SİZ YERDEKİLERE MERHAMET EDİN Kİ GÖKTEKİLER DE SİZE MERHAMET ETSİN

Merhamet, acıma duygusudur. Rabbimizin isimlerinden birisi de; "Rahman ve Rahim” dir. Yeryüzünde olan tüm canlılara Rahman sıfatıyla tecelli eder. Ancak ahiret âleminde sadece Müminlere, Allah'ın yolunda gidenlere, dünyadayken O'nun emir ve yasaklarını eksiksiz yerine getirenler rahim sıfatını devreye sokacaktır.

Şöyle güzel bir sözümüz var; "cehennemin odunu yok, herkes odununu dünyadan götürür”. El hak doğrudur. Bunun için yüce kitabımızda; "Kim zerre miktarı iyilik yaparsa onu görür, kim zerre miktarı kötülük yaparsa onu görür”, "kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın”…ifadeleri yer alır. Bu şu anlama gelir; dünya hayatında tüm canlılara; "yaratılanı severiz, yaratandan ötürü” anlayışıyla hareket eder, merhamet tarafımızı gösterir, hiçbir canlıya karşı merhametsiz davranış sergilemezsek, Allah'ın sevilen kulu oluruz. Zaten; "ahlak” dediğimiz şey, bu güzellikleri içinde barındırır.

Canlılara karşı o kadar çok güzel davranış sergileyen insanlar var ki, imrenmemek, takdir etmemek mümkün değil.

Beyşehir'de sanayi sitesinde mobilya imalathanesi bulunan Mustafa Tereci ve ailesi, yaşadığı mahallede yıllardır hayvanlara olan sevgisi ve düşkünlüğü ile tanınıyor. Tereci, akşam saatlerinde işyerini kapatıp evine gelmeden önce ikametinin önünde toplanıp bir araya gelen sokak kedileri, kendisinin kullandığı minibüsün yolunu gözlüyor.

Bu, sadece bir örnek. Daha buna benzer örnekleri görmemiz mümkün. İslam anlayışımızdaki; "merhamet” duygusu sonucu vakıflar kurulmuş, yaralı, bakıma muhtaç hayvanların her türlü bakım ve tedavisi yapılmış, bu dünyada onların da yaşama hakkı var anlayışıyla hareket edilmektedir.

Son zamanlarda hayvanlara olan sevgi, ilgi, merhamet zirveye çıkmıştır dersem sanırım yanlış bir şey söylemiş olmam. Evlerinde, kedi, köpek, kuş… besleyenlerin sayısı artmıştır. Ancak burada bir gerçeğin altını çizmekte yarar var; kediye, köpeğe, balığa, kuşa…gösterilen ihtimamın, annelere, babalara, büyüklere de gösterilmesi, biz küçükken bizleri nasıl besleyip büyüttülerse, bizim de onları bu yaşlarında yani yaşlılıklarında her türlü ihtimamı gösterip, kırıcı tavır içinde olmamamız, onlara, "öf” bile demememiz şarttır.

  1. karşı acımasızca hareket eden, onlara her türlü işkenceyi yapanlara en ağır cezai müeyyide uygulanmasının, hayvanlara yönelik en büyük merhamet göstergesi olacağını da bilmemiz gerekir. Unutmayalım ki dünya onlara da yeter. Onların da, bizim gibi yaşamaya hakları vardır. Sevgili peygamberimiz; "Siz yerdekilere acıyın ki, göktekiler de size acısın” buyurur. İnsanlar nasıl Allah'ın kuluysa, hayvanlar da O'nun kuludur. Bu yüzden kul hakkı çok ağırdır. Rabbimiz; "Kul hakkıyla gelmeyin” der. Kul hakkını affetmemektedir. Bunun dışında her türlü, hatayı, günahı affedeceğini söyler. Kul hakkı yememeye, kul hakkıyla rabbimize kavuşmamaya gayret edelim. Sözün özü; ayağımızı denk tutalım, davranışlarımızı hesap ederek hayat sürelim. Ölümün hepimize geleceğini, Allah2a hesap vereceğimizi unutmayalım.

Hak'tan Hediye!

 

Seherin serinliği, hoş letafeti,

Akşam sabah mevsimler, Hak'tan hediye,

Hoş ediyor herkesi, tüm zarafeti,

Yaratılan tüm mekân, Hak'tan hediye!

 

Gecenin sessizliği, canın uykusu,

Kâinatı sarmalar, Allah duygusu,

Gönüllerde yer eder, meşkin vurgusu,

Lütfedilen bu imkân, Hak'tan hediye!

 

Bülbüller aşka gelir, gülün süsüyle,

Âşıklar zevke dalar, maşuk sesiyle,

Müminler zikri bulur; hak nefesiyle,

Yaşanılan mutlu an, Hak'tan hediye!

 

Yavaş Yavaş

 

Hayat zakkumdur, zehirli bir aş,

Her insan dertli, derdiyle yoldaş,

Hep kendine dost, kendine sırdaş,

Ömür bitiyor, bak yavaş yavaş!

 

Elin üşüyor, ayakların da…

Donar her yanın, şakakların da,

Yüzün soluyor, yanakların da.

Güneş batıyor, bak yavaş yavaş!

 

Ömrü elif kıl, ölümü öldür,

Hayat boyu gül, canları güldür,

Sırat denilen, bu doğru yoldur,

Zaman gidiyor, bak yavaş yavaş!

 

Cennete girmek, hep elimizde,

Çektiğimiz dert, şu dilimizde,

Günahkâr olan bu halimizle,

Hayat yutuyor bak yavaş yavaş!

 

Mal engel cana, makamlarsa yük,

Dünyalık emval, bu sınav büyük,

Sırtlarda günah, boynumuz bükük,

Mezar yetiyor bak yavaş yavaş!


Yazarın Diğer Yazıları