HZ. PEYGAMBERİN ŞAİRLERİ (2)

"Senden iyisini gözlerim görmedi asla,

Senden güzelini doğurmadı hiçbir ana,

Her ayıp ve kusurdan pak yaratıldın,

Sanki sen dilediğin gibi yaratıldın.”

 

Hassan bin Sabit

 

Yesrib'de (Medine) dünyaya geldi. Hz. Peygamber'i, ashabını ve İslâm dinini müşriklerin hicivlerine karşı şiirleriyle savunduğu için "şâirü'n-nebî”, Ebü'l-Hüsâm (keskin kılıç sahibi) ve Ebü'l-Mudarrib (iyi savaşçı) unvanlarıyla tanınmıştır; ayrıca annesine nispetle İbnü'l-Fürey‘a künyesiyle de bilinir.

Hassân, Medine'nin yerleşik iki önemli Arap kabilesinden biri olan Hazrec'in Neccâroğulları kolundandır. Abdülmuttalib'in annesinin Neccâroğulları'ndan olması sebebiyle Hassân'ın, Resûl-i Ekrem'le soy yakınlığı vardır. Kendisi gibi şair olan babası kabilesinin ileri gelenlerindendi. Annesi Fürey‘a da aynı kabilenin diğer bir önemli şahsiyeti olan Hâlid b. Kays'ın (veya Hubeyş yahut Huneys) kızı olup İslâmiyet'i kabul etmiştir.

 

Hassân'ın Câhiliye devrindeki hayatına dair şiirlerinde bazı ipuçları bulunmaktadır. Mensup olduğu Hazrec ile Evs arasındaki kabile savaşlarında hasım Evs kabilesinin şairi Kays b. Hatîm'in hicivlerine cevap vermiştir. Bu iki kabile arasındaki çatışmalar Hz. Peygamber'in Medine'ye hicretine kadar devam etmiş olup bunların en önemlilerinden Yevmü'r-rebî‘, Yevmü Sümeyha, Yevmü'd-Derek ve muhtemelen en sonuncusu olan Yevmü Buâs Hassân'ın şiirlerinde geçmektedir

 

Devrinin diğer önemli şairleri olan A‘şâ, Nâbiga ve Hutay'e gibi Hassân b. Sâbit de şiirleriyle para kazanmaktaydı. Bir yıl Yesrib'de, ertesi yıl Gassânî saraylarında kalmış ve melikler için söylediği kasideler karşılığında bol bahşiş almıştır. Bu ziyaretlerinin birinde Gassânî Hükümdarı Amr b. Hâris'in huzurunda söylediği "Lâmiyye Kasidesi” bu türün en güzel örneklerinden biridir. Hassân kasidesini okuduğu zaman hükümdarın yanında şiirini takdim etmek üzere gelen Nâbiga da vardı; ancak hükümdar Hassân'ın şiirini Nâbiga'nınkinden daha çok beğenmişti. Böylece Gassânî saraylarında büyük itibar kazanan şaire Gassânîler'in önemli yardımları olmuş, hatta Müslümanlığı kabulünden sonra da bu yardımlar devam etmiştir

Hassân b. Sâbit, İslâm'dan önceki dönemde Ukâz panayırında düzenlenen şiir müsabakalarına da katılırdı. Nâbiga'nın hakemliğinde yapılan bir yarışmada A‘şâ ve kadın şair Hansâ'dan sonra üçüncü olduğunun ilân edilmesi üzerine Nâbiga'ya itiraz ederek, "Senden de babandan ve dedenden de daha iyi şairim” demiştir. Hassân'ın Câhiliye devrinde geçen yaklaşık altmış yıllık hayatı şarabı ve şarap meclislerini tasvir etmek, ihsanlarına nail olmak için Gassânî ve Hîre hükümdarlarını ziyaret edip onları övmek, Evs ve Hazrec arasındaki çarpışmalara katılıp kendi kabilesinin asalet, şeref ve kahramanlıklarını dile getirmekle geçti. Altmış yaşlarında iken İkinci Akabe Biatı'nın ardından (622) Müslüman oldu. Hz. Peygamber'in hicretten sonra Hassân'ın kardeşi Evs ile Osman b. Affân'ı kardeş ilân ettiği biliniyorsa da bu hususta Hassân'la ilgili bilgi yoktur. Onun İslâmiyet'i kabul etmesiyle Müslümanlar, şöhreti Hicaz bölgesini aşıp diğer Arap topraklarına yayılmış olan güçlü bir şair kazanmışlardır. Hassân'ın bundan sonraki hayatı tamamıyla Resûl-i Ekrem'in yanında geçmiş, en güzel şiirlerini onun için söylemiş, artık fahriyyelerinde Allah'ın resulünü savunmakla övünmüştür.

Resûl-i Ekrem'le birlikte Müslümanlar, ilk dönemlerden itibaren Kureyşliler'in ve onları destekleyenlerin hem fiilî hem de sözlü saldırılarına mâruz kalmakta, özellikle Abdullah b. Ziba‘râ, Ebû Süfyân b. Hâris, Amr b. Âs ve bunlara eşlik eden Dırâr b. Hattâb, Ebû Uzzâ el-Cumahî, Hübeyre b. Ebû Vehb el-Kureşî ve Ümeyye b. Ebü's-Salt gibi şairlerin hicretten sonra da devam eden hicivleri onları üzmekteydi. Bu hicivlere aynı yöntemle karşılık vermenin gerekli olduğu kanaatine varan Resûl-i Ekrem Müslümanlardan bu konuda kendisine yardım etmelerini istemişti. Bu isteği Hassân b. Sâbit, Kâ‘b b. Mâlik ve Abdullah b. Revâha yerine getirmekle beraber özellikle Hassân'ın hasımlarına yönelttiği, Câhiliye devrinin kokuşmuş değer yargılarını ve soy saplantılarını dile getiren hicivleri son derece etkili oluyordu. Müşriklerin hicivli saldırılarına önce Hz. Ali'nin cevap vermesi düşünülmüş, fakat Hz. Peygamber ona izin vermeyince bu işi Hassân üstlenmiş ve dilini işaret ederek,

"Yemin ederim ki Busrâ ile San‘â arasında (Hicaz'ın kuzeyi ile güneyi arasındaki bölgelerde) beni bunun kadar sevindirecek bir dil yoktur” şeklindeki sözüyle bu konuda ne kadar azimli ve iddialı olduğunu göstermiştir.

Resûl-i Ekrem'in:

"Onları ne şekilde hicvedeceksin, çünkü ben de onlar gibi Kureyşliyim?” sorusuna Hassân:

"Seni yağdan kıl çeker gibi Kureyş müşriklerinin arasından çekip çıkaracağım” cevabını vermiştir. Böylece şiirleriyle İslâmiyet'e büyük hizmetlerde bulunan Hassân hakkında Hz. Peygamber:

"Hassân'ın fıtrî kabiliyetini ve ilhamını Rûhulkudüs teyit ediyor” demiş, ayrıca onun için:

"Allahım, Hassân'ı Rûhulkudüs ile teyit et!” şeklinde dua etmiştir. (İSLAM ANSİKLOPEDİSİ, Hüseyin Elmalı)

Yazarın Diğer Yazıları