ÖZÜ SÖZÜ BİR GÜVENİLİR ÖRNEK DAVA ADAMI OLMAK GEREKİR
Sessiz Çoğunluğun “Temiz Eller“ Manifestosu
YAŞANMIŞ İBRETLİK BİR OLAY: “İKİ KARDEŞ BİLMEDEN EVLENDİ.”
İncitici ve Kahredici Mağlubiyet
Çağdaş Atan’ın Konyaspor karnesi! 6 maç tek galibiyet
OECD, IMF, S&P,FİTCH, MOODY’S bir kere de yanıldık deyin be!
CUMHURİYET OLMASA BİZ OLMAZ MIYDIK?
Dinle Neyden/Gönülden
EĞİTİMDE BİR MİLAT BAŞLAMALI MI?
TEKNOKRATİK TEK DÜNYA DEVLETİ
Hz.Şems-i Tebrizi,Hz. Mevlânâ sema ve Biz
MEVLANA’YI ANLAMAK
Konya’nın Taşına Toprağına İsmi Yazıldı
TERAZİ
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
BİZİM KUŞAĞA OKUMAYI SEVDİREN YAZAR KEMALETTİN TUĞCU
Bocuk Gecesi Cadılar Bayramı’na Karşı
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Osmanlıca-Türkçe sözlükte; Tercüme-i hal; "Biyografi, bir kişinin hayatını anlatan eser” diye tarif edilir.
Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi " TABAKAT” maddesinde tercüme-i hal şöyle ifade edilir; İslâm telif geleneğinde, sahasında tanınmış şahsiyetlerin biyografilerini konu edinen telif türü”.
Necmettin Turinay; "kendini anlatmak veya yazmak” başlıklı yazısında şunları söyler;
"Eskiden, "Biyografi” yerine "hal tercümesi” tabiri kullanılırdı. Daha eski söyleyişle; "hal tercümesi”; bir kişiyi tanımlayacak özet bilgilerin bir araya getirildiği belge. "tercüme-i hal tezkiresi” diyenler de olmuştur. Şimdi o kavramların yerine daha başkaları kullanılıyor; özgeçmiş veya biyografi gibi. Ama bunların yanında halkın, ferasetiyle icat ettiği; "hayat hikayesi” ni de hatırlamak gerekli.
Şair Vecdi Bingöl bir şiirinde şöyle söyler;
"Söylemek istesem gönüldekini,
Dilime dolanan ızdırap olur,
Yazsaydım derdimin ben bir tekini,
Ciltlere sığmayan bir kitap olur” bu şiir, rast makamında bestelenmiştir.
Osmanlı döneminde biyografi yazımı revaçtaydı. Eski şairlerin, hattatların, mimarların, mutasavvıfların kısa hayat hikayeleri, birileri tarafından toplanır ve kitaba dönüştürülürdü. Fakat o kişilerden biri çıkıp da, kendi hayat hikayesini yazmayı asla hatırına getirmezdi.
Türkçe'nin büyük şairlerinden ne Bâkî, ne Şeyh Galip, , ne Nedim, ne de Nailî kendilerini merkez alarak hayat hikayelerini yazmamışlardır. Yalnız bunlar değil, Sultanlar, Vezirler, Valiler… hayatlarını, yaptığı önemli hizmetleri yazmayı veya anlatmayı düşünmezlerdi. Dolayısıyla o eski geleneğin bıraktığı bu boşluğu bugün bizim doldurmamız icap ediyor.
Kişiler kendi bireylerini daha çok önemseyen, yaptıkları iş ve hizmetleri öne çıkarmaya, ruh hallerini, fikirlerini, sukutu hayallerini, nefret ve aşklarını yazabilir hale geldiler….”
Ne oldu bize? Neden bu hallere geldik? O koca koca insanları meşhur yapan; "beni de beğenin”, "bana da yorum yapın”, "Beni arkadaş olarak ekler misiniz?” "Şu kadar takipçim var”…sözleri değildi.
Tevazu, kendini pazarlamak, kendini öne çıkarmak değildir. Hele hele son zamanlarda moda oldu; yediğini, içtiğini, giydiğini… paylaşmak!
Az Bulunuyor!
Gezsen dünya ferdini, bulurum diye,
Ruhu temiz duranlar, az bulunuyor,
Sohbet ile derdini, alırım diye,
Gönüllere girenler, az bulunuyor!
Yaratığa hidayet, Hakkın sözleri,
Kur'an'daki her ayet, süsler özleri,
Hak düşünceler elbet, besler bizleri,
Gerçekleri görenler, az bulunuyor!
Kılıklar kıyafetler, adam etmiyor,
Şölenler ziyafetler, lezzet katmıyor,
Riyakâr nezaketler, özde tutmuyor,
Sevdiğini saranlar, az bulunuyor!
Dili kalbinde olan, tefekkür eder,
Dilârâları bulan, tezekkür eder,
Rab rızasını alan, teşekkür eder,
Kalbi toplu vuranlar, az bulunuyor!
Yunusvari erenler, gerçeği bulur,
Cana gönül verenler, deryaya dalar,
Nefsi terbiye eden, Rabbini bilir,
Hakikate varanlar, az bulunuyor!
MEVLANA’YI ANLAMAK
KURALLARA UYMAMAK BAŞIMIZA GAİLE AÇIYOR!
SÜNNETULLAH
SIRATIN ÜSTÜNDEYİZ
ZULMEDENLER, ASLA HUZUR BULAMAZ!
ÖĞRETMENLER GÜNÜ
GİZLİ AJANDAMIZ OLMASIN
İNSANLIĞI KAYBETMEYELİM!
YENİ ŞEYLER SÖYLEMEK LAZIM
SAMİMİYET