ASIL HİCRET; ALLAH’IN YASAKLARINI TERK EDEREK EMİRLERİNİ YAPMAKTIR
ATEŞ KES MUAMMASI!
Sınavları kaldırma gücümüz yok mu?
Sirenler Çalmadan Önce
12 günlük savaş kime ne öğretti?
Netanyahu küresel ekonomiyi sabote eden intihar komandosuna dönüştü
NEHİR
“Babanın Gölgesi” İyi Bir şey mi?
BASIN DİLİ
Taşkuyu’nun Sırrı
İSRAİL İRAN ÇATIŞMASINA DAİR BİRKAÇ SÖZ
İSTERSEN SULHU SALAH, HAZIR OL CENGE!
Nisan Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
Kadim şehir Konya'dan, Selçuklu'nun başkentinden çıktık yola. Bu kez rotamız bir başka başkentti: Osmanlı'nın kalbi İstanbul. Bir tarih, kültür ve gönül yolculuğuydu bizimkisi. Konya Büyükşehir Belediyesi'nin öncülüğünde gerçekleştirilen "Atabey Gençliği Ecdadın İzinde" projesi kapsamında yeniden gençlerle buluştuk. Daha önce de içinde olmaktan büyük heyecan duyduğum bu proje için bu defa 11. sınıf öğrencileriyle birlikte düştük yola.
İstanbul'a varmak kadar, oraya nasıl vardığımız da önemliydi. Sabah tren garında başlayan heyecan, öğrencilerin yüzündeki İstanbul sevinciyle birleşince daha da anlamlı hale geldi. Herkes süslenmiş, hazırlanmış, tarih kokan İstanbul'u görmeye hazırdı. Yol boyunca Fatih Sultan Mehmet Han'ı canlandıran tiyatro gösterisiyle karşılaştık. Trenin içinde canlanan bu tarih sahnesi, sadece bir oyun değildi, ecdadın izinde çıktığımız yolculuğun manevi bir açılışı gibiydi. Öğrencilerin gözlerinde hayranlık, kalplerinde derin bir his vardı. Bu anlar kolay kolay unutulmaz.
İstanbul'a vardığımızda zamanla yarışır gibi başladık gezimize. Ayasofya Camii, Eyüp Sultan Hazretleri, Sultan Ahmet Camii, Sultan Ahmet Meydanı, Gülhane Parkı derken adım adım ecdadın izini sürdük. Her durakta uzman rehberler bizleri bilgilendirdi. Ancak bu bilgi sıradan bir anlatım değildi. Göstere göstere, yaşata yaşata, İstanbul'un hafızasına bir adım daha yaklaştıran anlatılardı bunlar. Gençlerin gözlerindeki parıltıyı gördüm; belki de ilk defa bu kadar yakındılar tarihe.
Boğaz turu ise geziye adeta tat katan, hafızalarda yer eden en özel anlardan biriydi. O tekne gezisinde rüzgar sadece İstanbul'un havasını değil, öğrencilerin kalplerindeki hayalleri de taşıdı. Herkesin elinde telefonlar, gözlerinde şaşkınlıkla karışık hayranlık... İstanbul'u ilk kez görenlerin heyecanı başkaydı.
Konya Büyükşehir Belediyesi'nin bu organizasyonu sadece teknik anlamda değil, ruhuyla da eksiksizdi. Otobüslerin temizliği, yemeklerin düzeni, saatlerin dakikliği, görevlilerin güler yüzü, rehberlerin titizliği... Hepsi bu yolculuğun "Konya'ya yakışan bir iş" olduğunu gösteriyordu. Çocuklar İstanbul'da da Konyalı kalmayı başardı. Kimi Konyaspor atkısıyla geziyordu, kimi Uğur Başkanlarına teşekkür etmeyi unutmuyordu. İstanbul sokaklarında "Bunlar Konyalı gençler" cümlesini duymak bizler için gurur kaynağı oldu.
Bu sadece bir şehir gezisi değil, gönül köprülerinin kurulduğu, geçmişle bugünün el sıkıştığı bir yolculuktu. Mevlana'dan Eyüpsultan'a, Sultan Selim'den Ayasofya'ya uzanan bir selamdı bizimkisi. O selamı orada bırakmadık, kalbimize koyduk, Konyamıza dönerken de yanımızda getirdik.
Bu ülkenin her bir karışı bizim. Her bir taşı, her bir kubbesi geçmişten gelen bir mesaj taşıyor. O mesajı genç nesillere ulaştırmak da bizim boynumuzun borcu. Ecdadın izinde yürümek, sadece bir gezi değil; bir bilinç, bir vefa, bir duruş meselesi. Bu vefayı yaşatan başta Konya Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Uğur İbrahim Altay'a, projede emeği geçen tüm görevlilere, öğretmenlere ve bu heyecana ortak olan gençlere gönülden teşekkür ediyorum.
Biz Konya'dan İstanbul'a sadece yol almadık, gönül götürdük. Ve oradan da kocaman bir sevgiyle geri döndük.
Konya İstanbul'u sever, İstanbul da Konya'yı... İki başkent, tek yürek. Bu gönül yolculuğu hiç bitmesin...
Taşkuyu’nun Sırrı
VİCDAN YELKEN AÇTI
Paylaş ki Bayram Olsun
Şeyh Hacı Abdullah Efendi Türbesi
Evren Unutmaz: Ne Ekiyorsak, Onu Biçiyoruz
Güneş Ayakta Duranların Üzerine Doğar
Seydişehir’de Gönül Ereni Anıldı
Hüyük’te Turizm Bayramı
Ölümüzü Seviyorlar Bizim!
Tarımın Kalbi Konya’da Attı