Fısıltılarla Büyüyen Balon Gündemler

Önce genel bir yorumla fotoğrafın tamamından çıkardığımız başlıklardan özet bir

giriş yapalım ve sıralayalım.

Siyasetin bir matematiği olmadığını biliyoruz, siyasette kapılar bir kapanır bir açılır, bazende tam açılmaz biraz aralanır. İşte siyasetin görünen kurgusu budur, şimdilerde de, cumhur ittifakına ve kabine revizyonuna yönelik kritik üstüne kritik yapılırken, Bülent Arınç'ın İyi Partiye ziyareti de tartışmalara farklı bir boyut kazandırdı. Yeni siyasi oluşumlar ya da parti hazırlıkları ise önümüzdeki günlerin sürprizlere gebe olduğunun işareti.

Manzara bu olsa da milletin gündeminin geçim ve istikrar olduğu unutulmamalıdır. Beklentimiz kimin ne hesabı var dan ziyade, üretim toplumu olabilmek,refah seviyemizi ve payımızı artırabilmektir. Yine beklentimiz içerde ve dışarıda planlanan tuzaklara düşmeden adımlar atabilmektir. Bu aralar toplumun sinir uçlarıyla oynandığının hepimiz farkındayız, ekonomik kriz üzerinden fırsatçılığa soyunanlardan tutunda, dış politikaya ilişkin algı operasyonlarına varıncaya dek geniş bir yelpazede çeşitli hamlelerle karşı karşıyayız. Daha dar kapsamlı ele alacak olursak kulislere ve söylentilere teslim olmuş vaziyetteyiz. Zaten ne çektiysek fısıltılarla büyüyen balon gündemlerden çektik, öyle ki asıl önceliklerimiz üzerinde durmamız ve çözümler üretmemiz gerekirken, dedi kodular ile meşgul olmayı tercih ettik. Sadece tercih etmekle kalmadık, köpürttüklerimiz bir anda hayatımızın merkezine yerleşiverdi.

Elbette bu durum dan hepimiz sorumluyuz,siyaset kurumundan sivil inisiyatife kadar çözüm odaklı bir model geliştiremiyoruz.Bizi bize yaklaştırmak yine bize düşerken,biz zoru tercih ediyor ve erişilebilir olmanın çok uzağında kalıyoruz. Uzlaşı ve ortak akıl ekseninde yürümemiz gerekirken birbirimize bedeller ödetmenin hesaplarını yapıyor, bundan da keyif alıyoruz.Toplumda gerilim senaryolarını uygulanabilir kılmanın çabası hız kazanıyor,kılıçlar çekiliyor ciddi bir tahribata yol açıyoruz.

O bakımdan yol açacağımız sorunların telafisi zor arızalara neden olmaması ve birilerine ödetmeyi planladığımız bedellerin bumerang gibi boynumuza geçmemesi için ,sağlıklı bir toplum yapısına ihtiyaç var.Bu sağlıklı yapı ise ancak olup bitenlere aklı selimle yaklaşmaktan ve sorumlu davranmaktan geçmektedir.Genel anlamda hayatın akışı içerisinde kurumlar birer çağrı merkezi gibi çalışmalı ve tepkileri,talepleri iyi analiz etmelidir.Başta siyaset kurumu olmak üzere tüm ‘bilir kişiler' dahil fitneye sebep olmayacak bir performans sergilemelidir.

 

Netice; gündemimizi kulisler değil gerçekler belirlemeli,oraya buraya çekilmeyecek, dayatmalardan uzak,bir şeylerin tekelleşmeye doğru evrilmediği sade ve anlaşılır bir Ülke ve gelecek arzu ediyoruz.


Yazarın Diğer Yazıları