AKLIMA TAKILAN DELİ SORULAR
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
Sancımız GAZZE…
Görmemek için kör olmak lazım
DOHA SALDIRISI İSLAM ÂLEMİ’NİN 11 EYLÜL’ÜDÜR.
Zehirli gelecek gelmesin
AİLE; GÖZ AYDINLIĞI VE CENNET VESİLESİDİR
Piyasalarda öngörülebilir fiyat kavramını allak bullak ettiler
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
VİCDAN
Yeterli ve Dengeli Bir Eğitimle İki Kanatlı Çocuklar!
Kendine Yenilen Konyaspor
Güçlü Aile, Güçlü Toplum. Aileyi yaşat ki toplum yaşasın.
Milli Takım Konya’yı, Konya Milli Takımı sever
HAYATIN ANLAMINI KAVRAYAN İKİ ŞAHSİYET KUSS B. SAİDA VE EBU’L-BEKA ER-RUNDÎ
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Linç Edilen Hekim ve Sessiz Çoğunluğun Feryadı
Rakamlarla Otomobil Piyasası
BASIN DİLİ
Kurban, insanlıkla yaşıt en eski, ama eskimeyen, her yıl yenilenen, Allah (c.c.)'ın Rızasına eriştiren bir ibadettir. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki Aslolan insandır. İnsan, Allah (c.c.)'ın halifesidir. Rabbimiz, merhametinden dolayı evlatlarımızın Kurban edilmesi yerine şartlarını taşıyan hayvanların kesilmesini emretmiştir. Hayvanların kesilmesine itiraz edip karşı olanlar, kasaptan et alıp rahatlıkla yemektedirler. Kasaptan aldıkları etleri yerken merhamet duygularını göremediğimiz bazı kişilerin kesilen Kurban vesilesiyle hayvanların kesilmemesini savunup merhametli kişiler olarak ortaya çıkmaları riyakârlıklarının bir sonucudur. Doğrudan İslam'a saldıramadıkları için İslam'ın emirlerine saldırıp haramları savunarak hainliklerini göstermektedirler. Hak batıl mücadelesi ilk insanla başladı, kıyamete kadar da devam edecektir. Biz Mü'minler insanların ne dediğine değil Allah ve Resulü ne diyor neyi emredip neyi yasaklıyor ona bakarız.
Malumunuz önümüzdeki perşembe günü arife, cuma günü de Kurban Bayramının birinci günüdür. Teşrik tekbiri; arife günü sabah namazında başlar ve dördüncü bayram ikindi namazı sonrası dâhil olarak 23 (yirmi üç vakit), "Allahu Ekber, Allahu Ekber, La ilahe illallahu Vallahu Ekber, Allahu Ekber ve Lillahilhamd” denilerek ikmal edilir.
Arife, bilinen gün anlamına gelmektedir. Bayramı müjdeleyen, bayramdan önceki gündür. Arife, Bayram ve fırsat bulduğumuz zaman dilimlerinde kabirleri ziyaret edip, çokça tefekkür etmeliyiz. Kabir ziyareti, insanlara ahireti hatırlatır. Bu ziyaretler vesilesi ile bir gün mutlaka öleceğimizi hatırlamış oluruz. Bu hatırlama aslında hayatımızı daima güzel ahlâk esaslarına göre yaşamamız gerektiğini de beraberinde getirir. Dünyanın imtihan yeri olduğu, dolayısı ile bu imtihanda mutlaka başarılı olmamız gerektiği anlayışı bizlerde hâkim olmalıdır. Aslında ölüm, dinimize göre bir yok oluş değil, gerçek manada var oluşun başlangıcıdır.
Kurban; sözlükte ‘yaklaşmak' Allah (c.c.)'a yakınlaşmaya vesile olan şey anlamlarına gelmektedir. İslami bir terim olarak ise Kurban; ibadet maksadıyla belirli şartları taşıyan hayvanı, Allah (c.c.)'a yaklaşmak amacıyla kurban bayramı günlerinde usulüne uygun olarak kesmeyi ve bu amaçla kesilen hayvanı ifade eder. Hanefi Mezhebine göre Kurban bayramın 3. günü akşamına kadar kesilebilir. Şafiî Mezhebine göre ise, Kurban bayramının 4. günü gün batımına kadar kesilebilir. Kurban; İbrahim'i bir sadakat, İsmail'i bir teslimiyet ve Muhammedî bir muhabbetin ortaya konması demektir. Kurban; İhlâsımızı, samimiyetimizi, sadakatimizi ve teslimiyetimizi gösterir. Rabbimiz, Kurban keserek yoksul ve düşkünleri gözetmeyi her birimize lütfeylesin. Kurban İbadeti, cimriliğimizi tedavi ettiği gibi, cömert olmamızı sağlar. İhtiyaç sahiplerini düşünüp yardım etme duygusuna sahip olmamızı sağladığı için, merhamet duygumuzu coşturur. Vermeyi, paylaşmayı, gerçek anlamda gönülden yaşamamıza imkân sağlar. Kurbanımızın etinden, ihtiyaç sahiplerine verdikçe, çok özlü ve önemli dualar almamız kaçınılmaz olur.
