Başkasından bekleme kolaycılığı
ŞÜKÜR İLE NİMETLER ARTAR, NANKÖRLÜĞE İSE ŞİDDETLİ AZAP VARDIR
Altın yeni bir çıkış arıyor…
KAB
KAFALARDAKİ PUTLAR!
Oğuz Türkü “İki Ateş” Altında
Etliekmek 250 TL! İnsafınız kurusun
Evren Unutmaz: Ne Ekiyorsak, Onu Biçiyoruz
PİYER LOTİ TEPESİ YOKSA İDRİS-İ BİTLİSİ TEPESİ Mİ?
İÇİMİZDEKİ ZEHİRLİ MANTARLAR
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Nisan Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
İnsanlık , birkez daha Adeviye Meydanı'nda hem de Dünya'nın gözü önünde katledildi. Katliam, dini, ırkı, rengi ve vatanı ne olursa olsun sağduyu sahibi tüm insanların vicdanını yaraladı. Afrika Kıtası, belgesellerde izlediğimiz vahşi hayatı aratacak bir katliama daha tanık oldu.Çünkü vahşi hayatta saldırgan hayvanların silahları yoktu ve sınırlı sayıda canlıyı öldürebiliyorlardı.
Demokrasi yanlısı masum sivil halk, insan görünümlü kanla beslenen vampirler tarafından en ağır silahlarla acımasızca tarandı. Bilanço çok ağır oldu, yaklaşık 3000 demokrasi taraftarı Müslüman hunharca katledildi. Oysa , Mısır'da darbeye karşı direnen sivil halk ,kesinlikle şiddete başvurmamış, silah kullanmamış , taşkınlık yapmamış ve darbecilere hiçbir bahane vermemişlerdi.
Yalnız Mısır'da değil, dünyanın her yerinde Müslüman kanı akıyor… Doğudan batıya, güneyden kuzeye nerede Müslüman yoğunluğu varsa orada kan akıyor…
Daha 1995 yılında 8 bini aşkın Boşnak Müslüman Srebrenitza'da katledildi.
Güneydoğu Asya ülkesi Burma (Myanmar)'da Müslümanlar soykırım tehdidiyle karşı karşıya kalmış durumdadır. Budist rahiplerin halkı Müslümanlara karşı kışkırtması sonucu yüzlerce Müslüman sebebsiz yere şehid edildi. Doğu Türkistan Uygur Türkleri Çin zulmü altında inlemekte, can, mal ve namus güvenliği tehdit altındadır.
Bangladeş'de başkent Dakka'da Mayıs 2013'de Peygamber efendimiz (S.A.V)'e karşı yapılan hakareti protesto eden Müslümanlara karşı yaylım ateşi açıldı ve yaklaşık 2500 müslüman Şapla Meydanı'nda şehid edildi.
Suriye, Irak , Filistin ve diğer İslam ülkelerinde durum farklı değil.
Birçok dünya ülkesinde olduğu gibi sözde İslam ülkelerinde de liderler bu vahşetlere ya sessiz kaldılar, ya da halkları karşısında günü kurtarmak adına ağzının içerisinden geveleyerek çok cılız tepkiler verdiler. Oysa, dünyanın gözü önünde binlerce masum insanın, kadın, çocuk, yaşlı ve hasta demeden alçakça katledilmesine seyirci kalmak, bu vahşeti kınamamak bu katliama ortak olmak demektir.
Birleşmiş Milletler, Arap Birliği ve Avrupa Birliği gibi uluslararası örgütler de bu katliamlara seyirci kaldılar, ve kalmaya devam ediyorlar. Uluslararası örgütler uygulamakta olduğu çifte standartlarla güvenilirliğini yitirmiş durumdadırlar. Sürekli demokrasiden, evrensel değerlerden, insan hak ve özgürlüklerinden bahseden batı medeniyetinin artık inandırıcılığı kalmamıştır.
Çünkü uluslar arası örgütlere üye batılı devletler, enerji kaynakları üzerinde oturan İslam ülkelerini sömürmektedirler. Osmanlı'nın yıkılmasıyla başta Ortadoğu ve Kuzey Afrika'da kurulan devletciklerin hemen hepsinin sınırları İngilizlerin başını çektiği bir konsorsiyum tarafından belirlenmiştir. Bu devletcikleri yöneten cuntacıların ve krallıkların kökü yaklaşık yüz yıl önceye dayanmaktadır.
Halkın içerisinden çıkmış, halkıyla aynı düşünen insanlar, yaklaşık yüzyıldır bu coğrafyada yönetimden uzak tutuldular. İşte bu halkın iktidara gelmesi veya iktidarda söz sahibi olması, başta Ortadoğu'da olmak üzere tüm devşirme yönetimleri sarsacak ve oyun bozulacaktı.
Mısır'daki bu halk hareketinin, başka ülke halklarına da yayılması, bütün dengeleri bozacacağından, demokrasi uğruna eylem yapanlar her ne pahasına olursa olsun yok edilmeliydi. Hatta Ortadoğu'daki diğer totaliter rejimler, iktidarlarının sarsılmasından korktukları için cunta yönetimine açıktan milyarlarca dolar destek verdiler.
Türkiye'ninde içinde olduğu İslam dünyası üzerinde oynanan bu kirli tezgahı bozmak için İslam Ülkelerinde vicdanlarının sızladığını söyleyen Müslümanlar acaba neler yapıyorlar?
Kendimizde ve ailemizde ne gibi değişiklikler yaptık? Müslümanların derdiyle dertlendiğimizden dolayı ne kadar rahatımız kaçtı? Müslümanlar üzerine oyunlar oynanırken camileri beş vakitte ne kadar doldurabildik? Kur'an ve Sünnet'le ne kadar buluşmamızı artırdık ? Kendi aramızda dargınlıkları bir kenara atarak birbirimizle ne kadar kenetlenebildik? Katliamlara duyarsız kalan, hatta cunta yönetimlerini destekleyen, ülkelerin mallarını ne kadar boykot edebildik? Cuntaların yanında yeralan medya kuruluşlarının hangisini protesto edebildik? Gerçek dostumuz ve düşmanımız kim? Osmanlı'yı kimler, nasıl ve neleri vaat ederek yıktılar ? Mezhepler arası çatışmayı kimler körüklüyor?
Bütün bu soruların cevabını vermeden Müslümanlara karşı oynanmakta olan bu kirli oyunları bozamayız.
Tıbb-ı Nebevi
Yaz Aylarında Sıvı Alımı
D Vitamini Düzeyiniz Nasıl?
Obezite (Şişmanlık) Nedir? Neden Önemlidir?
Toplum Ruh Sağlığı merkezi (TRSM)
Hastane Kütüphanesi
Sağlıkta Zaman Tünelinde Yolculuk
Hastalık Gelmeden Önce…
Kurban İbadeti Ve Sağlık Açısından Önemi
Okul Çağında Beslenme