20 Yıl Sonra Türkiye

Uluslararası dış politikada ABD'nin son yıllarda izlediği ve nerdeyse Dünya'yı haraca bağlar gibi zorla silah satışı başta Batı olmak üzere tüm Dünya'dan tepki çekiyor. Her ne kadar tepki çeken açıklamalar olsa da bu anlamda net bir toplu duruş sağlanamıyor. Amerika tamamen stratejisini ticarete çevirdi. Kendisiyle ticaret yapmayan yada daha az ticaret yapan kim varsa cephe almış durumda. Uluslararası ticarette özellikle Çin'in inanılmaz bir pazarı var. Bu pazardan rahatsız olan ABD ek vergiler ve Amerika menşeli şirketlerin Çin'de ki yatırımcıları tehdit etmesi ve kendi ülkelerine yatırım çağrısı piyasaları alt süt etti. Yine ABD'nin Almanya gibi bazı Avrupa ülkelerinin mallarına ek vergi getirmesi bu süreçte uluslararası ticaretin ciddi manada zarar göreceği anlamını taşlıyor. Elbette her ülke kendi ticaret durumunu gözetip, kendi menfaatini düşünecektir ancak ABD'nin yaptığı ticaretten ziyade Dünya'da yapılan ticareti kendi kontrolünde tutmak. Çin ve Rusya radikal adımlar atıyor bu sıralar. Ticarette Doların yerine kendi para birimlerini kullanmak için görüşmeler ve adımlar atılıyorlar. Bunların yanında Avrupa'dan Dünya ticareti için Euro kullanılması önerisi yapılıyor. Yine ABD'nin başka ülkelerdeki siyasi yapılara müdahale için dolar kozunu kullanması tüm ülkelerin ABD'ye olan bakışını tamamen değiştirdi. Eskiden de yaptığı bir stratejiyi artık saklamadan alenen yapıyor. Dolar uluslararası para birimi olmaktan çıkacak hem de yakın zamanda. Piyasada ki boşa dolanan dolarlarla ABD'nin durumu ne olur siz düşünün. Yeni dönemde sıcak çatışma değil ekonomik savaşlar başlıyor. Türkiye olarak önceliğimiz ülke içinde kısır çekişmeler, suni gündemler, siyasi çekişmeler olmamalı. Üretim anlamında yeniden bir yol haritası çıkarıp uygulayamazsak aynı tehditlerle hep karşı karşıya kalacağız. İstikrar üretmekle olacaksa bu istikrarı sağlamamız şart. Yerli otomobil, yerli teknoloji, yerli eğitim modellerini hiç beklemeden hayata geçirmek zorundayız. Bazen ambargo uygulamaları her ne kadar sıkıntı verse de o ülkenin kalkınması için en önemli unsur haline gelebiliyor. En güzel örnek İHA'lar. İsrail'in İHA hususunda gösterdiği isteksiz tavır bizi mal sahibi yaptı. F-35'ler gelmezse bu dünyanın sonu değil. Daha iyisini yapmak için her imkânı seferber ederek yaparız evelallah. Biz zincirlerimizden tek tek kurtuluyoruz. Bu süreçte dikkatli bir dış politika ve üretim modeliyle 10-20 yıl sonrası daha güçlü bir Türkiye olarak uluslararası arenada kendimize yer buluruz. Eyvallah…


Yazarın Diğer Yazıları