Lige Fenerbahçe galibiyeti ile muhteşem bir başlangıçla "merhaba" diyen Torku Konyaspor, yine "ahlarla vahlarla" kaybedilen bir maçı daha geride bıraktı..
Fenerbahçe maçı galibiyeti ile ayakları adeta yerden kesilen bir havada, önce Sivas'a, ardından da Kasımpaşa'ya yenildi.
Milli takım maçları için lige verilen aranın ardından, Elazığspor, maçına son transferlerinin, özellikle de flaş golcüsü Yunanlı Gekas'lı takviyeli kadrosu ile çıktı
Sivasspor maçından sonra yazdığım yazıda "Konyaspor'un geçtiğimiz yıllardan kalma iki ayrı devrede, iki ayrı oyun mantalitesi maalesef bu yılda da devam ediyor" diye önemli bir konuya işaret etmiştim. Bu hastalık aynen Elazığ'da da devam etti. Yine iki ayrı devrede iki ayrı Konyaspor izledik.
Aynı yazıda, "ciddi anlamda bir golcü ile orta sahadaki adam gibi adamsızlık resmen sırıtıyor" diye kadro eksikliğini vurgulamıştım.
Bu maçta o istediğimiz orta saha ve yine o istediğimiz golcüye fazlası ile sahip olmamıza rağmen, bu kez beceriksizlik ve şanssızlık kendini gösterdi, bir de Elazığ kalecisinin muhteşem kurtarışları ön plana çıktı.
Bazıları gibi bu takımdan umutsuz değilim. Elazığ, Konya kalesine üç-beş kez geldi, 2 gol buldu ve galip geldi. Torku Konyaspor ile özellikle ikinci yarıda Erdal'ın 2 şutunu direklerde patlaması ve kaleci Zülküf'ün inanılmaz kurtarışları Konya'nın tek yenilgisinin sebebi olsa gerek.
Bunu ister Konyaspor'un beceriksizliğine, isterseniz de Elazığspor kalecisi Zülküf'ün kalesinde devleşmesine bağlayın.
Ama sonuçta kaybedilmiş bir maç ve kaybedilmiş 3 puan var. Yani sabırlar giderek taşıyor. Bu gidişe bir "dur" denilmeli artık. Bu hafta sonu iç sahada oynayacağımız Gençlerbirliği maçı, yeni transfleri ile, süper golcüsü ile yeni bir başlangıç olsun.
Bu ayıp bize hiç mi hiç yakışmıyor..
