Kadim Değer: Adalet (13 Medeniyet’ten Misallerle)

Tarihin en başından bugüne devam eden ve mülkün temeli olan adalet asli değer olarak ön plan çıktı.

Adalet üzere oldukları sürece devletler/milletler ayakta kaldı, ondan ayrıldıklarında yıkıldılar.

Küfür devam etti belki ama zulüm asla! Teferruatta değişiklikler oldu belki, ama öz hep aynıydı, adil olan yoluna devam etti, zulmeden kısa sürede battı.

Bu kuralın en çarpıcı örneği ehli beyt ve mevali diye horladıkları diğer Müslüman milletlere zulümde çok ileri giden Emevi'lerin bir devlet için komik rakam olan 89 yılda yıkılmalarıdır.

"Geçmişler geleceğe, bir su damlasının bir su damlasına benzediğinden daha çok benzer.” (İbn Haldun)

"Aynı ırmakta iki defa yıkanamazsınız.” (Herakleitos)

1.Sümer ve Akkad'lardan…

"Güneş tanrısı Samaş'ın hakça kanunlarıyla ülkemizde adaleti gerçekleştirdim. Memlekette adaleti tesis ettim; öksüz, zengine teslim edilmedi; dul kadın, kuvvetli adama teslim edilmedi!..”

(Urnammu, M.Ö. 2111-2094)

2.Babil'den…

"Memlekette haksızlıkları kaldırmak ve zayıfı kuvvetliye ezdirmemek için bu kanunları taş bir sütuna yazdırıp, herkes görmesi için Marduk tapınağına diktirdim, hakkı yenilmiş ve şikayeti olan kimse, adaletin kralı olan benim diktirdiğim yazılı stel üzerindeki bu kanunnamemi okusun da ona göre hakkını arasın, kalbi ferahlasın.”

(Hammurabi, M.Ö. 1793-1750)

3.Assur'dan…

"Eğer bir adam, komşu tarlanın sınırını ihlal ederek onun arazisinin bir kısmını kendisininkine katarsa, suçlanıp ispat edildiğinde, ihlal ettiği tarlanın 1/3'den fazlasını tazminat olarak verecek, bir parmağı kesilecek, yüz değnek vurulacak, bir ay süreyle kral angaryasında çalışacaktır.” (B/V/13)

4.Hitit'den…

"Ülkenin hukuk sorunlarıyla ilgili karar verecek olan sen, kararını iyi ver. Ekmek ve bira uğruna, (kararlarını) onun (suçlunun) hanesi, biraderi, karısı, bir aile üyesi, sülalesi, hısım ya da dostları lehine çevirme. Karar veremediğin bir davayı efendin kralın önüne getir ki kararı kral versin. Hangi kente dönerseniz dönün, kentin bütün insanlarını toplayınız. Her kimin bir davası varsa, karar veriniz ve onu memnun ediniz. Eğer bir kölenin, veya hizmetkarın veya yaşlı bir kadının davası varsa, hakkında karar veriniz ve onu memnun ediniz. Basit bir davayı zorlaştırmayınız. Zor bir davayı da basitmiş gibi göstermeyiniz. Doğru olanı yapınız.”

(Hitit Kralı II. Tuthaliya, M.Ö. XIV. Asır)

5.Mısır'dan…

"Dikkat et!... Bak ne sorulanın tarafını tut ne de insanları köle hakline getir!.. Yukarı ve Aşağı Mısır'dan bir şikayetçi geldiği vakit, her şeyin kanuna göre yapılmasına ve herkesin hakkını elde etmesine nezaret etmek sana aittir. …Şikayetçiye cevap verirken kanun ve kaidelere göre hareket et, bir Sar için emniyettir. Hükmedilen adam ‘benim hakkım verilmemiştir' dememeli. …Allah'ı seven adaleti yerine getirendir. Allah'ın nefret ettiği şey bir tarafı iltizam etmektir, buna göre hareket et, seni bilene ve bilmeyene aynı gözle bak.”

