DOLAR
38,82
EURO
43,87
STERLİN
52,15
GRAM
4.156,19
ÇEYREK
6.831,52
YARIM ALTIN
13.654,04
CUMHURİYET ALTINI
27.181,21

İÇİMİZDEKİ ZEHİRLİ MANTARLAR

 

 

 

Millet olarak birlikte sevinip, birlikte üzüldüğümüz günler ve olaylar vardır.

Bu birliktelik, Millet olabilmenin temel şartlarından biridir.

Gelin görün ki; toplumun bazı kesimleri, sözüm ona bazı sivil toplum örgütleri ve basın yayın organları var ki; onlar Millet olarak birlikte sevindiğimiz olaylara sevinmezler, üzüldüğümüz olaylara da üzülmezler.

İşlerine geldiğinde sıradan bir olayı bahane ederek "bir bardak suda fırtına koparırlar.”

İşlerine gelmediğinde sessizliğe gömülürler.

Gerektiğinde bir hayvanın kurtarılma görüntüleri üzerinden bir medeniyeti göklere çıkarırlar.

Ama Gazze'de yaşanan soykırım aleyhine tek laf etmezler.

Tolstoy'un "Acı duyabiliyorsan, canlısın. Başkalarının acısını duyabiliyorsan, insansın.” Özlü sözüne göre bunlar insan bile olamazlar.

Zira; Gazze'de öldürülen on binlerce çocuk için çocuk, kadın için kadın hakları olabileceğini akıllarından bile geçirmezler.

Barış, demokrasi, insan hakları, eşitlik, kardeşlik adalet gibi kavramlar, onların literatüründe sadece mensubu oldukları ve beyinlerini teslim ettikleri Batı Medeniyeti'nin propaganda araçlarıdır.

Zihin kodları Batı'ya endeksli olduğu için, ikiyüzlüdürler.

Onlar için hayvan hakları vardır, ama öldürülen Müslümanlar ise insan hakları yoktur.

Sözüm ona bu sivil toplum örgütlerinin anlı şanlı isimleri de vardır.

Türk Tabipler Birliği, Türkiye Barolar Birliği, Kadın Haklarını Koruma Derneği, Hayvan Severler Derneği v.s…

Bu ve benzeri sivil toplum örgütlerinden ve aynı paraleldeki basın yayın organlarından son günlerde terörün bitirilmesi için atılan olumlu adımları destekleyen bir açıklama duydunuz mu?

Bunlar, toplumun zehirli sarmaşıkları veya mantarlarıdır.

Tohumunu Batı ekmiş, azınlık da olsalar son iki yüz yıl içinde kök salmışlardır.

Kadim düşmanlarımızın içimizdeki fikri ve fiili temsilcileri oldukları için Milletimizin sevindiğine sevinmez, üzüldüğüne üzülmezler.

Yabancı değildirler, ama yabancılaşmışlardır.

Bunların eğitim köklerine baktığımız zaman, Robet Kolej, St. Jozef Lisesi, Galatasaray Lisesi, ODTÜ gibi yabancıların kurup finanse ettiği okullardan mezun olduklarını görürsünüz.

Onlar, "Gavurun ekmeğini yiyen, gavurun kılıcını sallar” öz deyişini haklı çıkaracak biçimde davranacaklardır elbette.

Bizlere düşen bunların toplumumuzun zehirli mantarları olduklarını hatırlatmak, yavrularımızı Milletimizin tarihten süzülüp gelen inanç ve kültürüyle yetiştirerek bunlara kaptırmamaktır.

Genç nesli iyi yetiştirmenin milli ve dini bir görev olduğu unutulmamalıdır…


Yazarın Diğer Yazıları