Aylardır..
Haftalardır...
"Düştük düşeceğiz" diye ateş çemberinin içerisinde kıvrandık, hep o kabusu yaşadık ve sonunda derinden bir "ohhhhh.." çekeceğimiz farklı galibiyetin ardından, korkulu rüyadan uyandık..
Belki sahamızda hiç de ummadığımız takımlara verdiğimiz puanlar olmasaydı, bugün bu korkudan uyandığımızın sevincini değil, "avrupa.. avrupa.." diye şarkılar söyleyebilecek bir durumda da olabilirdik..
Torku Konyaspor'un Manisa'da ilk yarıda oynadığı Akhisar Belediyespor maçını stadta izlemiştim. Oradaki maçta 1-0 galipken, her nedense zaman zaman takım galipken nükseden "geriye yaslanma" hastalığı bu maçtada kendini göstermiş ve aldığımız maçı 2-1 kaybetmiştik..
Oysa 4-0'lık maçta takım gole doymamış ve adeta attığı kadar da kaçırdığı pozisyonlarda işin garnitürü olmuştu.
Hep söyledik.. Yine de söylüyoruz: Bu takım kötü bir takım değil. Gekas, Hleb, Itandge ve Djalma gibi yabancı yıldızları, Hasan Kabze, Mehmet Uslu, Mehmet Güven, Ali Çamdalı ve Ergün Teber gibi klas futbolcuları, kendi bünyesinden gelen; Selim Ay ve Tolga Ünlü gibi genç yetenekleri ile bu takımın yeri bugünkü yeri değil elbette..
Yıllardır düşüp çıkmaktan ders almış değiliz. Yeter artık. Bu bir son olsun. Her yıl "düşmeme" mücadelesi veren takım değil, Konya adını Avrupa'da "duyuran" takım olma mücadelesi veren takım olalım.
Bunun için hemen şimdiden start verilmeli. Kongrede, takviyesini yapıp kendisini yenilemiş bir yönetimin mazeret değil, hizmet üretme zamanı artık..
Bu sezon Torku Konyaspor için lig bitmiştir..
