DÜNYA İMTİHAN YERİ
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
SANDWİCH -EKMEK ARASI
Ağaların Arasında Bir Maraba
HAYATA KAZIM ÖZTÜRK’ÜN RUBAİLERİ MERCEĞİNDEN BAKMAK
Acıya/Musibete Ağlamanın Etkisi
KIBRIS NEREYE KOŞUYOR?
Dünya arayışta... Demokrasi artık en iyi yönetim şekli değil
Gönül kapısının anahtarı, Rahmete Açılan Bir Sefer Tövbe
Ekonomide Yüksek Teknoloji Ürün Üretimine Yönelik Zihinsel Dönüşümü Tamamlamakta Geç mi Kalıyoruz?
BİR KİTAP FUARININ ARDINDAN
Değişen Gerçeklik Algoritması
Münafıklık kötü müdür?
KALKINMA YOLU, PKK’NIN SONU
Meğer kuzuyu kurda emanet etmişiz…!
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Hayat, güzelliklerle dolu. Hayatı güzel kılmak elimizde. Kimse; "elimden bir şey gelmiyor, benden bir şey olmaz, yeteneğim yok, beceremiyorum…” demesin. Herkeste şöyle veya böyle beceri var. Önemli olan, bu beceriyi yakalayabilmek. Hani; "bardağın yarısına kadar boş” sözünü ederiz ya. Ederiz de, sözü yanlış anlar ve yanlış uygularız. Aslında; "yarısına kadar dolu bardak” demek en doğru olanı.
Güzelliklere imza atmanın ilk adımı; "Elest bezmiyle” ortaya çıktı. Her birimiz mahalle camiine, Kur'an ve dini bilgilerimizi öğrenmek için gittiğimizde, cami hocası; "Müslüman mısınız?” diye sorar, bizler de hep bir ağızdan; "Elhamdülillah” derdik. Hoca; "ne zamandan beri Müslümansınız?” diye souyu tekrar edince, "ne zamandan beri” den ne kast ettiğini bilmediğimiz için susardık. Bu sefer hoca, kendisi cevaplandırır, "Kalu bela zamanından beri Müslümanım” diye söylememizi isterdi. "Kalu Bela ne demek?” deyince, buna da verecek cevabımız olmuyordu, çünkü "kalu bela”nın ne demek olduğunu bilmiyorduk. Hocamız bu sefer de kalu bela'yı açıklar ve; "kalu bela; ruhlar yaratıldığı zaman Allah'ın; "ben sizin rabbiniz değil miyim?” diye sorduğu soruya; "kalu bela” demeleridir. "Evet Rabbimizsin” demektir.
İnsanın ne eti yenir, ne de derisi giyilir. İnsanı değerli kılan, makamı, parası, güzelliği değildir. Toplum içinde saygın kılan, itibar kazandıran, sevdiren, "ne iyi adam” dedirten; davranışlarımızdır.
Tahir'ül Mevlevi, şöyle der;
"Eli boş gidilmez gidilen yere,
Rabbim boş gelmedim suç getirdim,
Dünyalar çekemezken bu ağır yükü,
İki büklüm sırtımda pek güç getirdim”
Rabbimiz; "Her nefis ölümü tadacaktır”, peygamberimiz de; "Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz, nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz…” buyurarak bizim hayat boyu güzel iş yapmamızı öğütlemektedir.
Güzelliklere imza atmayı bir deneyelim. Göreceğiz ki, yarınımız bugünümüzden daha güzel ve mutlu olacaktır. Denemeye değmez mi? Kolları bunun için sıvamaya değer.
HAYATA KAZIM ÖZTÜRK’ÜN RUBAİLERİ MERCEĞİNDEN BAKMAK
SADREDDİN KONEVİ’NİN EVRENSEL MESAJLARI
HECE ŞİİRLERİ VE RUBAİLERİM
DİLÂRÂ OLABİLMEK
REFERANSIMIZ: KUR’AN OLMALI!
12. KONYA KİTAP GÜNLERİ
SÖZÜN BİTTİĞİ YERLER
OLAYLARDAN DERS ÇIKARMAK
GAZZE, DÜNYAYA BARIŞI ÖĞRETECEK!
HEP YALAN SÖYLEDİLER