SÖZLERDE KENDİMİZİ ARAMAK
Mesele doktor değil hala anlamadın mı?
MALAZGİRT ZAFERİNİ KUTLAMAYI HAK EDİYOR MUYUZ?
Laik hutbe verelim
Kripto para piyasaları bir oyun alanı değildir
İNSAN İÇİN ANCAK ÇALIŞTIĞININ KARŞILIĞI VARDIR
Sessiz Kalabalıklar: Modern Hayatta Yalnızlık
Demokrasi Karanlıkta Ölür
Sessiz Tanık / Saatli Cami
ASIRLIK ÇINAR ALTINDA AKŞEHİR
HZ. Peygamberimizin İletişim Modeli Ve Teknoloji Bağımlılığından Nebevi Kurtuluş
Bilimin Kalbi Konya
İç sahada alınan net galibiyet
Kimlik Değiştiren Konyaspor
Rakamlarla Otomobil Piyasası
ERİNMEDEN
BASIN DİLİ
Anadolu'yu bizlere vatan yapan Malazgirt Zaferi'nin 954. Yılını kutluyoruz.
Başta Sultan Alpaslan ve ordusu olmak üzere bu vatanı bizlere armağan eden 1000 yıldır her tehlikeye düştüğünde vatanımızı savunan kahramanlarımıza minnet ve şükranlarımızı sunuyorum.
Zaferler sadece kuru bir anma ve övünme sebebi olamaz ve olmamalıdır.
Zaferi kazandıran şartlar, zaferlerin arkasında yatan inanç sistemi, birlik beraberlik ruhu gibi toplumsal dinamikler yanında çağın gerektirdiği teknolojiyi yakalamak gibi hususlar iyi etüt edilmeli, günümüze dair altın dersler çıkarılmalıdır.
Savaş hazırlıklarını tamamlayan ve ak giysileri giyerek "Ölürsem kefenim bu olsun” diyen Sultan Alparslan, Cuma sabahı ordugâhtaki kumandanları toplayarak Allah'a şöyle yakarışta bulundu:
"Ey Allahım! Sana mütevekkil oldum ve bu cihadda sana yaklaştım; şu an senin huzurunda secdeye kapanıyor ve yalvarıyorum. Bu sözlerim benim gerçek duygularımı yansıtmıyorsa beni ve beraberimdeki yardımcılarımı kahr et! Eğer içtenliğimi kabul edersen bu cihadda düşmanlara karşı bana yardımcı ol ve beni muzaffer bir sultan kıl! ”
İyi ki o zaman laiklik ve anayasa mahkemesi yoktu. Yoksa Cumhuriyet Başsavcısı Sultan Alpaslan'ın laikliğe aykırı davrandığı gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi'ne başvurur, Anayasa Mahkemesi de Yüce Divan sıfatıyla Alpaslan'ı yargılar ve mahkûm ederdi.
Tüm eksiklerine ve hatalarına rağmen Anadolu'da hüküm süren sultanlar, padişahlar 850 yıl Alpaslan gibi düşünmüşler, devletlerini bu anlayışla yönetmişlerdi.
Ancak son yüz yılda Malazgirt Zaferi'mizin ve diğer tüm zaferlerimizin itici gücü olan inancımızın ve cihad anlayışımızın yerini laiklik aldı.
Artık Devlet Başkanı meclis kürsüsünden "Fakat, bu prensipleri, gökten indiği sanılan kitapların dogmaları ile asla bir tutmamalıdır. Biz, ilhamlarımızı, gökten ve gayipten değil doğrudan doğruya hayattan almış bulunuyoruz.” Diyordu (M. Kemal Atatürk TBMM Zabıt Ceridesi, cild 20, Içtima 1, 1.11.1937, sayfa 3. Büyük Millet Meclisi Kütüphanesi)
Tüm zaferlerimizin itici gücü olan inancımızın yerini laiklik aldı da ne mi oldu?
"Zulüm 1453'te başladı” diyen Rum yanlısı soysuzlar türedi.
"Sevişirim evlenmem, hamile kalırım doğurmam, namus mu? Kirletmeden duramam” diyen ahlaksızların sesleri duyulur oldu.
LGBT sapkınlığı toplumu bir virüs gibi sarmaya başladı.
Uyuşturucu kullanımı, zina, hırsızlık, cinayet, rüşvet, kamu malını çalma sıradanlaştı.
Aliya İzzetbegoviç "Savaş, düşmana yenilince değil, ona benzeyince kaybedilir" diyor ya!
İslam Âlemi de düşmana benzedikçe dünya siyasetinde silikleşip etkisizleşiyor. Gazze soykırımını seyretmekle yetiniyor.
Bu nesle Malazgirt Zaferi'ni kazananların nesli diyebilir miyiz?
Alpaslan'ın zaferini kutlamayı gerçekten hak ediyor muyuz?...
FİLLER TEPİŞTİ, ÇİMLER EZİLDİ.
EMEĞİ TÜRKİYE ÇEKTİ, YEMEĞİ ABD YEDİ.
“MİLLİ İSTİHBARAT AKADEMİSİ RAPORU” ÜZERİNE…
CİĞERLERİMİZ YANIYOR
“BİRLİKTE RAHMET, AYRILIKTA AZAP VARDIR”
TERÖRSÜZ TÜRKİYE: “PEYNİR BÜYÜK YOL KISA?!”
DEVLET, ASLA CHP’YE TESLİM EDİLEMEZ
ZEHİRLİ MANTAR: LEMAN DERGİSİ
İSRAİL-İRAN SAVAŞI, ÇIKARILACAK DERSLER VE ÖNERİLER
İSTERSEN SULHU SALAH, HAZIR OL CENGE!