MESELE KAYBETMEK DEĞİL

Hafta sonu oynanan maçta gene gördük ki takım olarak sahadayız ancak beyin olarak ve ruh olarak tamamen saha dışına entegre olmuş durumdayız. Takım olarak hatta ve hatta kulüp olarak tamamen futbol dışı olaylarla ilgileniyoruz. Herkes belirsizlik içerisinde ve buda sahaya yansıyor.
Oynanan maç gösterdi ki artık değişim vakti ancak bununda bir zamanı olmalı. Şuan için bu kaos içinden çıkmanın tek yolu sanırım bu… Gelenler ve gidenler illaki her kulüpte olacaktır ancak bu kararların ince elenip sık dokunması gerekir. Sezon başından beri ortada olan bu belirsizlik maalesef istenmeyen sonuçların alınmasındaki etkenlerden biri konumunda. Ancak başarısızlığı sadece buna bağlamakta yanlış olur. Gecen seneki başarının ardına sığınarak bu seneye çıkılması başlı başına en büyük hatayı getiren durum oldu. Bir takım eğer ileriye gitmek istiyorsa bunun için çaba harcar ancak ne yönetim nede teknik heyet bunun için çok çabalamış görünmüyor. Sezon başında üç kulvar da mücadele edecek bir takım varken şu an koaslar içinde bir takıma dönüştük maalesef. Kadronun yetersiz olması ve bunun inatla düzeltilmemesi. Bir kulüp borçlanmadan ve para harcamadan çok nadir bir başarı yakalar. Bugün dünyanın en iyi kulüpleri nerdeyse en borçlu kulüpleridir ve harcamaları da gayet yüksektir. Bu bilinçle hazırlanılmalıydı yoksa hep aklımızda 2016 sezonunda kazanılmış üçüncülük gelir.
Maç için konuşacak olursak, çıkılan kadro yapısı itibari ile orta sahada oyunu tutumaya yönelik hamleler yapılmış bir secim bunu anlayabiliriz ancak gene kendimce yanlış oyuncu tercihleri vardı. Yaklaşık altı aydır top oynamayan ve takıma bu sezon zerre kadar yararı dokunmayan Meha ile başlamak çok büyük bir hatadır. Aynı pozisyonun oyuncusu olan Milosevic’in de yedek olduğu bir durumdan bahsediyoruz. Bu sezon ki belkide takıma en çok katkısı dokunan oyuncu varken Meha ile başlamak yanlış bir karardı. Bunun yanı sıra defansın sürekli adam kaçırması, yapılan gereksiz fauller ve organizasyon eksikliği hepsinin artık düzelmesi gerekiyor. İki topu direkten dönen bir takım vardı ancak ikisi de organizasyon olmadan adamdan seken toplar ya da hatalar sonucu gelen pozisyonlardı. Bu sebeple artık bir organizasyon içine girmenin vakti. Taraftarın en büyük tepkisi de buna zaten. Yani takım olarak kaliteli oyun olmuş olsa veyahut elinden gelen herşey tam manasıyla sahaya yansıtılmış olsa kimseden sen çıkmayacak. Artık dur demenin vakti.
Son olarak gidenler gitmeli kalanlar kalmalı ancak bu şimdi yapılmamalı. Göstermelik dahi olsa birlik beraberlik mesajları verilmeli. Burada yöneticilere büyük iş düşüyor ve onlar bu durumu idare etmeli ancak ne yazık ki şuana kadar pek başarılı oldukları söylenemez. Her şeyin bir yeri ve zamanı var bunlara da dikkat edilmeli…

Yazarın Diğer Yazıları