19 MAYISLAR SÖZLE DEĞİL ÖZLE KUTLANIR

19 Mayıs'ta M.Kemal, Samsun'a kendisi mi çıktı? Yoksa 19 Mayıs ile başlayan kurtuluş mücadelesi bir devlet operasyonu, M. Kemal de bu projenin bir görevlisi miydi?

Murat Bardakçı "Bir devlet operasyonu 19 Mayıs” adlı kitabında bakın ne diyor?

"Biri kadın üçü çocuk 79 yolcu, altı adet at ve bir de otomobil ile 1919'un 16 Mayıs'ında öğleden sonra saat 16.30'da Galata Rıhtımı'ndan kalkan vapurun üç gün devam eden ve 19 Mayıs 1919 sabahı Samsun'da son bulan yolculuğu, katıldığı dünya savaşından yıkılmış, parçalanmış ve işgale uğramış halde çıkan bir imparatorluğun küllerinden yepyeni bir devletin doğması yolunda atılmış ilk adımdır.

Yazar kitabında Mustafa Kemal Paşa'nın Samsun'a gidişinin gözden kaçmış bazı ayrıntılarını bir kısmı şimdiye kadar yayınlanmamış belgeler ışığında ortaya koyarken, Cumhuriyet'e uzanan millî kurtuluş hareketinin ilk adımını teşkil eden bu yolculuğun Harbiye Nezâreti'nden Dahiliye ve Bahriye Nezâretleri'ne, zamanın Genelkurmayı'ndan Sadaret'e ve Saray'a kadar devletin en üst düzeyinin dünya savaşı bozgunu sonrasında "bir şeyler yapabilmek için beraberce hazırladıkları bir devlet operasyonu olduğunu” anlatıyor.

Bunun anlamı şudur: Şimdiye kadar resmi ideoloji ve yaltakçısı tarihçiler tarafından kendisine her türlü iftira atılan, her türlü hakaret yapılan padişah Vahdettin (hataları olabilir, çok yetenekli de olmayabilir.) ama asla vatan haini değildir. En zor zamanlarda bile yeni bir devlet kurabilmek için çıkış arayan, bunun için devlet operasyonu hazırlayan bir padişahtır.

Amasya Genelgesi çağrısı ve Sivas'ta milli bir kongre toplanmasını öngören genelgesi sonrası M. Kemal'in yetkilerini aştığını düşünerek "ordu müfettişliği” görevine son veren, derhal İstanbul'a dönmesini isteyen Osmanlı Hükümeti, bunu elbette İngilizlerin talimatı ve baskısı ile yapmıştı.

Bunun üzerine M.Kemal, askerlik mesleğinden ve bütün askeri görevlerinden istifa ettiğini bildirdi. Ancak Anadolu'daki askeri ve sivil erkân hiçbir sıfatı kalmayan M.Kemal'e itaat etmeye devam etti.

M.Kemal'in "ordu müfettişliği” görevine son veren, derhal İstanbul'a dönmesini isteyen Osmanlı Hükümeti, gizli talimatlara O'na itaat edilmesini istemiştir. Osmanlı Hükümetinin gizli desteği olmasa, başta -emrinde bir ordu bulunan-Kazım Karabekir Paşa ve diğer askeri ve mülki erkânın hiçbir sıfatı kalmamış tek başına kalmış sivil bir kişinin emrine girmesi mantıksız olurdu.

Gelelim günümüze. Günümüzde 19 Mayıs'ı kimlerin nasıl anladığına. 19 Mayıs'ın amacına kimlerin aykırı, kimlerin uygun davrandığına…

19 Mayıs'ı en çok kutlayan ve savunan CHP. Şeklen. Sadece tören boyutunda. Peki siyasette?

Devleti bölmek isteyen PKK ve -siyasi uzantısı olduğu artık tartışmasız hale gelen- HDP ile seçim işbirliği yapması, teröriste terörist dememesi, çukur kazanlara "arkadaş” demesi, Türkiye'yi bölmek isteyen teröristlerle işbirliği yapması Cumhuriyetin "kurucu partisi” olmakla övünen CHP'ye yakışıyor mu?

Bu 19 Mayıs ruhuna ihanet etmek değildir de nedir?

Cumhur İttifakı ise devletin birliğini, beraberliğini, vatanın bölünmez bütünlüğünü savunuyor.

Devletin birliğini, beraberliğini, vatanın bölünmez bütünlüğünü savunanlar mı, devleti yıkmak ve vatanın bölmek isteyenlerle işbirliği yapanlar mı 19 Mayıs ruhuna daha uygun davranıyor?

19 Mayıslar törenle değil, bedenle, söz ile değil öz ile kutlanır…


Yazarın Diğer Yazıları