Hz. Âdem (a.s.)'ın çocukları Habil ile Kâbil, Allah (c. c.)'a birer kurban takdim ederler. Kâbil'in kurbanı reddedilir ve Habil'inki kabul olunur. Bu olay Kuran-ı Kerîm de şöyle anlatılır: "Onlara, Âdem'in iki oğlunun haberini gerçek olarak anlat: Hani birer kurban takdim etmişlerdi de birisinden kabul edilmiş, diğerinden ise kabul edilmemişti. (Kurbanı kabul edilmeyen kardeş, kıskançlık yüzünden), ‘Andolsun seni öldüreceğim' dedi. Diğeri de ‘Allah ancak takvâ sahiplerinden kabul eder' dedi. Yüce Kitabımız Kuran-ı Kerîm, takva sahibi olan bir gönül üzerinden bir başka kurban kıssasını anlatır: Uzun yıllar evlat hasretiyle yanıp tutuşan Hz. İbrahim(a. s.), Allah (c. c.)' dan bu hasretin bitmesini ister. Hz. İbrahim (a. s.)'ın duasını Allah (c.c.) kabul buyurmuş, Salih bir evlât lütfetmiştir. Hz İbrahim verdiği söz gereği evlâdını kurban etmesi gerekmektedir. Bu husus Kur'an-ı Kerîm de şöyle ifade buyrulmaktadır: "Babasıyla beraber yürüyüp gezecek çağa erişince: Yavrucuğum! Rüyada seni boğazladığımı görüyorum; bir düşün, ne dersin? Dedi. O da cevaben: Babacığım! Emrolunduğun şeyi yap. İnşâAllah beni sabredenlerden bulursun, dedi. Biz, oğluna bedel ona büyük bir kurban verdik. Geriden gelecekler arasında ona (iyi bir nam) bıraktık: İbrahim'e selam! Dedik. Biz iyileri böyle mükâfatlandırırız. Çünkü o, bizim Mü'min kullarımızdandır.” (Saffat Sûresi âyet:102,111).
Bu âyetlerde, Hz. İbrahim (a.s.)'ın oğlunu kurban etmesi anlatılır. Bu kıssa bir imtihandır. Bu imtihan, Peygamber olan baba ile oğlu arasında cereyan etmiştir. Şöyle ki, Hz. İbrahim (a.s.)'ın iki oğlu vardı: İsmail ve İshak. Kur'an-ı Kerim'de kurban edilecek çocuğun isminden söz edilmez. Ancak Müfessirlerin kanaatine göre, İsmail'dir. Zira olay göçten hemen sonra olmuştur ki, o zaman İsmail vardı. Ayrıca olay Mekke'de geçmiştir. Mekke'ye gelen de İsmail'dir. İbrahim (a. s.) gece rüyasında, birisinin kendisine, ‘Allah sana oğlunu boğazlamanı emrediyor' dediğini duymuş, sabah olunca bunun şeytandan mı, Rahmân'dan mı olduğu hususunda tereddüt etmiş, üç gece rüyayı üst üste görünce bunun Allah (c.c.)'tan olduğunu anlamış ve gereğini yapmak isteyince, Oğlu İsmail yerine, Kur' ban etmesi için bir koç gönderilmiştir.
Âyet-i Kerîme de: "Onların ne etleri ne de kanları Allah'a ulaşır; fakat O'na sadece sizin takvânız ulaşır. Sizi hidayete erdirdiğinden dolayı Allah'ı büyük tanıyasınız diye O, bu hayvanları böylece sizin istifadenize verdi. (Ey Muhammed!) Güzel davrananları müjdele!”(Hac Sûresi âyet:37) buyrulmuştur. Bu âyet, genel olarak bütün ibadetlerde iyi niyet ve ihlâsın gerekliliğini ortaya koymaktadır. Anlaşılıyor ki, ibadetlerimizde bizi Allah rızasına ulaştıracak olan temel unsur, kalplerimizin takvası, yani bu ibadetleri, gösterişten uzak olarak sırf Allah rızası için yapma çabasıdır. Nitekim Peygamberimiz Hz. Muhammed(s.a.s.) bir hadislerinde; "Ameller niyete göredir. Herkes sadece niyetinin karşılığını alır…” (Müslim, İmâre, 155, Buhârî, Bedü'l Vahy, 1) buyurmuşlardır.
İbrahim'i bir sadakat, İsmail'i bir teslimiyet, Muhammedî bir muhabbeti göstermemiz duâsıyla, arife günümüzü, kurban bayramımızı kutlar, zalimlerin zulümlerinin son bulduğu, Gazze'li, Doğu Türkistanlı ve bütün mazlumların her birinin en yakın zamanda muzaffer olmasını Allah (c.c.)'tan niyaz eder, sıhhat ve afiyetler dilerim.
AİLE; GÖZ AYDINLIĞI VE CENNET VESİLESİDİR
NUMUNE-İ İMTİSAL PEYGAMBERİMİZ HZ. MUHAMMED (S.AS.)’İN DOĞUMU
İNSAN İÇİN ANCAK ÇALIŞTIĞININ KARŞILIĞI VARDIR
ZALİMİN GÜCÜNE BAKILMAKSIZIN KARŞI KONULMALIDIR
GAZZE’YE UMUT OL
ÖZELLİKLE SON AYLARDAKİ HUTBELER; MÜKEMMEL
KESİNTİLİ ZORUNLU EĞİTİM 4+4 ŞEKLİNDE 8 SEKİZ YILA İNDİRİLMELİDİR
HARAM VE HELÂL HASSASİYETİNE SAHİP ŞUURLU MÜ’MİN OLMAK
Teröristlerin Ön Şartsız Silah Bırakmalarını Destekliyorum
TÜRKİYEMİZİ İŞGAL ETMEK İSTEYEN HAİNLERE 15 TEMMUZ’U HATIRLATIRIZ