(Göreve yeni atanan bir vezire Firavun'un yaptığı nasihatten)

6.İbraniler'den…

"Seni Mısır diyarından, esirlik evinden çıkaran Tanrı'n Yahova benim. Karşımda başka ilâhların olmayacaktır. Kendin için oyma put, yukarıda göklerde olanın yahut aşağıda yerde olanın yahut yerin altında sularda olanın hiç sûretini yapmayacaksın; onlara eğilmeyeceksin ve onlara ibadet etmeyeceksin. Cumartesi gününü takdis etmek için onu hatırında tut. Altı gün işleyeceksin ve bütün işini yapacaksın, fakat yedinci gün Tanrı'n Rabb'e sebttir, sen ve oğlun ve kızın, kölen ve câriyen ve hayvanların ve kapılarında olan garibin hiçbir iş yapmayacaksınız. Babana ve anana hürmet et, ta ki Tanrı'n Rabb'in sana vermekte olduğu toprakta ömrün uzun olsun Katletmeyeceksin. Zina etmeyeceksin. Çalmayacaksın Komşuna karşı yalan şahitlik etmeyeceksin Komşunun evine tamah etmeyeceksin; komşunun karısına yahut kölesine yahut câriyesine yahut öküzüne yahut eşeğine hiçbir şeyine tamah etmeyeceksin.”

(Çıkış/Tesniye)

7.Hind'den…

İnsanlar düşüncesiz ve tutarsızdır ve yalnız kendilerini düşünür.

Yine de sen onları sev!..

Eğer iyi şeyler yaparsan, insanlar seni art niyetli, bencil olmakla suçlayacaklardır.

Fakat yine de sen iyi şeyler yap!..

Eğer başarılı olursan sözde dostlar ama gerçek düşmanlar kazanırsın.

Fakat yine de sen başarılı ol!..

Bugün yaptığın iyi şeyler yarın unutulacaktır.

Fakat yine de sen iyi şeyler yap!..

Dürüstlük ve açık yüreklilik seni savunmasız yapacaktır.

Fakat yine de sen dürüst ve açık yürekli ol!..

Büyük düşünen büyük adamlar küçük düşünceli küçük adamlar tarafından yere çarpılır.

Fakat yine de sen büyük düşün!..

İnsanlar güçsüzlerin yanında görünmeyi severler ama, sadece güçlülerin peşinden giderler.

Fakat yine de sen güçsüzler için uğraş ver!..

Yıllarca emek verdiğin oluşturduğun yapıt bir gecede yıkılabilir.

Fakat yine de sen yapıcı ol!..

İnsanların gerçekten yardıma gereksinimleri vardır, ama onlara yardım edersen senden kötüsü olmaz.

Fakat yine de sen insanlara yardım et!..

Sahip olduğun en güzel şeyleri dünyaya versen bile insanlar senin dişlerini sökeceklerdir.

Fakat yine de sen sahip olduğun güzel şeyleri dünyaya vermeye devam et!..

(Karma, Hind Felsefesi, çev. H. Pekin)

8.Türkler'den…

"Beyler memleketi tanzim ve idare etmek, halkı düzene sokmak için atanmışlardır. "Ey hükümdar! Sen bugün bir hekimsin, halkın ise sana muhtaç olmanın hastasıdır. Eğer sen bunlara ilâç vererek tedavi etmezsen, halk için bir hayat felâketi olursun. Tanrı bunu yarın sana sorar; orada kendini kurtaracak cevabı hazırla. Sen her vakit doğrulukla hükmet, beylik kanun ile ayakta durur. Ey Bey! Gücün yettiği kadar kanunu tatbik et ve halkın hakkını vermeye çalış. Benim bu kanunum hangi memlekete erişirse, o memleket -baştan başa taşlık ve kayalık dahi olsa- hep düzene girer. Kanun sudur, akarsa nimet yetişir. Ey hakim! Memlekette uzun müddet hüküm sürmek istersen, kanunu doğru yürütmeli ve halkı korumalısın. Kanun ile ülke genişler ve dünya düzene girer.”

(Kutadgu Bilig'den)

9.Çin'den.

Unutma ki, kanun insanlar içindir, insanlar kanun için değil!.. Onun için erdemli bir yasa düzenleyici ve uygulayıcısı, içgüdüleriyle hareket eden hayvanlarla değil, insani duyarlılıklara sahip varlıkla ilgili meselelerle meşgul olduğunu hiçbir zaman aklından çıkarmamalıdır…

(Li Ki-Külliyatından, M.Ö. 12. Asır)

"Biz yöneticiler adil olmayan davranışlarımızdan dolayı Göğe karşı sorumluyuz. Benim işlediğim suçlar yüzünden halkımı cezalandırma; halkımın işlediği suçları bana yükle!..

(Kral Tang, Konfüçyüs, Konuşmalar, 86)

10.Eski Yunan'dan…

"Yargı, hak ile haksızlığı ayırmadır.

