Bir Delinin Elinde Yok Oluşa Doğru
HICRETİ ANLAYABİLMEK
Dijital Çıplaklık
İSRAİL-İRAN SAVAŞI, ÇIKARILACAK DERSLER VE ÖNERİLER
ASIL HİCRET; ALLAH’IN YASAKLARINI TERK EDEREK EMİRLERİNİ YAPMAKTIR
Sınavları kaldırma gücümüz yok mu?
12 günlük savaş kime ne öğretti?
Netanyahu küresel ekonomiyi sabote eden intihar komandosuna dönüştü
NEHİR
“Babanın Gölgesi” İyi Bir şey mi?
BASIN DİLİ
İSRAİL İRAN ÇATIŞMASINA DAİR BİRKAÇ SÖZ
Nisan Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
Hayat, çoğu zaman bir duruş sınavıdır. Zor zamanlar, insanın kim olduğunu, neye inandığını ve ne uğruna ayakta kalabildiğini gösterir. Herkesin yere eğildiği bir çağda dimdik durmak; hem cesaret ister, hem inanç, hem de yürek. İşte tam da bu yüzden, güneş diz çökenlerden önce, ayakta duranların üzerine parlar.
Sadece fiziki bir duruştan bahsetmiyorum. Bir karakter, bir tavır, bir varoluş biçimi bu. Eğilmeden yaşamak, koşullar ne kadar zor olursa olsun boyun eğmemek... İşte insanı insan yapan, toplumu ileri taşıyan budur.
Diz çökmek bazen kolaydır. Kimi zaman geçici bir rahatlık sunar. Kalabalığa uymak, susmak, olanı olduğu gibi kabul etmek yorucu değildir. Ama bu yol, sonunda karanlığa çıkan bir patikadır. Oysa ayakta duranlar, zorluğu göze alır. Bedel öder, yalnız kalır ama sonunda güneşle ödüllendirilir.
Bakın tarihimize, edebiyatımıza, mücadelelerle yazılmış hayatlara... Hep aynı tablo: Birileri yere kapanırken, birileri dimdik kalmış ve onlar sayesinde doğmuştur aydınlık. Nazım Hikmet, "Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine" derken ayakta durmanın şiirini yazmıştı.
Bugün yaşadığımız her olay, yine aynı soruyu önümüze koyuyor: Eğilecek miyiz, yoksa başımız dik mi yürüyeceğiz? Güneşin kimlerin üzerine doğduğunu unutmadan karar vermeliyiz.
Çünkü güneş, hiçbir zaman teslim olanları değil, direnenleri seçer.
İşte bu da bir duruş meselesidir.
Dijital Çıplaklık
Taşkuyu’nun Sırrı
VİCDAN YELKEN AÇTI
Paylaş ki Bayram Olsun
Şeyh Hacı Abdullah Efendi Türbesi
Evren Unutmaz: Ne Ekiyorsak, Onu Biçiyoruz
İki Başkent, Tek Yürek Konya’dan İstanbul’a Bir Yol Hikayesi - Ecdadın İzinde
Seydişehir’de Gönül Ereni Anıldı
Hüyük’te Turizm Bayramı
Ölümüzü Seviyorlar Bizim!