Büyük Sermaye

Gençlik insan ömrünün en güzel çağlarındandır. Heyecan ve umut gibi duyguların yoğun yaşandığı dönemi kapsar. Bedenen de verimli, güzel bir çağdır. Dolayısıyla gençlik insan ömründe hep özlemle yâd edilir.

Gençlik dönemi insanın hayat içerisinde kişilik ve kariyer olarak da şekillendiği yıllardır. Bu süreçte yaşanılan dönemin ruhu ve gelişen olaylar gençliğin şekillenmesini yakından ilgilendirir.

Nitekim klişe haline gelen "zamane gençliği” ifadesiyle anlatılmak istenen de aslında budur.

Bu minvalde geçmişten günümüze gençliğin hallerine baktığımızda ülke ve dünya üzerinde gelişen olayların gençliğin değişiminde etkili olduğunu görürüz.

Mesela bundan 70 yıl öncesine baktığımızda, dönem gençliğinin, uzun süren savaşlar nedeniyle hayatta kalma mücadelesi adına yollar arayan, dolayısıyla yaşından çok erken olgunlaşan nesil olduğunu, umudun ve hayallerin yerini gerçeklik, korku ve mücadele azminin aldığını görürüz.

İlerleyen zamanlarda savaşlar yerini dünyayı dizayna yönelik teori ve ideolojilere bırakmaya başlamış, bu süreçte siyaset üretmeye çalışan, geleceğe dair umudun ve hayalleri yüksek ve bu yolda aksiyon alan, taraf olan bir gençlik kendini göstermiştir.

Bu dönemin neticesinde siyasetin gençliği kutuplaştırdığı, hayallerin umutların başka amaçlar için araç olarak kullanıldığı görülünce, dönem gençliğinde yaşanan hayal kırıklığı, politikadan uzak bir gençlik dönemini başlatmış, adeta global hedefler yerine kişisel hedefler önemli hale gelmiştir.

Burada dikkat çekmek isterim ki gençliğin kişisel hedefler çerçevesinde kendi içine dönmesi, olgunlaşma seviyesini daha üst yaşlara çekmeye başlamıştır. Çünkü zamanla hayat deneyimi elde etme yaşı yükselmeye başlamıştır.

Teknolojinin ve iletişimin hızlı ilerlemesi gençliğin olgunlaşma sürecini etkileyen faktörlerden biri haline gelmiştir. Önceki zamanlarda sokakta sosyalleşme sağlayan gençlik zamanla bilgisayarda sanal ortamda sosyalleşmeye geçmiş, bu da gençliğin kişilik yapısına etki etmiştir.

Günümüze gelindiğinde ise zamane gençliğinin geçmişte yaşanan tüm dönemleri içerisinde barındıracak yeni bir dönem içerisine girdiği kanaatini taşımaktayım.

Doğal kaynakların azalması, iklim değişikliği ilerleyen dönemlerde savaşları tetikleyebilir ve bu durum gençliğin hayatta kalma mücadelesini arttıran, iletişimin hızlılığı ise mücadele biçimini değiştiren bir etken olabilir.

Ayrıca iletişim hızlılığı gençlerdeki farkındalık duygusunu artırmakta ancak kaynak darlığı sonucu artan rekabet gençlerdeki umut ve hayalleri azaltmaktadır.

Dolayısıyla biz yetişkinler zamanın ruhunun, günümüz gençliğini giderek daralan şartlarda ayakta kalmaya zorladığını unutmamalı, yargılamaktan ziyade anlama gayreti içerisinde olmalı, anlamanın yollarını aramalıyız.

Zira gençliğin hallerini anlamadan, onlara yardım etmenin mümkün olamayacağını aklımızdan çıkarmayalım…

Selametle…


Yazarın Diğer Yazıları