Başkasından bekleme kolaycılığı
ŞÜKÜR İLE NİMETLER ARTAR, NANKÖRLÜĞE İSE ŞİDDETLİ AZAP VARDIR
Altın yeni bir çıkış arıyor…
KAB
KAFALARDAKİ PUTLAR!
Oğuz Türkü “İki Ateş” Altında
Etliekmek 250 TL! İnsafınız kurusun
Evren Unutmaz: Ne Ekiyorsak, Onu Biçiyoruz
PİYER LOTİ TEPESİ YOKSA İDRİS-İ BİTLİSİ TEPESİ Mİ?
İÇİMİZDEKİ ZEHİRLİ MANTARLAR
TERÖRSÜZ TÜRKİYE
Nisan Ayı Satış Rakamları Açıklandı!
Oyun Kaliteli Galibiyet Güzel
REZİLLİK DİZ BOYU
Ramazan’da Sağlıklı Beslenme Önerileri
Bizden neden olmuyor biliyor musunuz?
Biz kendi evimizin önü kirli iken başkasının evinin önünün kirliliğinden söz etmeyi çok seviyoruz.
Aslında kendi evimizin önünü temizlemiş olsak sorunlardan en az birini halletmiş olacağız.
Kendimize, fikirlerimize insanların saygı göstermesini istiyor, eleştirilmeyi hiç sevmiyor ama başkalarını eleştirirken de onlara karşı çok acımasız oluyoruz.
Kendi içimizde, dar alanlarda birkaç kişiyle anlaşamıyor, birlik olamıyor, fitneyi bertaraf edecek olan değerlerimize sarılamıyor, fitnecilere haddini bildiremiyor ama Müslümanların dağınıklığından, İslâm Birliğinden söz ediyoruz.
Bir başka ülkede karışıklık olursa, Müslümanlar dağınıksa, Müslümanlar Amerika'ya şirinlik yapıyorsa hemen onları yerin dibine sokuyor ama kendimiz büyüyen, yükselen, dünyada söz sahibi olan ülkemizin ardında dağ gibi durmuyoruz.
Ülkemizdeki sorunlardan, gençlerin kötü gidişatından hep başkalarını mes'ul zannediyoruz.
Üretim yok diyoruz köyden şehre göç ettiğimizi, köy hayatının zahmetinden kaçtığımızı kimse bilmiyor zannederek.
Alışveriş marketlerinin dinlenme salonlarında tüketim çılgınlığını eleştiriyoruz.
Okullarda değerlerimize aykırı programlar icra edilince hemen bakanlığı mesaj yağmuruna tutuyor, sorumluların cezalandırılmasını istiyoruz. Kendi çocuğumuz o programlara hazırlanırken onu görmezden gelerek…
Kendimiz atacağımız adımlarda dengeleri gözetip, bulunduğu makamlarda denge gözetenlere veryansın ediyoruz.
Başımıza iş gelmesin diye kılı kırk yarıyor ama kendi geleceğini düşünen insanlara acımasız tepkiler gösteriyoruz.
"Bulunduğu makamın hakkını versin, bizim istediğimiz doğrultuda davranmayacaksa o makamda oturmasın.” diyoruz ama kendimiz oturduğumuz makamlarda başkalarından istediklerimizin tam tersini uygulayabiliyoruz.
En basitinden kendi çocuğumuzu alabildiğine şımartıp başkalarının çocuklarının şımarıklığından rahatsız olmuyor muyuz?
Herkes çocuk yetiştirme konusunda uzman değil mi?
Bu kadar uzman varken çocuklarımız neden şımarık?
En iyi eve, en iyi arabaya, en pahalı eşyalara karşı zaafımız varken başkalarının lüksü bizi neden rahatsız ediyor?
Hayatında torpile ihtiyaç duyup, torpil yaptırma imkânı varken torpil aramayan kaç kişi var da torpille işe girenlere karşı iki yüzlü davranıyoruz.
İşlediği dersin hakkını veremeyen öğretmen bakanlığın uygulamalarından şikayetçi.
İş bulabileceği bölümü seçmeyen, oraları kazanmak için çalışmayan genç "diplomam var devlet bana iş vermiyor” diyor.
Hak etmediği halde erken yaşta emeklilik isteyen kişiler emeklilik maaşının azlığından muzdarip.
Sürekli alışveriş yapıp ayağını yorganına göre uzatmayan insanlar aldıkları maaşların hemen bittiğinden dem vuruyor.
Öte yandan kimisi altın biriktiriyor, kimisi lüks arabalara biniyor, kimisi borsadan gözünü ayırmıyor.
Hasılı…
Memleketi başkası kurtarsın, diğer insanlar iyi olsun, ben konforumdan ödün vermeyeyim ama her şey de benim istediğim gibi olsun, dediğimiz için debelenip duruyoruz.
Milletle ters düşenler
Mağduriyetiniz kabul edilmemiştir!
Düşmanıyla yoldaş olanlar
Kendi eliyle küçülen muhalefet
Dilli şeytan
Eski Türkiye güzeldi be!
Gençleri mehdi mi kurtaracak?
Sokağa ne zaman çıkılır?
Zihinlerde çizilen haritalar
Yusuf Tekin’in mücadelesi