ÇALIŞMAK BAŞARILI OLMANIN ADIDIR

Hem dünyevi hemde uhrevi anlamda başarılı olmak için çalışmak zorundayız. Hem dünyevi, hemde uhrevi konularda başarılı olmak için zaman zaman bazı zorluklarla karşılaşılması muhtemeldir. Zorluklarla karşılaştığımızda sabır ve metanetle yapmamız gerekenleri yaparak çalışmalıyız ki başarılı olabilelim. Her zorluktan sonra mutlaka bir kolaylık vardır.Dünya hayatına imtihan edilmek üzere gönderilmiş bulunuyoruz. Yaratılış gayemizin amacı kulluktur. Bundan dolayıdır ki; bazen korku, bazen ölüm, açlık, mallarımızın ve ürünlerimizin eksiltilmesi, yok edilmesi, fakirlik, zenginlik v. b. sebeplerle imtihan ediliriz. Nefsimize zor gelen sıkıntılı anlarımızda isyan etmeden sabır göstermeli ve israftan kaçınmalıyız. Verdiği nimetler için Allah (c.c.)'a şükretmeli ve teslimiyet gösterilmelidir.

Sünnetullah gereği inanan inanmayan her bir insan dünya için çalışırsa mutlaka başarılı olur ve karşılığını alır. Dünya için çalıştığında başarılı olunduğu gibi ahiret için de çalışan inanan ve İmanının gereklerini yapan, güzel ahlâk sahibi bir Mü'min âhiret hayatında da huzura, cennet'e Cemalullah'a kavuşur. İnanmayan insanların bu dünya ya yönelik çalışmalarında başarı söz konusu olurken, ahiret hayatında başarılı olmaları mümkün değildir.Çünkü gerçek âlemde başarıya götüren özellikler İman, salih amel, güzel ahlâk sahibi olunması emredilmiştir.İnanmayan, imanın gereklerini yapmaktan uzak durup çalışmayanlar gerçek âlemde başarılı olamıyacakları için cehennem'e gitmeleri kaçınılmaz bir şekilde tahakkuk edecektir. Mü'minler olarak; maddi ve manevi alanlarda başarılı olmak için çok çalışmak ve gayretimizi, çabamızı çok net olarak sürdürmek, her meşru alanda üretimlerimizi artırmak zorundayız. İmtihan için gönderilmiş olduğumuz dünya hayatında, ebedi hayatta kurtuluşumuzu sağlayabileceğimiz amellerle dop dolu olarak yaşamalıyız. Kaybedenlerden olmamak ve kurtuluşa erişmek için hem dünya hemde ahirete yönelik çalışmalıyız. Dünya hayatında kulluk görevimizi noksansız yapmaya çalışmalı aynı zamanda üretimimizi her meşru alanda artırıp helâl yoldan rızkımızı temin ederek kendimiz, ailemiz, milletimiz ve insanlığın kurtuluşu için çalışmalıyız.

Tevekkül, kişinin sebeplere sarılarak yapabileceği, yapması gerekenleri yaptıktan sonra gücünü aşan hususlarda, neticenin hayırlı, bereketli olmasını güç ve kudreti sonsuz Allah (c.c.)'tan dilemesidir.Yüce Allah(c.c.)'ın hikmetli iradesine tam teslim olmak ve hakkımızdaki takdirine rıza göstermek, Müslümanın asli görevi kulluktur. Sebepleri yerine getirmeden, tevekkül etmek sadece bir aldanmışlıktır. Kur'an, bu önemli hakikatı şöyle beyan buyuruyor: "İnsan için ancak çalıştığının karşılığı vardır.” (Necm Sûresi Ayet:39) Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)'in huzuruna girip de: "Devemi bağlayayım mı, yoksa tevekkül mü edeyim?” diyen kişiye "Deveni sağlam bağla, öyle tevekkül eyle!” tembihinde bulunmuştur. Mü'min, her hususuta, kendine düşen görevi yapıp, neticeyi Allah (c.c.)'tan beklemelidir. Allah (c.c.) âyet-i kerimelerinde şöyle buyuruyor: "Bir kere de azmettin mi, artık Allah'a tevekkül et!” (Âl-i İmran Sûresi Ayet:159) "Eğer, Allah'a iman edip, O'na tam teslim olduysanız artık O'na itimad edin.” (Yunus Sûresi Ayet: 84) "Mü'minler ancak Allah'a dayanıp güvensinler.”(İbrahim Sûresi Ayet:11) Tevekkül eden, bütün korkulardan emin olur. En kritik anlarda bile Allah (c.c.)'a İmanı ve tevekkülü sayesinde sahil-i selamete çıkar ve kurtulur. Sabır nedir? Sözlük Manası: Tahammül etmek, Zorluklara karşı dayanmak, belâ ve musibetler anında şikâyetçi olmamak gibi anlamlara gelmektedir. Dini anlamda Sabır ise; Allah (c. c.)'tan gelen, belâ ve musibetlere karşı isyan etmeden şükür ve Rıza ile karşılayabilmektir. Ayrıca ibadetleri yaparken, nefsin ve şeytanın yanlışa yönlendirmelerine karşı durabilmek demektir

