PEYGAMBERLER (A.S.), AŞERE-İ MÜBEŞŞERE EHLİBEYT İMAMLARI (R.A.) ve MÜCEDDİDLER

Evet:

Marifet onda yaşar, kalbdir iman vatanı,

Herşey kalksın aradan, Rabbini büyük tanı!

Ubade bin Sâmit Radıyallahü Anh'den rivayete göre Resûl-i Ekrem Sallâllahü Aleyhi ve Sellem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır:

"Her kim: Allah'tan başka ilâh olmadığına, bir olduğuna ve şeriki (ortağı) bulunmadığına, Muhammed'in Onun kulu ve Resulü olduğuna, keza İsa'nın Allah'ın kulu, Resulü, Meryem'e ilka ettiği bir kelimesi ve Allah tarafından verilen bir ruh olduğuna, cennetin hak, cehennemin de hak olduğuna şahâdet ederse, o insan hangi amel üzerinde olursa olsun, Allah onu cennete sokar.”

Şu hususa dikkat gerekir:

İsa Aleyhisselâm'a "Kelime” adını vermesi: Sair Âdemoğulları hilâfına babasız doğduğu içindir. Zira Hazret-i İsa sırf bir "Kün” kelimesiyle olmuştur.

Herevî şöyle demiştir:

- Hazret-i İsa Aleyhisselâm'a "Kelime” adı verilmesi "Ol!” kelimesi sebebiyle dünyaya geldiğindendir. Nitekim (Rahmete sebep olduğu için) yağmura da rahmet derler. Yüce ve Kerîm olan Allah'ın onun hakkında:

"Allah'tan bir ruhtur.” buyurması, "Allah'tan bir rahmettir” manasınadır…

Bunun ifade ettiği mânâ: İsa (Aleyhisselâm) Allah tarafından yaratılmıştır, demektir. İsa Aleyhisselâm'ın Allah'a izafeti Nâkatullah (Allah'ın devesi) ve Beytullah (Allah'ın evi) izafetlerinde olduğu gibi teşrif izafetidir. Yoksa bütün âlem ve içindekiler Allahu Teâlâ'nındır. O'nun tarafından yaratılmıştır…737

Evet: Hazret-i İsa Allah'ın kulu ve Resulüdür. Kur'ân-ı Kerim'in bildirdiğinden başka şeylere inanan ve itibar edenler başlarını dalâlet kayalarına çarparlar. Onlar âhirette de en büyük ziyana uğrayanlardır.

27. FAHRİ KÂİNAT HAZRET-İ MUHAMMED MUSTAFA (S.A.V.) EFENDİMİZ

Yaradılmışların İlki ve En Hayırlısı, En Evvel, Dede ve Baba Abdülmuttalib, Baba ve Anne Üzerinde Hiçbir Kul Hakkı Yoktur, O Gece Meydana Gelen Harikalar

Âlemlere rahmet kapılarını açıp inayet hazinelerinden mürüvvet cevherleri saçan, sadakat bağında biten iman ağacına rahmetten yaprak, ibadet bahçesinde yetişen irfan fidanına kanaatten meyve, muhabbetten çiçek bahşeden yüce Allah'ımız insanlık âlemine bir nur gönderdi. Kâinat fezası da bir rahmet güneşi parladı… Bu ebediyet güneşinin doğmasıyla cihan günleri saadet cennetlerine döndü… Bu İlâhî güneş; Allah'tan gelen aşkın hedefiydi. Âlemlerin efendisiydi… Topyekûn zaman ve mekânın ve bütün mahlûkatın Peygamberiydi…

Peygamberlik sancağının ötelerde ilkiydi… Dünyada son… Sonların sonunda da en son sahibiydi ve peygamberler tahtı¬nın da sultanıydı…

Hem nasıl bir sultan?.. Sultanlar bile kapısında köle olmayı en büyük nimet bildiler…

"Levlâke Levlâk” hitabına mazhardır o! Âlemde hiçbir faniye nasip olmayan bir nura mâliktir ki, bütün varlık bu nurdan yaratılmıştır.

Nasıl ki, âlemlerin rabbi olan Yüce Allah, bir ve benzersiz ise; O da benzerleri bütün insanlar ve peygamberler arasında bir ve yine benzersiz…

Biricik yaratılış sebebi ve Allah'ın Sevgilisi…

O, öyle bir nur ki, o yüzden var olduk…

O, öyle bir uludur ki, ne desem ondan ileridir…

Ve her şeyde herkesten üstün olan ve ileri gidendir…

O'nun, nuru bütün mahlûkatın maksududur… Âlem halkı, O'nun için yaratılmıştır…

O, Nebiyy-i âhir zaman, Kevser çeşmelerinin mâlikidir… Vücudu, âleme mahzâ rahmettir…

Azîz ve celîl olan Allah, onun kadir ve kıymetini belirtmek için başına "Levlâk” tacını koymuş ve şöyle buyurmuştur:

"Sen olmasaydın, sen olmasaydın, âlemleri yaratmazdım!”

Ve işte O, tek katresinin hacminde bin umman çalkalanan ve tek zerresinin menşurunda bin kâinat yüzen Kevser havuzunun sahibi…

İki âlem de O'nun varlığıyla var oldu… Arş'da, O'nun adıyla durup dinlendi…

Her hususta âlemin ulusu O'dur. Her dertlinin derdine derman, her hastanın gönlüne merhem olan yine O'dur…

Bir taş parçası bile, O'nun yüzünden yüceliğe erdi. Ay, parmağının bir işaretiyle ayrıldı; güneş batmışken bir emriyle tekrar doğdu. Mucize parmaklarından susuz kalan ümmete çeşmeler akıttı. Bir hurma kütüğünü bile iştiyakla inletti…


Yazarın Diğer Yazıları