(Aristoteles, Nikomakhos'a Etik, 1133a)

"Mahkemeleri yolunca kurulmamış devlet, devlet olmaktan çıkar.

(Platon, Yasalar VI. 766d.)

11.Roma'dan…

"Roma'da adaletin temsilcisi "Justitia” alır. Romalılar, tanrıçanın, adaletli bir yargılama yapabilmesi için, gözlerinin kapalı olması ve karşısındakini görüp etkilenmemesi gerektiğini düşünmüşler. Hukuk ve adalet ile birlikte anılan Jusitita, daha çok ahlaki değerlerle güçlendirilmiş bir adalet anlayışını betimlemektedir. Justitia'nın sol elindeki terazi destek ve muhalefet gücünü, sağ elindeki iki ucu keskin kılıç ise akıl ve adalet gücünü simgelemektedir. Justitia'nin modern ikonası mahkeme salonlarında da kullanılmaktadır. Gözlerindeki bağ objektifliği simgeler; korku ya da taraf hislerine sahip olmadan, tarafsız ve kimliksiz objektif olmak demektir.”

12.Araplar'dan…

"Allah'a and olsun ki Mekke şehrinde birine zulüm ve haksızlık yapıldığı zaman hepimiz, o kimse ister iyi ister kötü ister bizden ister yabancı olsun, kendisine hakkı verilinceye kadar tek bir el gibi hareket edeceğiz; deniz süngeri ıslattığı ve Hira ile Sebîr dağları yerlerinde kaldığı sürece bu yemine aykırı davranmayacağız ve birbirimize malî yardımda bulunacağız” (Hilfü'l-fudûl'dan, Süheylî, II, 73)

13.İslam'dan…

"Muhakkak ki Allah adaleti, iyilik yapmayı, akrabaya/yakınlara bakmayı emreder; ahlaksızlığı/hayasızlığı, fenalığı ve azgınlığı da yasaklar. İyice anlayıp tutasınız diye size öğüt verir.”

(Kur'an-ı Kerim, Nahl, 16/90)

"Ey insanlar! Biliniz ki rabbiniz birdir, atanız da birdir. Bütün insanlar Âdem'den gelmiş, Âdem de topraktan yaratılmıştır. Arap'ın Arap olmayana, Arap olmayanın Arap'a, beyazın siyaha, siyahın da beyaza hiçbir üstünlüğü yoktur. Allah katında üstünlük ancak takvâ iledir. …Câhiliye devrindeki her türlü ribâ kaldırılmıştır, ayağımın altındadır. Câhiliye devrinin kan davaları da kaldırılmıştır. …Kadınlar hususunda Allah'tan korkun ve onlara en iyi şekilde davranın. … Yöneticilerinize Allah'ın kitabına uydukları sürece itaat edin. …Bugün şeytan sizin şu topraklarınızda yeniden saltanat ve nüfuz kurma ümidini ebediyen kaybetmiştir. Fakat size yasakladığım şeyler dışında küçük gördüğünüz şeylerde şeytana uyarsanız bu da onu sevindirir ve cesaret verir. Sakın zulmetmeyin. Herkes ancak kendi işlediği suçtan sorumludur. Baba oğlunun, oğul da babasının suçundan sorumlu tutulamaz. Benden sonra küfre ve sapkınlığa düşüp birbirinizin boynunu vurmayın. Benden sonra hiçbir peygamber gelmeyecektir. Ey müminler! Size iki emanet bırakıyorum. Onlara sımsıkı sarıldığınız takdirde bir daha asla yolunuzu şaşırmazsınız. Bunlar Allah'ın kitabı Kur'an'la, Peygamberinin sünnetidir.”

(Hz. Muhammed (s.a.v.), Veda Hutbesi'nden)

Gerçek ve tüzel kişiliklerinin yaşarken hak ve adaleti üzerine yaşama çabaları; ilk insandan itibaren zor ve çileli olsa da "şerefli ve haysiyetli temiz bir hayat için” en önemli zarurettir.

Annelerimizden çırılçıplak doğup kundağa sarılarak geldiğimiz şu ihtiyar dünyadan, çırılçıplak olarak kefene sarılarak yaratıldığımız diğer anamız toprağa döneceğiz.

Geriye sadece temiz bir kalp, birkaç güzel amel, söz, yazı, gülümseme, dua (...) kalacak, bırakabilirsek!

Hayırlı bayramlar!


Yazarın Diğer Yazıları