Hiç bir gayret göstermeden tevekkül etmek doğru değildir. Çalışıp, gayret göstermeli, tembellik yapmamalıyız. Sebepler dünyasında yaşadığımız için sebeplere riayet etme mecburiyetindeyiz.Sizler hiç tarlasını ekmediği halde mahsül kaldıran birini gördünüz mü? Buğday ektiği tarlasından kavun-karpuz toplayan gördünüz mü? Görülmesi mümkün değildir.Yani herkes ektiğini biçmektedir.Ne ekersek, ancak onu bulduğumuz gibi bu imtihan dünyasında iyilik yapanların gerçek alemde mükafat görmeleri, kötülük yapanlarında ceza görmeleri kaçınılmazdır.Herkes yaptığının karşılığını bulacak, İlahi adalet tecelli edecektir. Hem dünya hemde ahiret için çalışmalı,gayret gösterilmeliyiz. Ürünlerimizin susuzluktan, fazla yağmurdan, doludan, yangın, çekirge istilası v.b. görünen görünmeyen olumsuzluklardan korunması için Allah (c.c.)'a yalvarmalı ve tevekkül etmeliyiz. Ben ekinimi ektim,gübremi-ilacımı attım,yapmam gerkenleri yaptım tevekküle ne gerek var diyemeyiz. Bir öğrencide derslerine en iyi şekilde çalışmalı,gayret göstermeli,girdiği sınavlarda baş ağrısı v.b rahatsızlıklar olmadan başarılı olabilmesi için tevekkül etmelidir.Her hususta bu hassasiyet gösterilmelidir. Çiftçi, tarlasını ekmeden mahsul bekleyemez. Tarlasını ekip de gereken tedbirleri almadan da ‘Allah'a tevekkül ettim' diyemez. Kendine düşen neyse onları yapar, gerisini Allah'a bırakır. Neticeye de razı olur.

Evlâtlarımızın çok iyi eğitim almaları için uğraştığımız gibi, dürüst, ahlâklı olarak yetiştirmeye gerçek anlamda özen göstermeliyiz. Gençlerimize öz güvenlerini vermeli, tarihimizin derinliklerinde kalan, birçok buluşa imza atan ecdadımız gibi, yarınlarda da çok değerli icatlara sahip olacak, güzel ahlâk sahibi gençleri yetiştirmek için çalışmalıyız. Her türlü kötülükle mücadele etmeliyiz. Alkol, uyuşturucu, sigara, fuhuş v. b. olumsuzluklardan evlatlarımızı uzak tutarak sorumlu kişiler olarak sevgi, saygı, hoşgörü, birlik beraberlik ve kardeşlik duyguları ile dopdolu bir şekilde aydınlık yarınlara hazırlamalıyız.

Rabbimiz, her birimize gerçek anlamda İman etmeyi, imanımızın gereği Salih amelleri işlemeyi, her hususta üzerimize düşenleri yaptıktan sonra Tevekkül etmeyi, başımıza gelen sıkıntılara Sabır ile karşılık verip kurtuluşa ermeyi nasip eylesin. Sıhhat ve âfiyetler dilerim.

omerlutfiersoz@gmail.com


Yazarın Diğer Yazıları