Kabine revizyonu oldukça erken geldiği kanaatindeyim. Ciddi oy kaybı görünmemesine rağmen değişikliğin olması bizim tam anlayamadığımız başbakanın takdiridir. Halk cephesinden baktığımızda İçişlerinin değişmesinde terör ve kürt meselesinin bakana daha fazla yıkılarak hükümetin sıyrılması, aynı şekilde Milli Eğitimin değişmesi ise çok kalabalık eğitim kadrosunun yıllardan beri biriken sorunları ve öfkeli öğretmen kitlesinin nispeten gazını almaya yönelik olarak değerlendirilebilir.
Sağlık bakanının değişmesi aslında çok gecikmiş karar, sağlıkta halkı memnun etmenin en önemli tarafı bütçeyi artırmaktır zaten bu hükümet tarafından bu, fazlasıyla yapılmıştır. 10 yıl önce 7 milyar lira olan sağlıktaki bütçe 50 milyar liraya çıkarılmıştır. Bütçe açığının da önemli sebeplerinden olan bu artış aslında yerli yerince kullanılmışmıdır?. 9 misline çıkan bu bütçe sağlıkta halkı 9 misli memnun etmiş midir? Devlette sağlığın güçlenmesini mi? yoksa nitelikli doktorların Devlet sektöründen kaçmasın mı? izledik, başbakanın ameliyatı bile Amerikan özel hastanesinden gelen doktorlar tarafından yapılmadı mı? bu on yılda 8-10 özel sektör sağlık yatırımcısı adeta halkın ve SGK’nın kanını emerek tröst haline gelmedi mi? bunun neresi yüksek başarı, dolayısıyla bakan değişmesi çok ama çok geç kalınmış bir karardır.
Halen Ak partinin ciddi rakibi olmadığını görüyoruz, önümüzdeki 1 yılda bu tablonun değişmesi zor görünüyor. Diğer partilerde bu değişen bakanların rakipleri var mıdır? bilinmez ama olsa bile pek şansları görünmüyor, rakipler büyük oranda Ak partinin kendi içindeki çıkacaktır.
Bu revizyonun diğer bir etkisi de sıra bekleyen partilileri ümitlendirmesi ve de her an sıra gelebilme umuduyla onları motive etmesidir. 3 devre sınırı da aynı amaca yönelik bir motivasyon aracıdır.
Revizyonun hayırlara vesile olması dileğiyle yeni göreve gelen bakanlara da başarı diliyorum.
