Bir varmış bir yokmuş evvel zaman içinde kalbur saman içinde şeytan iyilik yaparken kuyudan su çıkmazken kardeşim beni sallarken bende ona bakarken
Bir zamanlar çok uzak diyarların birinde bir köy varmış. Bu köy diğer köylerden farklıymış , farkı ise diğer köyler sömürgecilik yaparken bu köydekiler herkese iyi davranırmış. Diğer sömürgeci köyler okuma yazma ile kılıç kullanmayı bildiklerinden bu köyden daha güçlülermiş bu yüzden köyün muhtar heyeti karar vermiş iki kişi seçilecek biri kılıçcı Aliden kılıç kullanmayı diğer kişide iyilik perisinden okuma yazma öğrenecekmiş. Köyde kura çekilmiş seçilen kişiler Resul ile Alkan'mış. Alkan kılıçcı Ali'den kılıç kullanmayı öğrenmiş ve gelmiş. Resulde yola çıkmış az gitmiş uz gitmiş dere tepe düz gitmiş iyilik perisinin evine varmış. Kapıyı çalmış kapıyı açan dev bir pireymiş pire Resulü içeri buyur etmiş. Resul salona girmiş. Beklemiş beklemiş peri gelmemiş tam gidecekken içeriye peri girmiş. Resul olayları anlatmış peri Resule okuma yazmayı öğretmiş Resulde Alkan gibi köye dönmüş. İkiside öğrendiklerini köylülere anlatmışlar. Bir süre sonra köye saldırı olmuş herkes kabzalarından kılıçlarını çıkartıp savaşmışlar savaş çok acımasız geçmiş en sonunda galip gelmişler en iyi kılıç kullanan kişinin adı Mustafa Özer'miş. Bundan sonra köye kimse saldırmamış ve mutlu mesut yaşamışlar. Gökten üç elma düşmüş biri Resul ve Alkan'ın biri yazarın biride siz okuyan çocukların başına düşmüş.
