Biz bu ihaneti unutursak…
Devletsizlerin Sinsi İhaneti
15 TEMMUZ VE TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Teröristlerin Ön Şartsız Silah Bırakmalarını Destekliyorum
Divriği’yi Görmeden Ölmeyin!
ÜMİDİMİZ VAR
Elektrikli Otomobiller ve Gerçek Menzilleri
Perdeler Anılar Kapılar
İSLAM TOPLUMUNUN TEMEL AYRIŞMA NOKTALARINDA BİRLEŞTİRİCİ BİR ŞAHSİYET HASAN el-BENNÂ
DEVLET, ASLA CHP’YE TESLİM EDİLEMEZ
Ülkeyi soyanlar rahatsız
Haziran ayı enflasyon rakamları faiz indirimlerine alan açtı
BASIN DİLİ
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
İnanan bir Mü'minin ana gayesi, davası Allah (c.c.)'a, rol model Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'e ve Müslüman olan Ulu'l Emre; İdarecilere, Yöneticilere itaat etmektir. Allah (c.c.)'a kulluk yapıp, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'e ümmet olmak yani Kur'an ve Sünnete uygun olarak hayat yaşamak, Müslüman olan ve yaşantısı ile bunu gösteren idarecilere, yöneticilere de tabi olmak Mü'minlerin en büyük derdi olmalıdır. Bu ifadelerin mefhumu muhalifinden biz Müslümanlar gibi yaşamayan, haram helali dikkate almayan, nefsine yenik düşerek hırsa kapılmış fasık, zalim, hainlere itaat edilmeyeceği çok net anlaşılmaktadır.
Âyet-i Kerîmede: "Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan Ulu'l Emre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz -Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız- onu Allah'a ve Resûl'e götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir.” (Nisâ Sûresi âyet:59)
Her hususta Müslüman'ım diyen kişi hayatını Kur'an ve Sünnete'e uygun olarak yaşamalıdır. Müslümanlar, anlaşmazlığa düştüğü konuları Allah (c.c.)'a ve Resûlü Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'e götürüp onların talimatlarına göre çözüme kavuşturmak zorundadır. Bir hususu Allah ve Resûlüne arz etmekten maksat, meselelerin Kur'an ve Sünnete göre çözüme kavuşturulmasıdır. Müslümanın hayatının her safhasında Kur'an ve Sünnet hükümleri görülmelidir. Allah(c.c)'a, ahirete inanan Mü'min, Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'in Allah(c.c.)' tan aldığı vahiy ile ilahi mesajlarını yaşanılır kılmak, inananların pratik hayatta uygulamalarını sağlamak için verdiği emirlere her Müslümanın uyması şarttır. Bu emir ve talimatlar Hz. Muhammed (s.a.s.)' in sünneti, yani metodu olarak tanımlanır. Sünnet kelimesi, bir hayat tarzını veya davranış biçimini gösterir. İslam terminolojisinde, kendisine tabi olanlara bir örnek olan Hz. Muhammed (s.a.s.)'in hayat tarzı Sünnet olarak ifade edilmiştir. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'in sağlam sahih Sünneti Kur'an-ı Kerîm ile tam bir hukuki bağlayıcılık taşır. Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)' i dışlayarak Sünneti hiçe sayan ve sadece Kur'an'a dayandırılmak istenen bir Müslümanlık düşünülemez.
Dosdoğru olan İslam yolunda yürümek, imanda sebat anlamını taşımaktadır. Bu hususta; Hz. Ebu Bekir (r.a.), Hz. Ömer (r.a.), Hz. Osman (r.a.), Hz. Ali (r.a.) ve sahabeler ve sonrasın da gelen Müslümanlar Kur'an ve Sünnet'ten öğrendikleri farz olan her emri mutlaka yapmışlardır. Ayrıca içtihada açık olan hususlar ki yorumlar ile anlaşmazlık noktalarında çözümler üretmişlerdir. İslam tarihindeki dört Halife döneminde halifeler, hakkında hüküm bulunmayan alanlardaki içtihatları ile Müslümanların ihtiyaçları olan çözümleri üretmişlerdir. İslam, her devir ve dönemde içtihat kapısını hep açık bırakılmıştır. İçtihat hakkında kesin hüküm bulunmayan konularda yapılır.
Biz Müslümanlar kimin derdi varsa elimizden geldiği kadar çözüm üretmek, yardımcı olmak için çalışmalıyız.İslam'ın en doğru bir şekilde anlaşılması ve yaşanması için çalışmalıyız. Önce aile fertlerimizden, akrabamızdan, yakın komşularımızdan başlayıp bütün insanlığın yardımına koşmalıyız. Bu hususta Allah (c.c.)'ın rızasını kazanmak için çalışmak önceliğimiz olmalıdır.Hiç kimseden hiçbir dünyevi beklenti içine girmeden iyiliklerimizi artırmalıyız. Kardeşlerimizin derdi mi var; koşacağız, yardım edeceğiz.İşi mi var; halledeceğiz. İhtiyacı mı var; o ihtiyacı gidermek için çalışacağız. Hiç bir şey yapamasak bile ağlayan biriyle beraber olup bizde ağlayacağız. Biliyoruz ki güzellikler paylaşıldıkça çoğalır,üzüntülerde paylaşıldıkça azalır.
Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) hadis-i şeriflerinde : "İnsanların en hayırlısı insanlara en çok faydası dokunandır emri gereği her zaman iyiliklerimizi artırmak için çalışmalıyız. "Şüphesizki doğruluk, (kişiyi) iyiliğe, iyilik de cennete götürür.Kişi devamlı surette doğru söyleye söyleye nihayet Allah katında sıdık (çok doğru sözlü olan) kimse diye yazılır. Yalan da (kişiyi) sapıklığa, sapıklıkta cehenneme götürür.Kişi devamlı surette yalan söyleye söyle ye nihayet Allah katında yalancı diye yazılır.” (Buhari edep 69) 2818, Müslim:2607)
Teröristlerin Ön Şartsız Silah Bırakmalarını Destekliyorum
TÜRKİYEMİZİ İŞGAL ETMEK İSTEYEN HAİNLERE 15 TEMMUZ’U HATIRLATIRIZ
KANAYAN YARAMIZ KERBELA VE AŞÛRE GÜNÜ
ASIL HİCRET; ALLAH’IN YASAKLARINI TERK EDEREK EMİRLERİNİ YAPMAKTIR
EĞİTİME YAPILAN MADDİ VE MANEVİ DESTEKLERİN ÖNEMİ
SİYONİST İSRAİL ZULMÜNE KARŞI GAZZE’NİN, İRAN’IN YANINDAYIZ
MADLEEN; KENDİSİ KÜÇÜK OLSA DA ETKİSİ ÇOK BÜYÜK BİR GEMİ
KURBAN VE MERHAMET
ŞÜKÜR İLE NİMETLER ARTAR, NANKÖRLÜĞE İSE ŞİDDETLİ AZAP VARDIR
TEADDÜD-İ ZEVCÂT, POLİGAMİ, ÇOK EŞLİLİK