İnsan, kıyamet ve sonrası

Maya takvimi dünyayı 21 Aralık'a ve kıyamete kilitledi.
Bir de İzmir'in Şirince köyü ile Fransa'nın Bugarach köyüne... 21 Aralık'ta kıyamet kopacak ama dünyada iki küçük yer, Şirince ile Bugarach köyleri kıyametten etkilenmeyecekti.
Onun için kıyametten kurtulmak isteyenler bu iki köye akın etti.
Kıyamet gündemi, insanoğlunun bu hadiseye nasıl baktığına dair de çok ilginç enstantaneler ortaya koydu.
Mesela kıyamet kopacağını düşünerek evine erzak depolayanlar oldu.
Muhtemel ki kıyametten sonra onları kullanabileceği bir dünyanın var olacağını düşünerek.
Mesela kıyametten kurtulmak için Şirince ya da Bugarach'a gidip de, dönüş biletini de almayı ihmal etmeyenler oldu.
Muhtemel ki döndüğünde geride kendi memleketini bulacağına inanarak...
Bunlar, insanoğlunun evrenin ve kendisinin geleceğine ilişkin kafasının ne kadar karışık olduğunun göstergesi... Ama bir "Son"un olması, insanı ciddi biçimde tedirgin ediyor ve insan böyle bir "Son"a hazırlanmak istiyor, bu bir gerçek.
Kur'an ve kıyamet
Bizim değer kaynağımız, Yaratan'ın insanoğluna mesajı olan Kur'an, evrenin bir sonu olacağını bildiriyor. Bunun adı, Kur'an'a göre de "Kıyamet."
Ama Kur'an'da "Büyük haber" diye nitelenen kıyametin bildirilen bir takvimi yok.
Peygamberimiz bile kıyamete dair soruları, "Onun bilgisi Allah'ın nezdindedir" şeklinde cevaplıyor.
İnsana, evrenin sonuna dair bir tarih, saat bildirilmediği gibi, "ölüm" dediğimiz kendi bireysel sonuna dair de bir tarih ve saat bildirilmemiş. İslam bilginleri ölümü de "insanın kıyameti" gibi değerlendirmişler.
Bireysel veya kainat çapında yaşansın, kıyametli ilgili doğru değerlendirme ne olabilir diye sorulursa, İslam bunun için de bazı ölçüler veriyor.
Bir kere, ölüm de kıyamet de, dünya veya evren ile ilgili bir son olsa bile tam bir son değil. Ölümden sonra da kıyametten sonra da yeni bir oluş, yeni bir hayat var.
Yine Kur'an, kıyamet sonrası hayatın kalitesinin, dünyada yaşanan hayatın değerlendirilmesi sonucu belirleneceğini bildiriyor.
Ve bize bu dünya hayatını bahşeden Kudret, ebedi hayattaki kalitenin gerçekleşme şartlarını da bildirmiş.
Sonrasına hazırlanmak
Dünya da, onun içinde yer aldığı evren de tesadüflerin eseri değil, ölüm ve kıyamet de...
İnsan doğuşuna da hakim değil, evrenden göç edişine de... Tabii ki evrenin işleyiş mekanizmasına da, dolayısıyla onun kaderine de...
Evreni insan başlatmadı, insan sonlandırmayacak.
O zaman insan, kendini değerlendirirken de evrenin hayat seyrini değerlendirirken de onu Var Eden Kudret'in mesajlarına bakacak.
O Kudret, yani Allah Teala, insanoğlunun yeryüzü ikametini bir imtihan süresi olarak niteliyor ve insanı "Yarına ne gönderdiğine baksın" diye uyarıyor. Ve bir uyarıda daha bulunuyor: "İnsan neyi yaptı neyi yapmadı bilecek." Çünkü insanın her yaptığı bir hayat defterine yazılıyor.
Kıyamet sonrası hayatta ilk safhada insana "Oku kitabını" denecek. İnsan da hayat kitabına ya da bugünün imkanlarıyla söylersek hayat filmine bakacak ve şaşıracak, "Ne oluyor bu kitaba ki küçük büyük bir şey bırakmamış her birini teker teker kaydetmiş" diyecek.
Buralardan baktığımızda kıyamet sonrasına hazırlanacak olan şey, kilerlere makarna veya pirinç, bulgur, yağ doldurmak değil, gerçekten Yaratan'ı hoşnut edecek bir hayat kitabı hazırlamak olmalı.
Benim bu yazıyı yazdığım sırada 21 Aralık geçmiş, henüz kıyamet kopmamıştı. Ama elimizde kıyamet yarın kopmayacak diye de bir bilgi yok.
Ama her an hazır olmak gerekiyor. Bu konuda duyarlı olan "Allah adamları" der ki, "Her nefes son nefes olabilir." O zaman hayatı son nefes sonrasına göre hazırlanarak yaşamak lazım.


Yazarın Diğer Yazıları