ÖLÜM VAR!

Bu hayat bir gün bitecek. Her doğan, her canlı ölecek. Yeryüzünde kaçılamayacak gerçeklerden birisi ölümdür.

Hz. Peygamberimizin annesi Amine annemiz, son nefesinde oğlu Hz. Muhammed (SAV)e şunları söylemiştir;

"Her yenen tükenir,

Her yeni eskir,

Her doğan ölür” diyerek ölüm gerçeğini dile getirmiştir.

Hz. Mevlana, ölümü; "Şeb-i Arus” (Düğün gecesi) olarak tarif eder. Ölüm üzerine çok şey söylenmiş; şiirler yazılmış, şarkılar bestelenmiş, türküler yakılmış, hikaye ve romanlar kaleme alınmıştır. Diyebilirim ki en fazla konuşulan ama hiç akla getirilmeyen bir gerçekle yüz yüzeyiz.

Mutasavvıflar, ölümü hatırlamak için evlerinin penceresini mezarlıkları görecek şekilde açarlarmış.

İbrahim Ethem'e;

-"Üstad, hayatımız nasıl olmalı?” diye sorarlar. İbrahim Ethem'in cevabı şöyle olur;

-"Son nefeste nasıl olacaksa, öyle hayat yaşamalı”.

 

"Ölümü özüne sevdir, nasıl olsa gelecek”. ( Hz. Ebubekir (r.a.)

 

"Herkes kimsenin sağ kalmadığını bilir de, kendisinin öleceğine inanmak istemez”. (Namık Kemal)

 

"Her kalbin çarpıntısı, kendi ecelinin ayak sesidir”. (Bayezid-i Bistami)

 

"Centilmen olarak doğmak bir tesadüftür fakat bir centilmen olarak ölmek büyük bir başarıdır”. (Bob Goddard)

 

"Ölüm, her şeyi eşit yapar”. (Claudianus)

 

"Ölümün son iyiliği, bir daha ölümün olmamasıdır. (Friedrich Nietzsche)

 

"Ölmemek insanlar için felakettir, başak için sararıp olgunlaşmamak ne ise insanoğlu için de ölmemek odur”. ( Epictetos)

 

 

"Ölümden korkmayan ölmez, ölüm kendine koşanları hiçbir zaman vurmaz”. (Gabriel de Annunzio)

 

"Hayattan önce, ölüme hazırlanmalıyız”. (L. Annaeus Seneca)

 

"Ölmeden önce ölünüz” (Hz. Muhammed (SAV)

 

 

Ölüm Dediğin

 

Ezanla başlar, kısacık bir an,

Saat işliyor, geçiyor zaman,

Yakın karanlık, daracık mekân,

Pamuk ipliği, ölüm dediğin!

 

Doğanlar şahit, bunu biliyor,

Kazınmış ahit, her can ölüyor,

Hayat her vakit, fani oluyor,

İşaret verir, ölüm dediğin!

 

 

Paraya mala, aldanma sakın,

Gece ve gündüz, ölüm çok yakın,

İnsanca yaşa, şerlerden sakın,

Nefes misali, ölüm dediğin!

 

Ölümün; cinsi yaşı, dengi yok,

Dini inancı, ırkı rengi yok,

Sesi soluğu, bir ahengi yok,

İlahi kanun, ölüm dediğin!

 

Tahtı sarayı, kor, bıraktırır,

Şanı şöhreti, hepten yaktırır,

Hak bilmeyene, yaşlar döktürür,

Habersiz gelir, ölüm dediğin!

 

Saçın ağardı, dişin döküldü,

Ayaklar tutmaz, belin büküldü,

Gözler seçmiyor, gözlük takıldı,

" Hazırlan” diyor, ölüm dediğin!

 

Herkes binecek, o tahta ata,

Veda ettirir, tüm saltanata,

Bir gün götürür, en son vuslata,

"Şeb-i arustur” ölüm dediğin!


Yazarın Diğer Yazıları