Yazıktır Günahtır

Babam rahmetli zaman zaman çocukluk yıllarını, gençlik yıllarını, askerlik anılarını anlatırdı.

Tabi bende o anıları dinlemeyi çok severdim ve can kulağıyla dinler, babamın yaşadıklarından ders çıkarmaya çalışırdım…

Hiç unutmam yaz ayları bir gün böyle ikindi vaktiydi ve bahçemizde çay içerken böyle çay bardağını kaldırdı baktı baktı iç çekti babam rahmetli(Allah rahmet eylesin)…

Bende merak ettim ve sordum; ne oldu baba neden öyle yaptın?

Dedi ki; oğlum bizim zamanımızda öyle şimdilerde ki gibi bolluk ne arasın şu gördüğün çay bile çocukluğumuzda lüks bir şeydi o aklıma geldi de öyle iç çektim…

Bizlerde doğuda olunca daha da lüks bir şeydi tabi bizim için şu gördüğün çay...

Gider kuşburnu toplardık dağlarda onların meyvesini, yaprağını, dalını, kökünü kaynatır içerdik çay niyetine…

Hatta sonralarda çay şeker kuyrukları bile oldu bunları da gördük biz oğlum.

Bir meyveyi bile şimdi ki gibi kilolarca almayı geçtim almaya kalksak ya çok az olurdu ya da hiç bulamazdık hatta hiç unutmam deden eve birkaç portakal alır gelirdi bir portakalı amcalarınla paylaşırdık yerdik…

Şimdi ki gibi bolluk değildi ama her şeyin bir lezzeti vardı. Şimdilerde öyle mi oğlum? Her şey var ama tadı tuzu yok derdi babam rahmetli…

Düşünün birde bunu 20 yıl önce anlatırdı babam.

Bu zamanları yani böylesi bolluğu, ulaşılabilirliği görseydi eskiyi daha farklı anardı eminim…

Zira şimdilerde eskisi gibi mi?

Her şey bol, her şeye kolay ulaşabiliyoruz, her şey elimizin altında…

Hal böyle olunca hiçbir şeyin kıymeti de kalmıyor maalesef…

Haa bolluk olmasın mı diyorum?

Hayır, sadece şunu söyleme çalışıyorum bollukta da kıymet bilmeliyiz ki elimizden almasın Yüce Mevla'm.

Elimizde olan, kolayca ulaşabildiğimiz her şeyin önce kıymetini bilmeli sonrada bunları lütfedene çokça şükür etmeliyiz…

Kıymet bilmek, şükretmek şüphesiz her şeyin bereketlenmesi demektir.

Bir şeyin yokluğunu bir an bile düşünmeyerek onun kıymetini unutmak, şükretmemek hele hele İsraf etmek o şeyin elimizden gitmesinin sebepleridir.

Günümüz de o kadar çok israf var ki şurada anlatmayla bitiremeyiz.

Ekmek israfı da bu israfların en başında olanı mesela…

Bazen israfın boyutunu ortaya koyan araştırmaları duyduğum da diyorum ki; iyi ki Rabbim rızkımızı kesmiyor.

İsraf; kıymet bilmemektir, şükürsüzlüktür, Allah'ın lütfettiğini haşa elinin tersiyle itmektir…

Şüphesiz müsriflik insanı hüsrana götürür. Rızkın kesilmesine sebeptir müsriflik...

Ayrıca müsriflik aç gözlülüğü, doyumsuzluğu ve maymun iştahlı olmayı beraberinde getirir.

Hal böyle olunca insan müsrifliğe devam eder ve bu durum kısır döngü halini alır…

Allah korusun elden gittikten sonra bütün imkânlar, sonra son pişmanlık ne fayda…

Cumamız Mübarek Olsun…

Allah'a Emanet Olun…


Yazarın Diğer Yazıları