Ümmetin Yetimliği, İçimizdeki Düşmanlar ve Büyük Oyun
Durdurun şu Ekrem Coşkun’u!
Sessizlik, Kabullenme, Vazgeçiş…
Altındaki hareketliliğin gerçek sebebi nedir?
İNSANLAR, AHİRETTE DÜNYADA YAPTIKLARININ KARŞILIĞINI BULACAKTIR
ER YA DA GEÇ, MAZLUM KAZANIR, ZALİM KAYBEDER
Hem şeftali hem motor üretmek (Teknofest günlüğü)
HAYDİ AKLIMIZI TERLETELİM
ZEHİR
En Büyük Engelimiz: Yazamamak
Konyaspor Galatasaray’ı yener mi
HÂLLERDEN HÜKÜMLERE BİR YANILGIYI ANLATMAK
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
Kendine Yenilen Konyaspor
HAYATIN ANLAMINI KAVRAYAN İKİ ŞAHSİYET KUSS B. SAİDA VE EBU’L-BEKA ER-RUNDÎ
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Toplumdaki dezavantajlı grupların yaşadıkları sıkıntıların çözümüne katkıda bulunacak her eleştiri kıymetlidir ve dikkate alınması gerekir. Ancak Türkiye'nin ekonomik problemleri; Kızılelmalarımızı kaybetmekten daha büyük değildir. Elbette ki emeklilerimizin, gençlerimizin, asgari ücretlilerin, küçük esnafın sorunları var ve bu sorunları görmezden gelmek için hiç kimse kafasını kuma gömmüyor göremezde. Çünkü bu ülkeninim ekonomik potansiyeli fiziki potansiyelinden çok daha büyüktür.
Dok değerli muhalif ekonomistler; eleştirin ama ülkemizin geleceğine dair insanlarımızın ve özelliklede gençlerimizin umutlarını mahvetmeyin. Kendi tezlerinizi haklı çıkarmak için ekonomik veri cellatlığı yapmayın. Asıl derdiniz eleştirmek değil; mevcut ekonomik sorunları kullanarak ülkemizin menfaati için "iyi olan şeyleri gölgeleme” çabasıdır. Tıpkı savunma sanayinde dünyanın hayranlıkla izlediği gelişmeleri önemsizleştirmek için; "Sınırlarımızda bize saldıran düşman mı var, bunca masrafa ne gerek var” dediğiniz gibi.
Ayrıca hem sınırlarımızda hem de sınır ötelerinde ülkemize açık ya da gizli bir şekilde düşmanlık besleyen birçok ülke var. Çünkü bulunduğumuz coğrafya dünyanın en stratejik bölgesindeki nadide bir mücevher gibidir. Son beş yıl içinde küresel ekonominin üzerinden silindir gibi geçen felaketler ve bunları sübvanse etmek için basılan karşılıksız dolarlar tüm gelişmekte olan ekonomilerin başına dolarizasyon belası olarak geri döndü. Piyasalardaki fazla dolarları emmek için yeniden uygulamaya konulan sıkılaştırılmış para politikaları ise hem faizleri yükseltti, hem de gelişmekte olan ülkelerin borçlanma maliyetlerini maliyetleri artırdı. Haliyle Türkiye'de bu süreçlerden nasibini almış oldu.
Üstüne üstlük asrın en büyük felaketi olan depremin getirdiği yaraların sarılması için gerekli olan devasa büyüklükteki mali yüklerde işin ekstrası oldu. Açıkça söylemek gerekirse Türkiye dışında dünyadaki hiçbir devlet böylesine büyük bir yükle kolay kolay başa çıkamazdı. Özetleyecek olursak ülkemizin ekonomik verilerini eleştirenler sanki Türkiye'de hiçbir şey olmamış, büyük bir deprem felaketi yaşanmamış gibi davranıp eleştirme hazzının dayanılmaz konforunu yaşamaya devam ediyorlar. Açıkça söylemeseler de rahatsız oldukları şey Türkiye'nin resesyona girmemesi, enflasyon oranlarının giderek düşmesi, cari açığın azalması ve makro finansal istikrarın yavaş yavaş sağlanmaya başlamasıdır. Hiç kimse Türkiye ekonomisini küçülterek veri cellatlığı yapmasın. Ülkemizin ekonomik potansiyeli istatistiki verilerden çok daha büyüktür.
Altındaki hareketliliğin gerçek sebebi nedir?
Fedakârlık sırası kayıt dışı zenginlerde
Ekonomik boykot insanlık onurunun yanında olmaktır
Piyasalarda öngörülebilir fiyat kavramını allak bullak ettiler
Merkez bankası dezenflasyon sürecine destek verdi
Altın yatırımcıları dikkat!
Büyüme ve enflasyon verilerindeki olumlu gelişmeler umut veriyor
Kripto para piyasaları bir oyun alanı değildir
Carry Trade gibi yöntemlerle gelen sıcak para girişleri felakettir
Konut arz sorunu çözülmeden kira enflasyonu zor düşer