naralarıyla İsrail Cumhurbaşkanına kükrüyor! ABD başkanının yüzüne karşı; "Böyle müttefiklik olmaz "diyerek dik duruşunu, kararlılığını gösteriyor! Türkiye'yi terörden temizlemek, mülteci durumunda olan Suriyelileri en güvenli yere yerleştirmek için durmadan, dinlenmeden çalışıyor. Hem de sağlığını hiçe sayarak.

Türkiye'nin ilerlemesini, kalkınmasını, kendi milli imkanlarını kullanmasını istemiyor emperyalist ülkeler. Bize durmadan; "ağır sanayi ile ne işiniz var? Ağır sanayi malzemelerini size biz verelim. Siz; tarıma önem verin. Uçağınızı, otomobilinizi, tankınızı, tüfeğinizi, tüm savaş malzemelerinizi biz temin edelim. Size verdiğimiz daha doğrusu sattığımız bu malzemelerin bilgisayar yazılımı bizim elimizde olacak. Siz sadece para verecek ve biz ne dersek yapacaksınız…” dediler. Ama mesele Türkiye'nin haklarını korumaya gelince- Kıbrıs Barış Hsarekatında olduğu gibi- "bizim silahımızı kullanamazsınız, buna izin vermeyiz” deyip, haklı davamızda bizi haksız çıkartmaya çalıştılar. Hep belden aşağıya vurdular. Darbelerle korkuttular. Biraz ayağa kalkmaya çalışınca; "dur bakalım, bizim dediklerimizin dışına çıkamazsın” diyerek güya bizi terbiye etmeye yeltendiler!

Tayyip Erdoğan iş başına geçtiği günden beri, sevmediler, sevmiyorlar ve sevmeyecekler. Çünkü Erdoğan, onların isteklerine; "hayır” diyor. Onların, Türkiye aleyhine kararlarını elinin tersiyle itiyor! Dışarıdan petrol almamak için Akdenizde petrol arayışlarını başlatıyor. Milli ve yerli malımızı kullanmamız, kendi paramızın efendisi olmamız ve faiz belasından kurtulmamız için IMF'yi kapı dışarı ediyor! Yavaş yavaş faiz lobisinin ocağına incir ağacı dikmeye çalışıyor! Bu iyiliklere, bu tür, Türkiye menfaatine olan bir çalışmayı haçlılar ister mi? ama ne olursa olsun artık ok yaydan çıktı. Atı alan Üsküdar'ı geçti.

  1. kuzeyinde kurulacak olan Barış koridoru konusunda kararlılığını her seferinde belirtti. Bundan sonra kim ne derse desin, "Bir gece ansızın gelebiliriz” sözünü uygulamaya koymaya hazırlanıyor! Beyni tortulular, mankurt zihniyetler, satılık beyinler…elbette Erdoğan'ı istemez ve sevmez. Bugün veya yarın en kısa zamanda ordumuz, terör odaklarına harekat emrini bekliyor. Rabbim, ordumuza, mehmetciklerimize, devlet ve milletimize yarım et. Yapacakları harekatta mahcup etme, başarılı kıl ve yüz akıyla neticelendir.

 

Malazgirt'ten Bu güne

 

Hak sözlerle başladı, bu mübarek şahlanış,

Malazgirt'te taçlandı, bu rahmani haykırış.

Mana erleri gönülleri oya gibi işledi,

Anadolu'muzun fethi gönüllerde başladı!

 

Haçlıların tepesine inildi Anadolu'da,

Düşmanların imajı çizildi Anadolu'da,

Bizans'ın oyunu bozuldu Anadolu'da,

Unutulmaz tarih yazıldı Anadolu'da!

 

Ağustos'ta alındı müjdeler birer birer,

Malazgirt'ten geldi, sevindirici haber,

Kesilmedi, arttıkça arttı yiğidimin nefesi,

Sakarya'da duyuldu Mehmetçiğin gür sesi,

 

Çanakkale, Dumlupınar, her biri Anadolu,

Her karış toprak Malazgirt, her yeri ana dolu.

Toprağımız kan kokar, adım adım şehit var,

Vatan uğruna ölecek, sayısızca yiğit var!

 

Malazgirt'te; Alplik, Alperenlik ruhu seçildi,

Anadolu'nun kapısı, Malazgirt'le açıldı,

Ruh iklimimize mertlik, cesaretle saçıldı,

Gönül kalelerine iman aşkıyla geçildi!

 

Ağustos'ta şamar yediler, yine yiyecekler,

Türk'ün tokadı serttir, birer birer gidecekler.

Yalnız, değil Ağustos, her ay yiğidimin ayı,

Hiçbir zaman yılmazlar, gelse üstüne alayı!

 

Bağımsızlık ateşimiz, Malazgirt'te yakıldı,

Yunan denize döküldü, Ana yurda çıkıldı,

Şerefiye madalyamız, tüm dünyaya takıldı,

Elestteki Hak mührü, yanılmayan akıldı!

Yazarın Diğer Yazıları