Saf Altın

Uzun zamandır görüşmüyorduk. Karşılaşınca; yüzümü ve yüreğimi saran sevinci; onun yüzünde de aradım. Buluşunca bakışlarımız "evet buldum” dedi yüreğim sessizce… O da sevinmişti beni görünce. Hal-hatırdan sonra geldi sorum "-Neler yapıyorsun?” "-Ne yapayım, zaman öldürüyorum inan ki… Günlük telaşeler… Ben bakarken kenardan ömrüm bitecek galiba usulca” dedi…

"Özlemişiz” dedik. İki eski dost ayaküstü hiç bitmeyesi lezzetinde lakırdılardan sonra ayrıldık. Ama dostun cevabı damlayan musluk sesi gibi beynimi kemiriyordu.

-"Zaman öldürüyorum”

Ne çok kullanıyoruz biz bu kelimeyi ve ne çok anlamını buluyor hayatımızda. Oysa zaman Allah'ın Kur'an'da üzerine yemin ettiği birkaç kıymetliden biri… "And olsun zamana” (asr)

Hasan-ı Basri Bağdat çarşısında öğrencileriyle gitmektedir. Pazara uğrar. Bağdatlı adamın biri de tüm parasıyla dağlardan buz getirtir. Yazın en sıcak günlerinden birini yaşayan Bağdat pazarında karlı bir satış yapmak istediği için buzları tezgâha koyar. Ama sıcağı gören tüm buzlar hızla erimeye ve su halini almaya başlar. Adamcağız tüm sermayesini buzlara yatırdığı için can havliyle bağırır”

-"Ne olur sermayesi eriyip-tükenen bu adama acıyın, lütfen buz alın, hadi!”

Adamın yakarışlarını duyan Hasan-ı Basri çarşıda bayılır. Ayılınca telaşlanan öğrencileri "Efendim, ne oldu? Sıcak mı sizi bunalttı” derler.

"yok” der Hasan-ı Basri. "Ben Asr suresini ancak şimdi tam manasıyla bildim. Benim ömrümde o buz gibi eriyip tükenmekte, hemen kara çevirmenin çabasına girmeliyim, daha çok daha çok çabalamalıyım”

Altından ,elmastan dünyadaki tüm hazinelerden daha kıymetli olan zamana neden hesapsızca kullanıyoruz. Birimizin elinde çil-çil altınlar olsa onu sokaklara atıp savurur muyuz? Yoksa en güzel nasıl değerlendirebiliriz, nasıl kâra çeviririz” diye mi uğraşırız.

Bence günümüz insanı zamanın kıymetini ancak trafikte anlıyor. Kırmızı ışıkta arabalar 20 sn. beklemeyi o kadar uzun buluyor ki; daha sarı yanar yanmaz bir korna operası başlıyor. Ah! Bir de öndeki araba azıcık yavaş davrandıysa vay haline! Korna sesine eklenen "uyuyor musun kardeşim ya kaplumbağa senden hızlı” bağrışları havada uçuşuyor. Yine bir markette kasa sırası beklerken, apartmanda asansörün gelmesini, doktorda numaramızın okunmasını ve ya faturalarımızı öderken yine çok kıymetli oluyor zaman. Ama saatlerce bir koltukta oturup film seyrederken, facebookta dolaşırken ya da cep telefonumuzda oyun oynarken hiç bilmiyoruz zamanı…

Burada bir "es” koyuyorum yazımıza. İnşallah devam edeceğiz…

Vakti nakit bilenler ne yapmış?


Yazarın Diğer Yazıları