ALLAH’TAN BAŞKA İLAH YOKTUR

"Allah'tan başka, bir ilah mı var? Ne kıt düşünüyorsunuz?”[1]

"Allah mı daha hayırlıdır? Yoksa onların, Allah'a denk tuttukları mı?” [2]

"Ey insanlar! Sizi ve sizden öncekileri yaratan Rabbinize kulluk ediniz. Umulur ki, böylece korunmuş (Allah'ın azabından kendinizi kurtarmış) olursunuz.”[3]

"O Rab ki, yeri sizin için bir döşek, göğü de bir tavan yaptı. Gökten su indirerek onunla size besin olsun diye yerden çeşitli ürünler çıkardı. Artık bunu bile bile Allah'a şirk koşmayın.”[4]

"Ey kâfirler! Siz ölü iken sizi dirilten (Dünyaya getirip hayat veren) Allah'ı nasıl inkâr ediyorsunuz? Sonra sizi öldürecek, tekrar sizi diriltecek ve sonunda O'na döndürüleceksiniz.”[5]

"O, yerde ne varsa hepsini sizin için yarattı. Sonra (Kendine has bir şekilde) semaya yöneldi, onu yedi kat olarak yaratıp düzenledi (Tanzim etti). O, her şeyi hakkıyla bilendir.”[6]

"Ey İsrail oğulları! Size verdiğim nimetlerimi hatırlayın, bana verdiğiniz sözü yerine getirin ki, ben de size vad ettiklerimi vereyim. Yalnızca benden korkun.”[7]

"(Ey bilginler!) sizler Kitabı (Tevratı) okuduğunuz (Gerçekleri bildiğiniz) halde, insanlara iyiliği emir edip kendinizi unutuyor musunuz? Aklınızı kullanmıyor musunuz? Ey İsrail oğulları! Size verdiğim nimetimi ve sizi (Bir zamanlar) cümle aleme üstün kıldığımı hatırlayın”[8]

"Hatırlayın ki, sizi, Firavun taraftarlarından kurtardık. Çünkü onlar size azabın ek kötüsünü reva görüyorlar, yeni doğan erkek çocuklarınızı kesiyorlar, (Fenalık için) kızlarınızı hayatta bırakıyorlardı. Aslında o size reva görülenlerde Rabbinizden büyük bir imtihan vardı.”[9]

"Bir zamanlar biz sizin için denizi yardık, sizi kurtardık. Firavun'un taraftarlarını da, siz bakıp dururken denizde boğduk.”[10]

"Bir zamanlar; "Ey Musa! Biz Allah'ı açıkça görmedikçe asla sana inanmayız” demiştiniz de, bakıp dururken hemen sizi yıldırım çarpmıştı. Sonra ölümünüzün ardından sizi dirilttik ki şükredesiniz. Ve sizi bulutla gölgeledik, size kudret helvası ve bıldırcın gönderdik ve; " verdiğimiz güzel nimetlerden yiyiniz” dedik. Hakikatte onlar bize değil sadece kendilerine kötülük ediyorlardı.”[11]

"Namazı kılın, zekatı verin, önceden kendiniz için yaptığınız her iyiliği Allah'ın katında bulacaksınız. Şüphesiz Allah, yapmakta olduklarınızı noksansız görür.”[12]

"Ey iman edenler! Sabır ve namazla Allah'tan yardım isteyin. Çünkü Allah muhakkak sabredenlerle beraberdir.”[13]

 

Bir Allah Var!

Akan suyun zerresinde,

Hayat veren bir Allah var,
Şu dağların zirvesinde,
Hakkı yazan bir Allah var!

 

Ağaçların yaprağında,
Dünyaların toprağında,
Caddesinde sapağında,
Desen çizen bir Allah var!

 

Her gün her an heyecanla,
"Ya hu” diyen her bir canla,
Zikreyleyen tüm cananla,
Dertler çözen bir Allah var!

 

Dilârânın kelamında,
Dilrubânın selamında,
Muhabbetin meramında,
Dostça gezen bir Allah var!

 

Yiğitlerde tüm erlerde,
Sabah vakti seherlerde,
Hasret dolu bu yerlerde,
Kulu sezen bir Allah var!

 

Ayet ayet sûrelerde,
Zaman zaman sürelerde,
Gezdiğimiz yörelerde,
Gönle sızan bir Allah var!

 

 

 

 

 

 

Allah'ın İşi!

Şu evren bilmece, insan zerresi,

En büyük yaratış, Allah'ın işi,

Hakkın kudreti her bir küresi,

Yoklardan var ediş, Allah'ın işi!

 

Oku da incele, yaz muammayı,

Tefekkür ederek, çöz muammayı,

Hesap eyle gözet, öz muammayı,

Kendine yar ediş, Allah'ın işi!

 

Erenler ikramı, elden düşürmez,

Allah'ın adını, dilden düşürmez,

Âşık aşka gelir, halden düşürmez,

Cananı ar ediş, Allah'ın işi!

 

Bu kader kitabı, okunasıdır,

Yapılan hatalar, dokunasıdır,

Günahtan cürümden, sakınasıdır,

Şeytanı har ediş, Allah'ın işi!

 

Rabbin sözlerine, aymaz değiller,

Kur'an mesajına, uymaz değiller,

Rahmani kelamdan, caymaz değiller,

Mihmanı kâr ediş, Allah'ın işi!

 

 

Aşkı Yaşayan Bilir!

 

Elle tutulmayan, yaşanan hayat,

Aşkı yaşayanlar, gelsin meydana,

Damarda kan gibi, taşınan hayat,

Aşkı yaşayanlar, gelsin meydana!

 

Canı canan bilir, var da ona sor,

Mecnun'u Leyla'yı, gör de ona sor,

Aşk oduna düşüver de ona sor,

Aşkı yaşayanlar, gelsin meydana!

 

Hallacı Mansur da, aşk içindeydi,

Nesimi'yi sorsan, meşk içindeydi,

Bütün Peygamberler, eşk içindeydi,

Aşkı yaşayanlar, gelsin meydana!

 

Hacerler misali, çöllere dalan,

İsmail'ler gibi, kurbanlar olan,

Hatice timsali, Habibi bulan,

Aşkla yaşayanlar, gelsin meydana!
 

[1] Neml/62

[2] Neml/ 59

[3] Bakara/21

[4] Bakara/22

[5] Bakara/28

[6] Bakara/29

[7] Bakara/40

[8] Bakara/44-47

[9] Bakara/49

[10]Bakara/ 50

[11] Bakara/55-56-57

[12] Bakara/110

[13] Bakara/153


Yazarın Diğer Yazıları