Çocukları Nasıl İnşa Edelim?

Hafta sonu yine güzel bir programa imza attı TYB KONYA ŞUBESİ. Her programında gönülleri inşiraha kavuşturan, gönül dünyamızı zenginleştiren ve doyuran, huzurlu ve insani bir dünyada yaşamayı amaçlayan yarının büyükleri olacak olan çocuk ele alındı. "Zihinsel ve Kültürel İnşada Çocuk” konuşuldu.

Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi ve Selçuklu Belediyesi işbirliği ile düzenlenen ‘Zihinsel ve Kültürel İnşada Çocuk' konulu programa yazar Duran Çetin, şair-yazar Vural Kaya ve akademisyen-yazar Fatih Turanalp katıldı.

Duran Çetin Konuşmasında özellikle ailenin önemini dile getirdi. Programın konu başlığında yer alan inşa, kültür, ihya kavramları üzerinden konuya giriş yaparak, mevzunun çocuk olması hasebiyle büyük bir çoğunluğun ilgi alanına girdiğini, herkesin konum itibarıyla çocuk sayılabileceğini söyleyerek inşa ve ihya işinin temelinde ailelerin olduğunu vurguladı. Geleceğin inşasının kendi kültürüyle yoğrulmuş, ahlaklı nesillerle mümkün olacağını, bunun için anne ve babaların bıkıp usanmadan yaşının kaç olduğuna bakmadan çocukların her döneminin takip etmeleri gerektiğini örneklerle aktardı.

Kıymetli Çetin'e katılmamak mümkün değil. Bugün, ailelerimizin, çocuklarına; yeme- içme- harçlık verme, bedeni ihtiyaçlarını giderme dışında pek fazla bir şey yaptığını söyleyemeyiz. Ruhuna inmek, ruh dünyasını inşa etmek, maneviyatına değer vermek gibi bir uğraşıyı meslek edinenlerimizin sayısı bir elin parmakları kadardır belki daha da azdır. Ailelerde çözülme var. çocuk anayı, babayı dinlemiyor. Burada yapılacak ilk işin aileleri eğitimden geçirmek, öncelikle İslami terbiyenin ailelerde yer etmesini sağlamak gerekir.

Daha sonra konuşmasını yapan Fatih Turanalp, konuşmasının merkezine çocuk ve çocukluk meselesini aldı. Tarihsel yolculuk içinde çocuğun değerlendirmesini yaptı. İhyanın yeniden canlandırma olduğuna dikkat çeken Turanalp, yapılacak işlerin olduğunu, bunu herkesin içtenlikle ve lâyıkıyla yerine getirmesi gerektiğini söyledi. Çocukluk dönemlerinin günümüzdeki evrilme şeklinin "enformatik çocukluk” olduğunu söyledi. Sosyal medyanın çocukluk üzerindeki etkisini örneklerle dile getirdi.

Kıymetli Turanalp'in yaptığı tarihi ve akademik sunum bize şunu gösteriyor ki, çocuğun zihin dünyasını ihya ve inşa etmek için herkes elini taşın altına koymalı. Bunun ihmale gelir yanı yok. zaten ihmal edildiği için bugün ateizme, deizme ve değişik sapık ideolojilere kayan çocukları görüyoruz.

Vural Kaya, kendi değerlerimizi iyi tanıtamadığımızı, güzelliklerimizi çocuklarımıza aktaramadığımızı dile getirirken Mevlâna örneğini öne çıkardı. Kültür aktarımının görevimiz olduğunu ama bizim kültürümüzü yeni bir diriliş ile yoğurmamız gerektiğini söyledi. Kültür denilince sadece kitap anlaşılmaması gerektiğini, internet oyunları ve sinemanın da kültür aktarımı yolu veya değerlerimize sahip çıkma yolu olduğunu ifade etti. Okullarımızın bu görevi yeterince yerine getiremediğini ve okuma kültürünü katkılarının sınırlı kaldığını bunun aşılmasının çok önemli olduğunu söyledi ve çocuk edebiyatına dikkat çekerek konuşmasını tamamladı.

Vural Kaya'nın tespiti de çok önemli. Gerçekten çocuklarımıza yalnızca "kitap oku” demekle iş bitmiyor. Bugünün dünyasında sosyal medya tabir ettiğimiz bir sanal alem var. onu iyi yönetmek, kendi kültürümüzü onlar vasıtasıyla çocuklara ulaştırmak en başta gelen bir husustur. Bugün savaşlar, göğüs göğse, tanklarla, tüfeklerle yapılmıyor. En etkili ve hafızaları derinden tesir altına alacak malzemelerle çocuklarımızı yarına hazırlamak boynumuzun borcudur. Film, tiyatro, çizgi film, reklam, giydiğimiz gömleklerdeki markalar ve işaretlerin çocuklarımızı ne kadar etkilediğini bilmem anlatmaya gerek var mı?

Duran Çetin programın sonunda bir değerlendirme yaparak; herkesin bir etki alanının olduğunu ve bunun çok önemli olduğunu söyleyerek, "bizler yazar olarak etki alanımızı iyi kullanmalıyız. Etki alanımız kitapsa daha çok çalışmalı daha çok üretmeliyiz. Anne babanın etki alanı çocuklarsa, orada bütün gücüyle gayret etmeli, bıkıp usanmadan terbiye ile uğraşmalıdır. Bir de yazarken üst düzey bir edebiyat eseri oluşturmak ne kadar önemliyse, okuma alışkanlığını oluşturacak kitaplar üzerinde çalışmak da çok önemlidir. Okumayan bir toplumda, ne kadar üst düzey edebiyat yaparsanız yapın okunmayacaktır” diyerek katılımcılara ve dinleyicilere teşekkür etti.

Teşekkürler kıymetli yazar dostlar. Teşekkürler TYB. Teşekkürler değerli katılımcı kültür dostları. Bu güzel sohbeti, daha doğrusu can alıcı konuşmaları burada bırakmamak, mutlaka ama mutlaka ailelerimize yansıtmak, kendimize dert edinmek, çocuklarımızın bize Allah'ın emaneti olduğu şuuru içinde bir davranış sergilemek zorundayız.


Yazarın Diğer Yazıları