GÖNÜLLER SULTANI

 

"GÖNÜLLER SULTANI” 16. Kitabım. Rabbime hamd olsun, Allah sağlık sıhhat verdi, bu güne kadar ömür lütfetti, tahsil imkânı bağışladı. Akıl, iz'an, aklı terletme fırsatını bahşetti.

Bugünkü yazımda Gönüller Sultanından örnekler takdim edeceğim.

 

"Gönül, kalbin karşılığıdır. Can u gönülden sevmek, sevilmek; sevilmenin içten olmasıdır.

Hep duyduğumuz ve sık sık tekrarladığımız sözlerden; "gönülden çağırmak” birisini tam bir iştiyakla çağırmaktır.

Gönül ehli; İslam'ı yaşayarak kalbi selime ulaşmış insanlara verilen bir isimdir. Gönül ile ilgili çok şey söylenmiştir; can u gönülden dua ve niyaz; tam bir teslimiyetle Allah'a yapılan dua anlamındadır.

Mevlana Tefekkürünün temelinde aşk vardır. Mevlana'ya göre Allah'a ulaşmak için gerekli olan en önemli şey aşktır. Bir bitki ve hayvan da sevebilir; ancak, hem bedeniyle, hem bilinciyle, hem düşüncesiyle, hem de mantığıyla sevebilen tek varlık insandır. Mevlana bir kadına duyulan aşkı yüceltir; çünkü bir başkasını seven insan kendisini, tüm insanlığı, evreni ve Allah'ı sevebilir. Mevlana, tüm insanlığa derin bir sevgi beslemiştir. "İnsan bir hamur teknesi boyundadır ama her şeyden, her varlıktan yücedir." diyen Mevlana, insan sevgisini bir aşka, tutkuya dönüştürmüştür. Mevlana, insanı yüceltmiş ve buna temel olarak insanın yaratıcı hürriyetini ve yapıp-edici iradesini göstermiştir. Mevlana insana verdiği önemi Divan-ı Kebir' deki şu gazeliyle anlatmıştır

" Nice dilekleriniz var, bağış istemedesiniz; bir kendinize gelin. Gelin artık, bağışın ta kendisi sizsiniz. Gece gündüz kavuşup buluşma aşkındasınız; fakat kavuşmanın da ışığı sizsiniz, buluşmanın da; bundan haberiniz yok, bunu anlamıyorsunuz.”
Mevlana'nın sevgisi evrenseldir, ırk, din, dil ayrımı yapmadan tüm insanları kapsar. O tasavvuf inancını sadece bir nazariye olarak benimsememiş, günlük hayatına da mal etmiştir. Mevlana, çocuklara, hastalara, kadınlara, yoksullara saygı gösterir, vefa duyar. Mesela kadına büyük önem vermekte,"Sizler kadının kapanmasını istedikçe, herkeste onu görme isteğini kamçılamış olursunuz. Bir erkek gibi, bir kadının da yüreği iyiyse, sen hangi yasağı uygulasan da o iyilik yoluna gidecektir. Yüreğin kötüyse, ne yaparsan yap, onu hiçbir şekilde etkileyemezsin" diyerek erkekle eşit olduğunu savunmaktaydı..

Hz. Muhammed (SAV)'in; herkes tarafından benimsenen hususiyeti neydi? "Muhammed'ü-l Emin” oluşu değil mi? Müşrikler, her şeyi söylüyorlardı ama "yalancı, dürüst değil” diyemiyorlardı! Bunun için mallarını, en kıymetli hazinelerini bile teslim etmekten çekinmiyorlardı! İnanç konusunda savaşa giriyorlar ama emin oluş noktasında tek referans Hz. Peygamberdi!

Kur'an'ın, bütün ayetleri "güzel ahlak” üzere indirilmiştir. Kur'an; Müslümanların ilkeler kitabıdır. Düşünmeye, fikir üretmeye, akıl yormaya yönelik ayetler, "temiz toplum oluşturmak ve adam olma”yı öne çıkaran ilahi fermanlarla doludur.

Müslüman; düşünen, fikir üreten, beyni terleyen, dertli insandır. Toplumun derdi, Müslümanın derdidir. Toplumla ilgilenmeyen, olumsuzluklara ses çıkarmayan, olumlu olaylara ilgisiz kalan, bana neci tavırlar… Müslümana yakışmaz. Kur'an, mıymıntı Müslüman istemez. İnceleyin peygamberlerin hayatını; hiçbirisi bir köşeye çekilip toplum meselelerine ilgisiz kalmamışlardır. Kur'an; insanı inşa eder.”


Yazarın Diğer Yazıları