Samimiyet Zedeleyici Mağlubiyet
Konyaspor’da korkutan düşüş
Güzel insanlar güzel yerde ölürler! Güzel insandı, güzel yerde öldü
12. KONYA KİTAP GÜNLERİ
Tekstil patronları her şeyi devletten beklemek yerine biraz özeleştiri yapmalı
SAHTE DİN VE TARİKATLAR
1 Ekim 1949 Unutulmuşların Çığlığı Doğu Türkistan 76 Yıldır Zulüm altında
İMANIN İBADETE, İBADETİN DE İMANA ETKİSİ
DOĞUM VE ÖLÜM ARASINDA...
SAVAŞIN GALİBİ HAMAS MÜCAHİTLERİ VE GAZZE HALKIDIR.
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
Doğa’dan Allah’a…
HASTALIK BİR NİMET MİDİR?
Musluktan Akan Yalanlar, Akmayan Sular
İKİ DEYİM
Olmaklık Üzerine Bir Aynadan
iPhone 17 almayın, TOGG alın
Basit hatalar ağır fatura
TRAFİK SORUNUN ÇÖZÜMÜ İŞTE BURADA!
Efsanelerin Yemişi
Rakamlarla Otomobil Piyasası
Bizden neden olmuyor biliyor musunuz?
Biz kendi evimizin önü kirli iken başkasının evinin önünün kirliliğinden söz etmeyi çok seviyoruz.
Aslında kendi evimizin önünü temizlemiş olsak sorunlardan en az birini halletmiş olacağız.
Kendimize, fikirlerimize insanların saygı göstermesini istiyor, eleştirilmeyi hiç sevmiyor ama başkalarını eleştirirken de onlara karşı çok acımasız oluyoruz.
Kendi içimizde, dar alanlarda birkaç kişiyle anlaşamıyor, birlik olamıyor, fitneyi bertaraf edecek olan değerlerimize sarılamıyor, fitnecilere haddini bildiremiyor ama Müslümanların dağınıklığından, İslâm Birliğinden söz ediyoruz.
Bir başka ülkede karışıklık olursa, Müslümanlar dağınıksa, Müslümanlar Amerika'ya şirinlik yapıyorsa hemen onları yerin dibine sokuyor ama kendimiz büyüyen, yükselen, dünyada söz sahibi olan ülkemizin ardında dağ gibi durmuyoruz.
Ülkemizdeki sorunlardan, gençlerin kötü gidişatından hep başkalarını mes'ul zannediyoruz.
Üretim yok diyoruz köyden şehre göç ettiğimizi, köy hayatının zahmetinden kaçtığımızı kimse bilmiyor zannederek.
Alışveriş marketlerinin dinlenme salonlarında tüketim çılgınlığını eleştiriyoruz.
Okullarda değerlerimize aykırı programlar icra edilince hemen bakanlığı mesaj yağmuruna tutuyor, sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz. Kendi çocuğumuz o programlara hazırlanırken onu görmezden gelerek…
Kendimiz atacağımız adımlarda dengeleri gözetip, bulunduğu makamlarda denge gözetenlere veryansın ediyoruz.
Başımıza iş gelmesin diye kılı kırk yarıyor ama kendi geleceğini düşünen insanlara acımasız tepkiler gösteriyoruz.
"Bulunduğu makamın hakkını versin, bizim istediğimiz doğrultuda davranmayacaksa o makamda oturmasın.” diyoruz ama kendimiz oturduğumuz makamlarda başkalarından istediklerimizin tam tersini uygulayabiliyoruz.
En basitinden kendi çocuğumuzu alabildiğine şımartıp başkalarının çocuklarının şımarıklığından rahatsız olmuyor muyuz?
Herkes çocuk yetiştirme konusunda uzman değil mi?
Bu kadar uzman varken çocuklarımız neden şımarık?
En iyi eve, en iyi arabaya, en pahalı eşyalara karşı zaafımız varken başkalarının lüksü bizi neden rahatsız ediyor?
Hayatında torpile ihtiyaç duyup, torpil yaptırma imkânı varken torpil aramayan kaç kişi var da torpille işe girenlere karşı iki yüzlü davranıyoruz.
İşlediği dersin hakkını veremeyen öğretmen bakanlığın uygulamalarından şikayetçi.
İş bulabileceği bölümü seçmeyen, oraları kazanmak için çalışmayan genç "diplomam var devlet bana iş vermiyor” diyor.
Hak etmediği halde erken yaşta emeklilik isteyen kişiler emeklilik maaşının azlığından muzdarip.
Sürekli alışveriş yapıp ayağını yorganına göre uzatmayan insanlar aldıkları maaşların hemen bittiğinden dem vuruyor.
Öte yandan kimisi altın biriktiriyor, kimisi lüks arabalara biniyor, kimisi borsadan gözünü ayırmıyor.
Hasılı…
Memleketi başkası kurtarsın, diğer insanlar iyi olsun, ben konforumdan ödün vermeyeyim ama her şey de benim istediğim gibi olsun, dediğimiz için debelenip duruyoruz.
Anlaşma sürecine olumlu katkı vermek
İletişim stratejisi
Ülkenin bağımsızlığını idrak edemeyenler
Hem şeftali hem motor üretmek (Teknofest günlüğü)
Zehirli gelecek gelmesin
Haklıymış gibi tartışmaya çekenler
Görgüsüzlüğün göstergeleri
Laik hutbe verelim
Bağırarak suç bastırmak
Muhaliflerin sevdiği rakip siyasetçi