DOLAR
40,70
EURO
47,30
STERLİN
54,83
GRAM
4.441,29
ÇEYREK
7.272,78
YARIM ALTIN
14.591,05
CUMHURİYET ALTINI
29.046,65

Dil Giderse Kimlik gider.Karamanoğlu Mehmet Bey’den Bugüne Türkçeye Sahip Çıkmak.

 

 

 

Bin yıllık medeniyetimizin taşıyıcısı, ecdadımızın duası, gönlümüzün tercümanı olan Türkçemiz, son yıllarda sokaklarımızda, tabelalarımızda, reklamlarda ve hatta çocuklarımızın dilinde tahribata uğramakta,yerli yerinden sökülmekte, yabancı kelimelerle işgal edilmektedir.

 

Dil,sadece bir iletişim aracı değildir.

Dil,bir milletin ruhu, vicdanı, hafızası ve kimliğidir.

Dil, milletin gönlünde biriken maneviyatın, akılda olgunlaşan düşüncenin ve tarihte yoğrulan medeniyetin ete kemiğe bürünmüş halidir.Bir insan kalbiyle hisseder, aklıyla düşünür ama diliyle var olur.Bir millet, ordusuyla fetheder ama diliyle yaşar.

Dil,bir toplumu millet yapan en güçlü bağdır.İşte bu yüzden, bir milleti yıkmak isteyenler önce onun diline saldırır. Çünkü bilirler ki,Bir milletin dilini bozan, zihnini fetheder,zihnini fetheden, kalbini de esir alır.

Dil, sadece konuşma ve yazma aracı değildir.

Dil, bir milletin hafızası, kimliği, medeniyet damarı ve manevî mirasının taşıyıcısıdır.

Mevlânâ'yı Mevlânâ yapan, kelimeleriyle gönüllere kurduğu köprüdür.Yûnus Emre, sade Türkçesiyle âriflerin kalbine taht kurmuştur.

Bugünden sonra divanda, dergahta, bargâhta, mecliste, meydanda Türkçeden başka dil kullanılmaya!

Karamanoğlu Mehmet Bey, 1277

Yıl 1277.Anadolu'nun bağrından bir yiğit devlet adamı ses veriyor.Türkçe konuşun! diyor. Derdi Kimlik, aidiyet, medeniyet meselesi.

O günden bugüne tam 750 yıl geçti. Lakin onun o çağrısı hâlâ kulaklarımızda yankılanıyor. Belki de hiç bu kadar haklı olmamıştı! Ve bugün haklılığını çok iyi anlıyor,bu haklılığa kulak vermemiz gerekiyor.

Karamanoğlu Mehmet Bey Ne Demek İstedi?

Karaman Beyliği, Selçuklu'nun çözülme sürecinde Türkçeyi devlet dili yaparak adeta bir milletin dilinin önemini ifade eden bir bildiri yayınladı. Çünkü dil, sadece kelimelerin toplamı değildir.

Dil, kültürün taşıyıcısıdır.

Dil,insanla başlar, milletle büyür.

Dil, bir milletin kalbidir, hafızasıdır, benliğidir.Atasözlerimizden hikâyelerimize kadar,Hepsi dilin içinde saklıdır.Eğer dil bozulursa,Maziden koparız,Kimliğimizi kaybederiz,

Geleceğe de durmuş bir kalple yürürüz.

 

Karamanoğlu Mehmet Bey bunu sezmişti. Görmüştü ki bir millet, kendi dilinden uzaklaşırsa, kendinden de uzaklaşır.

Bugün ne kadar da benziyoruz o günlere!

 

Bakınız bugün sokaklara.

"Store”, "Barber”, "Exit”, "For Sale”, "Coffee Shop” tabelaları altında ezilen bir Türkçe var.

Oysa bu tabelalar sadece birer yazı değildir.

Onlar, zihin dünyamızda kurulmuş kimliksizlik tuzaklardır.

Her "market” tabelasıyla bir "bakkal” ölür,

Her "studio” yazısıyla bir "fotoğrafçı” unutulur,

Her "brand name”le bir "milli şuur” erir gider.

Sadece Tabela mı? Medyada da,Eğitimde de dilimiz örselenmekte?

