Konyaspor’da Düşüş Alarmı, Sorunlar Derinleşiyor..
Küresel ekonomik belirsizlikler dünyanın yeni normali mi olacak?
ŞÜPHE
Kendi Ekseni (Egosu) Etrafında Dönmenin Usulü
Samimiyet Zedeleyici Mağlubiyet
Konyaspor’da korkutan düşüş
Güzel insanlar güzel yerde ölürler! Güzel insandı, güzel yerde öldü
12. KONYA KİTAP GÜNLERİ
SAHTE DİN VE TARİKATLAR
1 Ekim 1949 Unutulmuşların Çığlığı Doğu Türkistan 76 Yıldır Zulüm altında
İMANIN İBADETE, İBADETİN DE İMANA ETKİSİ
DOĞUM VE ÖLÜM ARASINDA...
SAVAŞIN GALİBİ HAMAS MÜCAHİTLERİ VE GAZZE HALKIDIR.
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
iPhone 17 almayın, TOGG alın
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Öğretmen merkezli miydi ki eğitim de "Öğrenci merkezli” eğitime geçtik diye müjdeler veriyordu zamanın Milli Eğitim Bakanı?
Hem öğrenci merkezli demek de ne demekti ki?
Her şey öğrenci için mi?
E zaten okullar öğrenciler için değil miydi?
Öğretmenler öğrenciler için değil miydi?
Kitaplar, defterler, binalar, bilgisayarlar ve her türlü doküman, laboratuar vs. öğrenciler için değil miydi?
Sanırım zamanın bakanının amacı bunlar değildi.
Bir nevi tribüne oynamaktı.
Öğrenci merkezli eğitim diyerek ayakları baş, başları ayak yapma derdine düşülmüştü.
Öğrenci öğretmen gibi davranmaya başladı okullarda. Yalansa yalan deyin!
Veli ahkâm kesmeye başladı okullarda.
Hele bir de ensesi kalınsa velinin ahkâm kesmenin ötesine geçip öğretmene coğrafya dersi veriyor, haritadan kendine yer beğen diyordu. Yetmiyor, mesleğinden etmekle tehdit ediyordu.
İşe yarıyor muydu bu tehditler peki? Yani yerini buluyor muydu?
Hayır! Hiçbir öğretmen sürülmedi, mesleğinden olmadı, istisnalar varsa bilmiyorum ama ne oldu biliyor musunuz?
Oldu demeyelim, olmaya devam ediyor diyelim…
Öğretmenler öğrencilerden hala korkuyor, veliden hala çekiniyor, diken üstünde ders vermeye çalışıyorlar.
Sınıfa derse giren öğretmen akşama kadar bir vukuat olmadan dersten çıkınca haline şükrediyor.
Vukuat dediğimiz de ne biliyor musunuz?
Disiplini sağlamaya çalışmak!
Evet, yanlış duymadınız, disiplini sağlamaya çalışmak vukuattan sayılıyor bu ülkede, sayın çok eski bakanımız sayesinde…
Öğrenciyi döven, öğrenciye hakaret eden öğretmen savunulmaz, bunun bilincindeyiz ama disiplini sağlamak için öğretmenin elindeki imkânları alırsan, sesini yükselttin, çocuğumun psikolojisini bozdun derse veli, o sınıfta eğitimin ruhuna Fatiha!
Öğretmeni şikâyet etmenin çok sıradan hale geldiği zamanlardan geçiyoruz.
Çocuk öğretmenden şikâyetçi olunca, olayın önünü arkasını araştırmadan, çocukla ilgilenmek de zor geldiğinden…
Kahvede taşlar dağıtılırken, evde görümceyle kahve keyfi yaparken, maç arasında eline alıp telefonu, açıyor şikâyet kutusunu, döşüyor şikâyet metnini, SAYIN VELİ.
Sonra da gelsin müfettişler, karartılsın öğretmenin dünyası ve verim beklensin o öğretmenden…
Beyler, bayanlar!
Öğretmeni şikâyet etmek öyle bildiğiniz gibi sıradan bir olay değil.
Sene boyunca tüm okulun tedirginlik yaşamasına sebep oluyorsunuz. Diğer çocukların da hakkına giriyorsunuz.
Meseleleri konuşarak çözmeye çalışmak varken neden tüm okulun yıl boyunca tedirgin olmasına sebep oluyorsunuz?
Yazık değil mi?
Özellikle disiplin konusunda Milli Eğitimin yeniden bir paradigma değişikliğine gitmesinde fayda var.
Öğretmenin ceketine "eşek” yazan öğrenciyi korur da o öğretmene ceza verirseniz eğitimin de ruhuna Fatiha diyelim…
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
İletişim stratejisi
Ülkenin bağımsızlığını idrak edemeyenler
Hem şeftali hem motor üretmek (Teknofest günlüğü)
Zehirli gelecek gelmesin
Haklıymış gibi tartışmaya çekenler
Görgüsüzlüğün göstergeleri
Laik hutbe verelim
Bağırarak suç bastırmak
Muhaliflerin sevdiği rakip siyasetçi