Biliyorum hepimiz yoruluyoruz; bu "yapmalıyız –etmeliyiz” mastarlı konuşmalardan… Ama eğer bir rotamız olması gerekmeseydi, neden bizi yaratan bize kurallar koysun… Ya da madem tecrübeler önemli değil; atasözleri neden hayatımızla bu kadar iç içe…
İzafiyet teorisiyle hayata imza atan ve dünyanın zekilerinden kabul edilen, beyninin parçaları ise hâlâ müzede olan Einstein "hata yapmaktan korkmayın” diyor... Çünkü eğer hiç hata yapmadım diyorsa bir insan hiçbir şey denememiş demektir. Bir bebeği düşünelim; yürüyebilmek için kaç kez düşmüştür. Edison, elektrik ampulünü icat ederken, ampulün içine konacak üç bine yakın maddeyi dener, ama başarı gösteremez. Arkadaşları onu bu işten vazgeçirmeye çalışır, üniversite protesto eder. Ama Edison ”öğrendik ki bu üç bin maddeden hiçbiri işimize yaramıyor” der ve çalışmalarına devam eder. Son olarak kömürü dener ve ampul ışık verir.
Yine tıpta frengi hastalığına kullanılan bir ilacın adı 606' tır. Çünkü bu ilacı keşfeden mucit altı yüz beş denemede başarısız olsa da azminden hiçbir şey kaybetmeden devam etmiş ve altı yüz altıncı denemede ilacı bulmuştur.
Sabır; pozitif düşünme kudretidir ve insana en iyi deneyimi zorluklar kazandırır. Atıcılıkta isabet etmeyen oklar da aslında sonuçta pay sahibidir. Bir önceki ok bir sonraki okun hocasıdır. Bir hedefimiz; gerçeklikten kopmayan ama hedefe ulaştıran hayallerimiz, hayalleri besleyen merakımız olmalı… Eğer her gün aynı rutinde "iki günü birbirine eş olan ziyandadır” buyuruyor peygamberimiz (s.a.v) dünün tecrübeleri hafızamızdadır. Ve eğer hayatımızın daha iyi olmasını istiyorsak kendimizi değiştirmeliyiz.
Hepimiz hayatımızda güzel şeyler olsun istiyoruz. Ama bunun hemen olmasını, zahmetsiz oluşmasını bekliyoruz. Goethe, "Faust” adlı eseri için 60 yıl harcamıştır. Bir fidenin ağaç olması, meyve vermesi zaman, emek ve yürek ister. Onu isteyen bir yürek…
Yaptığımız işte başarılı olabilmek için âna odaklanmalıyız. Birkaç işi aynı anda yapmak iki ata aynı anda binmeye çalışmak gibidir. Malloch'un "en iyisi” şiirini duymayan yoktur belki ama yine okunması, hayatımıza aksettirilmesi gereken bir şiir…
EN İYİSİ
Dağ tepesinde bir çam olamazsan Vadide bir çalı ol. Fakat oradaki en iyi küçük çalı sen olmalısın. Çalı olamazsan bir ot parçası ol bir yola neşe ver. Bir misk çiçeği olmazsan bir saz ol. Fakat gölün içindeki en canlı saz sen olmalısın. Hepimiz kaptan olamayız tayfa olmaya mecburuz. Dünyada hepimiz için bir şey var. Yapılacak büyük işler küçük işler var. Yapacağınız iş size en yakın olan iştir. Cadde olamazsan patika ol. Güneş olamazsan yıldız ol. Kazanmak yahut kaybetmek ölçü ile değildir. Sen her neysen onun en iyisi olmalısın.
Hayatta başarıdan çok değerli olmaya çalışmalıyız. Çünkü eğer değerli iseniz suyun altında bir inci de olsanız ya da dağların içinde bir elmas insanlar arar bulurlar sizi…
BİZ YETER Kİ YAŞADIĞIMIZ ANA VE HAYATA DEĞER KATALIM…
