ENERJİMİZ

Avustralya'da uzun süredir söndürülemeyen yangınlardan dolayı şimdiden on iki İstanbul büyüklüğünde alan yandı. Yüz binlerce canlı türü ölürken, hepimizin aklına dünyanın iklimi, dengesi, havası nasıl değişecek sorusu geldi. Hayatın devamı için hava, su, gıda temel ihtiyaçtır, biliyoruz. Havadaki karbondioksit ve zararlı gazların artışının insan, hayvan ve tüm bitki örtüsünü etkilediği için sağlıklı bir yaşamın mümkünlüğünü azalttığını, yanan her ağaçla birlikte bir hava filtresinin daha ortadan kalktığını; azalan yeşilliklerle birlikte su üretiminin de azalacağını dolayısıyla doğal gıda tüketiminin de gittikçe hayâl olacağını biliyoruz. Yaşamımız için hava, su ve gıda kadar önemli olan bir diğer kaynak da enerji!

Dünyada her yıl toplam karbondioksit salımının % 80 ini enerji üretimi ve tüketimi oluşturmaktadır. Bunun en önemli ayağı elektrik. Üç- dört gün önce Konya'nın, Bozkır, Taşkent, Hadim ilçelerinde şiddetli kar yağışı ve rüzgar nedeniyle 1200 elektrik direği devrilmişti. Bu yörenin hayatı felç oldu. Çünkü artık elektrik hayatın ta kendisi durumuna geldi. Buzdolabındaki gıdalarımızın bozulduğu, biriken çamaşırlarımızı nasıl yıkasak diye düşündüğümüz, gaz lambalarına tekrar dönüş yaptığımız, hepimizin bir odada soba ile ısınmaya çalıştığımız eski hayata üç-dört gün dönüş yapmak bile insanları tedirgin etti.

Kaynaklar sonsuz gibi kullanıldığında değeri bilinmez. Ne zaman onları kaybetme tehlikesi yaşarız; o zaman tedbirler aklımıza gelir. Oysa, çok küçük çabalarla , büyük faydalar sağlayabiliriz:

-Kullandığımız sıcak su miktarını azaltmak

-Bulaşık, buzdolabı gibi makinelerin etrafında hava sirkülasyonu sağlayan boşluklar bırakmak

-Kullanmadığımız her aleti prizden çekmek. Kapalı bile olsa stand-by durumunda sadece kumanda ile kapattığımızda ya da proğram bittiği halde elektriğe bağlı olan çamaşır, bulaşık, çay makinelerinin bağlantılarını kapatmak

-Eğer çamaşırımız az ve kirliliği çok değilse ekonomik ve kısa proğramları kullanmak

-Bulaşık makinesine ıslatılmış süngerle temizleme yaparak bulaşıkları dizmek

-Donmuş ürünlerin kullanıma hazır hale getirilmesini mikrodalga veya fırın yerine önceden çıkartarak yapmak

-Duş süremizi on dakikadan beş dakikaya indirerek dünyanın su ve hava dengesine katkıda bulunmak

-Makinelere fazla deterjan koymak; fazla enerji kullanımına yol açıyor, bunu azaltmak.

-Kurutma makineleri yerine çamaşırlarımızı asmayı tercih etmek

-Bir fincan çay için iki fincan su kaynatmak bile enerji tüketimini ikiye katlar

-Florasan lambalar kullanmak. Avize kültüründen uzaklaşmak

-Kullanmadığımız her odanın ışığını kapatmak

-Isıtıcımızın ayarını iki derece düşürerek, biraz kalın giyinip, hem bütçemize hem dünyanın dengesine katkı sağlamak.

Bunlar ilk aklımıza gelenler. Ama biraz itinâ ile hepimiz binlerce güzel çabayı hayata geçirebiliriz. Bu öncelikle bizim sağlığımız, sonrasında tüm insanlığın sağlığı için gerekli. Kaliteli bir yaşam için felâketler gelmeden tedbirler almalı, kendi iç enerjimizi tüm dünya ile birleştirmeliyiz…

Yazarın Diğer Yazıları