YASAL KUMAR (!), YASA DIŞI KUMAR.
                                    Faiz dışı fazla vermeye daha fazla odaklanmalıyız
                                    Modern ihtiyar heyetleri: Sosyal medya ve ilişki danışmanları
                                    DÜNYA İMTİHAN YERİ
                                    Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
                                    SANDWİCH -EKMEK ARASI
                                    Ağaların Arasında Bir Maraba
                                    HAYATA KAZIM ÖZTÜRK’ÜN RUBAİLERİ MERCEĞİNDEN BAKMAK
                                    Acıya/Musibete Ağlamanın Etkisi
                                    KIBRIS NEREYE KOŞUYOR?
                                    Dünya arayışta... Demokrasi artık en iyi yönetim şekli değil
                                    Gönül kapısının anahtarı, Rahmete Açılan Bir Sefer Tövbe
                                    BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
                                    Değişen Gerçeklik Algoritması
                                    Meğer kuzuyu kurda emanet etmişiz…!
                                    Bırakmanın İnceliği
                                    Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
                                    Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
                                    TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
                                    Efsanelerin Yemişi
                                    Rakamlarla Otomobil Piyasası
İnsan, beden ve ruhtan oluşan bir varlık. Eğer üç gün susuz kalsa ya da bir hafta aç; beden, ayakta kalma ihtiyacı giderilmediği için yaşamsal faaliyetlerin yitiriyor. Topraktan hâsıl olan insan bedeni, topraktan biten gıdalarla beslenmek zorunda. Ruh ise Allah'a ait olan ve yine ona kavuşacak olan yanımız.
Âdemoğlu bu iki yönünü beslediklerinden oluşuyor. Yani yiyip-içtiklerimiz ve sevdiklerimiz. Yediğimiz gıdalar ne kadar sağlıklı ise o kadar sıhhatli bir bedenimiz oluyor. Yediklerimiz sağlıklı ama yeme vaktimiz ve miktarı yanlış ise yine bozuluyor vücut saati.
Bizden önceki nesil tarım nesli olduğu için üretmeye; ürettiğini, gözle gördüğünü içi rahat ederek yemeye daha düşkündü. Tarlasını, bağını, bahçesini eker; taş değirmenlerde öğütür; buğdayını kendi kaynatır; yağını çıkartır; salçasını, kurusunu eliyle yapar, afiyetle yerdi. Toprak doğal gübreyle beslenir, yorulmasın diye bir sene bir tarafı nadasa bırakılır, diğer sene öbür tarafı dinlendirilirdi. Bizim nesilde sanayi gelişti, makinelerle üretim hızlandı. Artık tarla; suni gübre ve hormonlarla senede 2-3 kez ürün alacak duruma getirildi. Ama yediklerimiz artık bize sağlık getirmiyor. Üstelik üretim gözümüzde basitleştiği için " Aman, yapana kadar alıverelim. Hazır olan var işte.” Düşüncesiyle, tembellik ve hantallık yeni nesle mirasımız oldu. Harcadığı enerjiden daha fazlasını alan vücutlar, obezite derdiyle tanıştı. Büyükler; haram ve şüpheliden temiz olmadıkça, ağızlarına lokma koymazlar hatta gönülsüz yemeği yemezlermiş.
Allah dostlarından birinin ikram edilen bir yemeği yemediğini gören ev sahibi, bunun nedenini sorduğunda;
" Bu yemek öfkeyle pişirilmiş. Biz bundan yersek, gönlümüzün feyzi kesilir.” Cevabını almış.
Şimdi nasıl hazırlandığını; temiz mi değil mi bilmediğimiz, her türlü kimyasalın karıştığı, ayaküstü yenen hazır gıdalara düşkünlüğümüz o kadar arttı ki, evde pişen tencere yemekleri gittikçe azalmaya başladı.
Buna bir çare olarak; özellikle kendi ürettiğini satan, doğal niteliğini koruyan pazarlarımızdan alışveriş yapmalı, kimyasalın karışmadığı gıdaları evimize almalıyız.
Dönerleri, hamburgerleri, pizzaları bile kendi elimizde, biraz çaba sarf ederek hazırlamalı, çocuklarımızı korumalıyız.
Ah! Bir de her yediğimizi sergileme hastalığımız var. Gıdayı temiz ve helal yolda elde ettik; sağlıklı olması için doğal olmasına dikkat ettik ama hazırladığımız sofraları herkesin gözüne sokmak için sosyal ağlarda sergilediğimizde o gıdayı bedene hastalık ettik.
Peygamberimiz (sav) efendimiz ; " Kim iki göz bakarken, onun imrendiğini yerse, vücudu hastalık bulur.” Buyuruyor.
Bugün vücudun gıdalarını konuştuk. Bir sonraki yazımızda ruhu besleyenleri yani sevdiklerimizi konuşalım. Buluşmak üzere inşallah.
ACİZLİK
MAYA
BAŞARI
İYİLİK GÜNEŞİ
BELÂ
SIZI
HASTA ZİYARETİ
MUCİZE
Küçük Dağlar
ATOMLARIMIZ 2