DOLAR
41,31
EURO
48,04
STERLİN
55,43
GRAM
4.699,34
ÇEYREK
7.706,36
YARIM ALTIN
15.422,73
CUMHURİYET ALTINI
30.695,40

Böyle çılgınlık görülmedi

Neler oldu neler… Türkiye'de ve Avrupa'da yaz sezonundan bu yana hangi takımın hangi oyuncuları transfer edeceği merak konusuydu. Özellikle Türkiye'de Galatasaray ile Fenerbahçe arasındaki agresif lig yarışı, transfer döneminde de devam etti. Her iki takım da birbirlerinin ilgilendiği oyunculara yöneldi, hatta tabiri caizse birbirlerinden çalmaya çalıştı.

Galatasaray'la anılan Brezilyalı kaleci Ederson, son birkaç gün içerisinde ibrenin dönmesiyle Fenerbahçe'ye imza attı. Fenerbahçe hızını alamamış olacak ki Kerem Aktürkoğlu'nun ardından Marko Asensio'yu da transfer etti. Galatasaray ise Ederson'un kaptırılmasından sonra hızlı davranarak Trabzonspor'un milli kalecisi Uğurcan Çakır ile sözleşme imzaladı. Yaz boyunca Fenerbahçe Uğurcan'ın, Galatasaray ise Ederson'un peşindeyken roller son anda değişti. Galatasaray bununla da yetinmedi bir gece operasyonu ile İlkay Gündoğan'ı transfer etti. 

Fakat Trabzon kaynıyor. Uğurcan gibi bir futbolcunun rakip takıma satılmasına şehir sesiz kalmayacak gibi. Fatih Teke'nin bu hamle karşısında istifa edeceği konuşuluyor. Bu durum, Trabzon'da yönetim değişikliğine varan bir süreci başlatabilir. 

Beşiktaş iki takımın birbirleri ile sürdürdükleri yarıştan farklı bir strateji yütüttü. Durmaksızın oyuncu aldı. Ve yaptığı yanlışı lig başladıktan 3 hafta sonra gördü. Hoca değiştirdi. Şimdi her şey sil baştan yeniden gözden geçirilecek. Sergen hoca bakalım kaç yeni oyuncu alacak. Belki de bugüne kadar yaptığı transferler çöpe gidecek.  

Ama bu tablo, sağlıklı bir yarış değil. Bu iki takım sanki sadece birbirleriyle oynayacakmış gibi transfer yapıyorlar. Oysa lig boyunca birbirleriyle yalnızca iki kez karşılaşacaklar. Anadolu takımları için ise bu kadar para harcamaya gerek yok. Hedef Avrupaysa  zaten her sene birkaç maçtan sonra eleniyorlar. 

Bir diğer mesele de işin ekonomi tarafı. Fenerbahçe'nin Ederson'a yıllık 11 milyon euro ödeyeceği söyleniyor. Bu rakam, bir Anadolu takımının tüm kadrosuna ödediği maaşa denk. As kadroyu bırakın üç büyüklerin yedeklerinin değeri dahi ortalama bir Anadolu takımından fazla. Böyle bir yükün altına giren kulüpler, yarın öbür gün finansal sıkıntıya düşmeyecek mi? Daha önce Bankalar Birliği anlaşmasıyla zar zor ayakta kalmış kulüplerin şimdi yeniden böyle bir çılgınlığa girmesi, Türk futbolu adına ciddi bir risk. Yapılan tespite göre üç büyük takımın transfer bütçesi on yıl öncesine oranla yüzde 500 artmış. 

Avrupa'da transfer sezonu dün akşam kapandı. O yüzden son gün hareketli geçti. Türkiye'de ise hâlâ 10 günlük bir süre var. Yeni sürprizler yaşanabilir. Fakat bu tablo, "transferde şov”un sahadaki kaliteye yansıyıp yansımayacağı sorusunu ortada bırakıyor.

Benim kanaatim şu: Bu çılgın yarış, Türk futbolunun geleceği için hayırlı görünmüyor. Bu yarış sahadaki akıldan öte ekran önü şova yönelik.

Yazarın Diğer Yazıları