En Büyük Nimet

Yaklaşık 2 aydır malum sebeplerden dolayı evden çıkmıyordum. Yani kendi izolasyonumu kendim gerçekleştiriyordum.

Sonuçta hiçbir şeyin bizim olmadığı gibi bedendeki canda bizim değil, emanet o yüzden emaneti korumakta bizim görevimiz…

Bu süreçte her ne kadar dikkat etsek de olacağı varmış derler ya bizimkisi de o misal bir üşütme durumu hâsıl oldu…

Hemen hemen 1 aydır üşütmeden kaynaklanan enfeksiyonu atlatamadım.

Meram Tıp Fakültesinde Göğüs Hastalıkları bölümünde bulunan doktorum Dr. Öğretim Üyesi Soner Demirbaş hocam sağ olsun hastaneye gitmemin riskli olacağını düşünerek benimle sürekli iletişim halinde oldu.

Yıllardır doktorum olan Soner hocam benimle yine özel olarak ilgilendi ve evde çeşitli tedaviler başladı fakat tedaviler sonuç verse de tekrar tekrar tablo kötüleşti...

Hal böyle olunca artık hastaneye gitmem şart oldu ve nitekim birkaç gün önce birazda kötü bir tabloya hastaneye gitmek zorunda kaldım…

İşte birkaç tetkik yapıldı ve sonuç olarak korona virüs çıkmadı elhamdülillah…

Yoğun bir enfeksiyon olduğunu, akciğerde de biraz problemler olduğunu gördü doktorum. Evde damar yolundan antibiyotik başlamaya karar verdi…

İnşa Allah Rabbimin yardımı ve siz kıymetli gönül dostlarımın duasıyla daha iyi olacağım.

Bu arada daha önce onlar için özel yazı yazmış olsam da yine de söylemeden edemeyeceğim; bu pandemi sürecinde de normal şartlarda da gerçekten doktorlarımıza ve tüm sağlık çalışanlarımıza çok şey borçluyuz…

Hatta şuraya bir anekdot da düşelim; Hastaneye gittiğimde koridorda iki izoleli sağlık çalışanı sedyeyle bir Covid-19 hastasını taşıyorlardı böyle önümden geçtiler…

Hani yoğun izoleli sağlık çalışanlarını haberlerde falan görüyorduk ama ilk defa yakından gördüm…

Boş verin giydikleri 2-3 kat tulumu şunu bunu son kat olarak giydikleri ve tüm vücudu kaplayan o naylon bile insanı perişan eder…

Allah sabır versin, kolaylık versin…

Hiç değilse onların bunca fedakarlığının hatırına evde kalalım…

Sağlık çalışanlarından dem vurmuşken koca hastanede nam salmış meşhur Fatih'ten bahsetmeden olmaz…

Kim bu Fatih, o bugüne kadar damarlarım sıkıntılı olduğundan çoğu sağlıkçının bulmakta zorlandığı damar yolunu her zaman tek seferde bulan adam…

Kendisi Meram Tıp acilde sağlık memuru…

Hastada damar yolu bulamayanlar direk Fatih Aydemir'i çağırıyorlar…

Çünkü eli çok hassas ve damarları çok iyi hissediyor…

Bende nerede olursam olayım onu çağırırım oda hiç kırmaz beni koşa koşa gelir sağ olsun…

Ayrıca son anda çok büyük bir sağlık sorundan, belki de ölümle sonuçlanacak bir problemden kurtardığı da oldu beni. Yani tabiri caiz ise bir can borcum var Fatih abimize…

Allah bütün sağlıkçılarımızdan razı olsun…

Allah onları başımızdan eksik etmesin…

İnanın hasta olduğunda çoğu şeyi daha iyi anlıyor insan, bunlardan en önemlisi de sağlık…

Sağlığın ne kadar çok önemli bir şey olduğunu elden gidince anlıyoruz ama elden gidince değil eldeyken kıymetini bilmek gerek…

Elden gidince o, her şey bir anda grileşiyor gözünüzde…

Yediğinden içtiğinden hiçbir şey anlamaz oluyor insan…

En sevdiğiniz şeylerden soğutuyor adeta…

Tatsız tuzsuz bir şey oluveriyorsunuz bir anda…

Yani sağlık yerinde değilse hiçbir şey yerinde olmuyor…

Huzurun, mutluluğun, hayattan tat alabilmenin kaynağıdır sağlık…

Kısacası çok büyük bir nimet bu sağlık…

O yüzden bunun için ne kadar şükretsek azdır…

Rabbim sağlığıyla imtihan olan herkese Eş-Şafi İsm-i Celili ile tez vakitte şifalar lütfetsin. Âmin…


Yazarın Diğer Yazıları