Aptallığa oynamak

Kimsenin ODTÜ ile derdi yok.
Kimsenin ODTÜ öğrencileri ile, öğretim üyeleri ile de derdi yok.
Dert, ODTÜ isminin arkasına sığınarak şiddet uygulayan militan gruplarla.
Ve dert, o militan grupları görmeyip, görmek istemeyip, iktidara muhalefet cephesinde rol kesmeye kalkanlarla ve medya aptallığıyla...


Ve dert, o militan grupları ister tehdit sonucu ister gönüllü olarak "öğrenci" kisvesine sokup, savunmaya kalkan ve şiddeti meşrulaştıran sözüm ona akademik kadro ile...
Biz bu oyunu 40 yıldır yaşarız.
40 yıldır öğrenciler adına ama terör odakları tarafından sürdürülen şiddetin adı "öğrenci olayları" olur, "demokratik eylem" olur.
Amaç, tüm bu olaylara "öğrenci" ve "demokrasi" adına masumiyet kisvesi giydirmektir.Medyanın bir bölümü böyle geldi bugüne kadar.


Hasan Cemal "kendini yazdı", okuyun, bakın, 1971 12 Mart'ı öncesinde, kendisinin de içinde bulunduğu medya çizgisi, sahte (evet sahte, boş tabutla yapılan) cenaze törenlerindeki provokasyonu nasıl sivil-asker-aydın devrimi için malzeme olarak kullanmış.
Ya bilinçli, ortamı ısıtma politikası...
Ya da aptallık.
Evet, maalesef aptallık.
Bir bakın kendinize
Oradakilerin büyük kısmının ODTÜ'lü olmadığını biliyorsanız...
Oradakilerin büyük kısmının öğrenci olmadığını biliyorsanız...
ODTÜ'nün sadece sahne olarak kullanıldığını biliyorsanız...


Oradakilerin, oraya, öyle masum bir protesto için değil, resmen çıngar çıkarmak için geldiğini ve ülkeyi terörize etmenin bilinçli bir tercih olduğunu biliyorsanız...
Bu tür hareketlerin, aslında demokratik bir muhalefet olmaktan ziyade, tükenmiş bir ideolojinin hâlâ direnmeye çalışan artıklarının ürünü olduğunu biliyorsanız...
Ve "ODTÜ geleneği" denen şeyin, ODTÜ'nün ilmi çalışmaları ile, ODTÜ'deki ilmi çalışmaların ise geçmişte orada ortaya konan şiddet hareketleri ile ilgisinin bulunmadığını, ODTÜ'de yetişen kadroların "şiddet eylemleri" içinde yetişmediğini, yetişemeyeceğini, aksine şiddet içine düşürülen pırıl pırıl zekalı gençlerin, anne babaların arzusu hilafına çok acı şekillerde heba olduğunu biliyorsanız...


Ve hâlâ bunlara "öğrenci olayları" deyip geçiyorsanız, sizin yaptığınıza aptallık dışında ne demek gerekir?.. İhanet mi?
Deniz Gezmiş'in ODTÜ işgalinde ne işi var diye sormuyorsunuz? Deniz Gezmiş güzellemesi yapmayı tercih ediyorsunuz.
Bu güzellemeler olmasaydı, belki de Deniz Gezmiş'ler darağacına gitmeyecekti.
Medyanın aptalca güzellemelerinin bedelini, dolduruşa gelen gençler canlarıyla ödedi.


Dönekliğe isyan
"Dönek"liğe isyan ediyorum ben. Birileri bunu "fazilet" gibi, "gerçeğe uyanmak, kendini yenilemek" gibi algılayabilir, alkışlayabilir.
Ama böylesine dönüp duracaksanız, kamuoyu önüne çıkıp yazı yazmayın, görüş belirtmeyin derim.
Çünkü sizi ciddiye alıp hayat çizgisini ona göre belirleyenler, sizin ne zaman döneceğinizi bilmiyor ve ifade ettiğiniz düşünce adına canlarını ortaya koyabiliyorlar.


12 Mart 1971 öncesinde cenaze istismarlarına selam çakanlar şimdi "döndüler" ve hâlâ "duayen gazeteci" rolünde yazılar yazıyorlar, ya o cenaze istismarında yol almaya devam edenlere ne oldu?


Şimdi sırtı sıvazlanan "ODTÜ göstericileri"nin içinden bir bilim adamı çıkacak mı yoksa bunlar da ıskartaya çıkmış elemanlar haline mi gelecek?
Yapmayın, aptallığınızın bedelini, terü taze gençlere ödetmeyin. Siz arkasından ağlıyorsunuz ama canı onlar veriyorlar, onların hayatı heba oluyor.


O fotoğraf
Ahmet Özal, babası rahmetli Özal'ın hastaneye giderkenki bir fotoğrafını verdi medyaya. Fotoğrafta Özal, hastaneye giderken ayakta, koluna girilmiş yürürken görülüyor. Fotoğraf Anadolu Ajansı imzalı. Bu fotoğraf, "Özal hastaneye geldiğinde ölmüştü" iddiasını yalanlıyor. Fotoğrafı görünce "Ne bu" diyorsunuz. Evet, ne bu?


Yazarın Diğer Yazıları