Bugün çocuklarımız "like” diyor, "reels” çekiyor, "challenge” yapıyor.Kuzen diyor.

Türkçeyi bir kenara bırakarak sosyal medyada büyüyor.

Belkide bu gidişle ileride torunlarımız bize,dede sizin zamanızda da anne yerine,mather,baba yerine father,kardeş yerine brohter mi diyordunuz diye sorabilirler.

 

Dizilerde argo, küfür, yoz dil sıradanlaştı.

Üniversite öğrencileri İngilizce sunum yapabiliyor ama Türkçe iki cümleyi doğru kuramıyor.

Bu sadece bir dil kaybı değil; bu, zihinsel bağımsızlık kaybıdır!

Ne Olmuş yani yabancı Kelime konuşamayız mı? Konuşursun ama aslından uzaklaşır,yabancılaşırsın.

Der! Ama Karamanoğlu Mehmet Bey de der!O der ki,Dilinden uzaklaşan, kimliğinden uzaklaşır.

Bir milletin başına gelebilecek en büyük felaket, düşman işgali değil,zihinsel işgaldir.

Tarihte her sömürgeci ilk iş olarak işgal ettiği milletin diline saldırmıştır.Çünkü dil bozulursa düşünce bozulur.Düşünce bozulursa inanç, ahlak, aidiyet çözülür.

 

Peki Ne Yapmalı? Devlet Millet el ele vererek Türkçemiz ve halkımızın konuştuğu dilimize sahip çıkmalı ve yabancı kelime,cümle ve söylemlerden vaz geçmeli,Ana dilimize sahip çıkmalıyız.

Artık hamasi söylemlerin ötesine geçmeli, somut adımlar atmalıyız.

Dil Yasası Çıkmalı.Fransa, İran ve Macaristan örnekleri incelenmeli. Yabancı tabela kullanımı sınırlandırılmalı.

Eğitimde Türkçeye ve Halkımızın konuştuğu diğer dillere göre eğitim verilmeli.

Türkçe öğretimi, gramerin ötesine geçmeli. Şuur aşılanmalı. Liselerde divan edebiyatı yeniden sevilerek okutulmalı.

 

Medyaya Denetim yapılmalı.Argo, yabancı kelime özentisi, bozuk cümle yapıları, reyting uğruna dilimizi lime lime ediyor.karışıklık yerine arbede,yaptı yerine yarattı gibi vs.kelimeler medya aracılığıyla yozlaşma ya doğru götürülüyor.

 

Camiler ve Derneklerde,Vaazlarda, hutbelerde, gençlik çalışmalarında dil şuuru verilmelidir. Türkçeye aşk, genç nesillere miras olmalıdır.

Milli Markalara Destek verilmeli.Türkçe isim taşıyan markalar, devlet eliyle teşvik edilmeli, yerli kimlik küresel özentilerden korunmalıdır.

Hz. Ali Ne Güzel Buyurmuş:İnsan, dilinin altında gizlidir.Bir millet de dilinin altında gizlidir.Diline sahip çıkmayan, kendine de, vatanına da sahip çıkamaz!

Karamanoğlu Mehmet Bey bugün yaşasa, belki şöyle haykırırdı:

Ey ahir zamanın evladı!

Ne oldu da, kendi dilinden utanır oldun?

Ne oldu da, İngilizce tabela görünce övünür, Türkçe görünce küçümser oldun?

Kalk ayağa!

Diline sahip çık!

Çünkü o senin yitik kimliğin, gömülü hazinendir.

Unutma aziz kardeşim:Türkçe giderse, İstanbul gider, Konya gider, Erzurum gider.Ve sonunda biz gideriz.

Dil giderse, ezan susar.

Dil giderse, şair susar.

Dil giderse, millet susar.

 

O yüzden,Türkçeye sadakat, vatana sadakattir.

O halde şimdi sözümüzü Karamanlı Mehmet Bey'in 750 yıl öncesinden gelen çağrısıyla bitirelim:

"Bundan sonra divanda, dergahta, bargâhta, mecliste, meydanda Türkçeden başka dil kullanılmaya!"


Yazarın Diğer Yazıları