SUSARAK DA ANLAŞABİLİRİZ

İnsan olabilmenin yolu, yaratılmış her şeye sevgi ve merhamet duyabilmekle başlar. Bu haftaki yazımı bizimle evimizde yaşayan küçük dostumuza; bizimle hayatı paylaşan, dilsiz ama her şeyi anlayan ve anlatan kedimize ithaf etmek istiyorum.

Çocukluğumda burnuna takılı halka ve uzun zincirlerle mahallelerde gezdirilen ayılar vardı... Sonra her yüke koşulan eşekler ki; bize edep ile "merkep” dememiz öğretilmişti.

Güvercin, kanarya hatta sonraları papağanlar da aramıza katıldı...

Türkiye hayvanları koruma derneği 1924 yılında kuruldu. Aslında 1900'lerin başında yerli ve yabancı hayvanseverler çalışmalara başlamıştı. 1936'da park ve bahçelerdeki kuşların ne şekilde olursa olsun öldürülmemeleri. 1948'de köpek ve horoz dövüşlerinin ardından ise deve ve boğa güreşlerinin yasaklanması geldi. Bu konuda alınan yol tatmin edici gibi görünse de daha çok işler yapılmalı, mutlaka kanunlarla düzenlenmeli.

Dilsiz canlarımızın, dünyaya kattıkları anlatmakla bitmeyecek anlamları var. Peygamber efendimizin de buyurduğu gibi: "Siz yerdekilere merhamet edin ki, göktekiler de size merhamet etsin.”

Aslında bu hadisi şerif her şeyi anlatıyor İnsan'a en çok merhamet ve sevgi yaraşıyor.

Sev kardeşim sev, koru, kolla kendine verdiğin değeri onlara da ver. Onların minnacık kalbi ama kocaman sevgileri var.

Çünkü yeryüzü sadece bize ait değil, hayvanlar insan hayatının en güzel sevgi parçası, öğreticisidir...

Ve o sevgi ve merhamet inanın aslında bize gerekli.

Bizi besleyecek, kalbimizi yumuşatacak olan onların sevgisidir.

Sevelim ki ; içimizde uzanacağımız bir merhamet yatağı bulalım....

Kutsal kitabımız Kuranı Kerim'de : "Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi topluluklardır. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi) toplanıp rablerinin huzuruna getirileceklerdir.” (Enam 38) buyurulur.

Dünyada yaşamı paylaştığımız hayat ortaklarımıza "insaf” ile davranalım

Merhamet edene merhamet edilecektir mutlaka.

Bir empati belki daha iyi anlatacak:

Sokaktasın...

Sığınacak bir yerin yok...

Hava soğuk...

Yağmur yağıyor...

Açsın ve tek kelime konuşamıyorsun...

Hisset ve anla!

İşte bu yüzden yaz kış bir kap mama, bir kap su ile onların gülümsemelerini sağlayabiliriz. Bir hayvansever ve yıllardır hayvan besleyen biri olarak söylüyorum: Onlar da bizim gibi. Onlar da sevgiye muhtaç. Ve en güzel, en masum onlar seviyor. İnanın...

En önemlisi hissetmek değil mi ?

Hissedebilenlerle susarak da anlaşabilirsiniz.

Bir gün değil her gün yanı başımızda güzel gözleriyle bize saf sevgiyi hissettiren canlar; hayatımızı güzelleştirdiğiniz ve bizimle bu dünyayı paylaştığınız için biz size teşekkür ederiz.

Her canlının yaradılış hikmeti vardır. Her canlının anlattığını dinlemek ise yumuşak kalplerin işidir. Kalbimizi yumuşattığınız ve bizi gülümsettiğiniz için hepinize minnettarız.

O yüzden, bir çiçek sev, bir hayvan sev...

Ama mutlaka sev!

Günleri ayları olduğu için değil, sevgiye muhtaç olduklarını (olduğumuzu) bilerek daima, S E V E L İ M...

Seversek korumaya gerek kalmayacak ki!


Yazarın Diğer Yazıları