Şivlilik bir dünya markası haline getirilebilir.
KÜRESEL GÜÇLERİN ELİNDEKİ SİHİRLİ GÜÇ, BİLİM
Ağaların eli tutulmaz
REĞÂİB GECESİ BİR GECE DEĞİL BİR YÖN TAYİNİ
Sûfî bir ses işittim uzaklardan…
YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR…
Veeeee nihayet! Güzel futbol güzel sonuç…
Seküler kesimin çatallı dili
AKLINI VE ALNINI TERLETENLER
SEVDALISIYIZ
Meşruiyetin Olmazsa Olmaz 3’lüsü
ÜÇ AYLARA KAVUŞMANIN MUTLULUĞUNU YAŞIYORUZ
Bahanesiz Maçtan Hüsran Çıktı
AHLAK VE VİCDANIN SESİ MISIRLI YAZAR MUSTAFA LUTFİ EL-MENFALUTİ
CUMHURİYET OLMASA BİZ OLMAZ MIYDIK?
EĞİTİMDE BİR MİLAT BAŞLAMALI MI?
SAĞLIK BAKANINA MEKTUP
11. YARGI PAKETİNE LGBT’DE EKLENMELİ
Samsunspor ders verdi, Konyaspor izledi…
Bırakmanın İnceliği
Milletin ekmeği ile oynamayın! Konya’da ekmek neden zamlandı?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
Şehrin ruhu, içinde yaşayan Müslümanların ruhudur. Şehirler kentleşmeye başlayınca, içindeki insan ruhundan ve medeniyetine olan mensubiyetinden fire vermeye başlıyor. Girdiğiniz bir İslâm şehrinde din, dil ve bütün değerlerimizin caddeden, sokağa, mağaza tabelalarından, park- bahçe tarzlarına ve meskenlerinin mimarilerine kadar kendi kimliğimizi haiz değilse o beldenin İslâm medeniyetine aidiyetinin olduğunu tam olarak kestiremeyiz.
Bir İslâm şehrinde câmilerin hemen ötesinde heykeller silsilesi yer alıyorsa, dev avm ve plazalar ulu câmileri, şehrin dinî ve tarihî dokusunu gölgede bırakıyorsa o beldenin İslâm medeniyetine mensup olduğunu gönlümüze inandıramayız. İslâm şehrinin meydanlarında heykel değil, Kur'ân harflerinden tezyinat ve âbideler olmalı.
Kıblegâhımız Mekke-i Mükerreme de dâhil olmak üzere, Şam, Halep, Bağdat, İstanbul, Bursa, Konya gibi bir zamanlar medeniyetimizin numunesi olan medenî beldelerde İslâm şehir kimliğinin devam ettiğini söylemek mümkün mü? Şehir tasavvurumuzu kaybettiğimiz bozgun dönemlerinden bu yana ucube birer sentez şehir suretinin doludizgin devam ettiğini görmek izzetimize dokunuyor.
Allah'a âsi duran ruhsuz gökdelenlerin, apartmanların, metroların istilâ ettiği ikametgâhımız kalbimizi yaslayacağımız, huzurumuzu bulacağımız şehir değil, kenttir. Ruhu olmayan kentten şehre zaman döneceğiz? Müslümanlar kente karşı direnmelidir.Şehri ulvî saadetlere ulaşmanın merkezi olarak gönle benzeten Hacı Bayrâm-ı Velî Hz.lerinin "Nâgehân ol şâra vardım ol şârı yapılır gördüm / Ben dahi bile yapıldım taş u toprak arasında” dediği mânada, sûretiyle gönülleri şâd eden mütekâmil kimliğe sahip şehirleri özlüyoruz. Şehrini arayanlara, yâni şehrini kaybettiğinin farkına varanlara ihtiyacımız var.
HUZUR KENDİ İÇİMİZDE
VATAN AŞKI
MİLLETİN KANALI
KUL HAKKI
GÜLÜNCE HAYAT GÜZEL
EMROLUNDUĞUMUZ GİBİ !
Büyük Sermaye
YÂ BASÎR !
BİR NEBZE NASİHAT
KAPILMA DÜNYANIN CAZİBESİNE !