Amerika’nın FETÖ’sü: İsrail
Dünyada ve özellikle İslam coğrafyasında uzun zamandır cevabı aranan bir soru var:
Amerika Birleşik Devletleri neden İsrail'in güdümünde?
Hani tabiri caizse, devasa bir kartal; kanatlarının gölgesi kıtaları karartacak kadar büyük. Ama bir bakıyorsun küçücük bir serçenin peşinden gidiyor. Bu serçe İsrail. Haritaya bakınca bir Anadolu ili kadar bile değil. Yüzölçümü Konya'nın yarısı kadar. Nüfusu 10 milyon. Ama ABD'nin yönü, adeta Tel Aviv'den belirleniyor. Traktör misali gibi. Koca teker öndeki küçük tekerin izinde gidiyor.
Cumhuriyetçi, Demokrat fark etmiyor. Başkanlar değişiyor, dönemler geçiyor ama değişmeyen tek şey:
ABD yönetimlerinin İsrail'e olan sarsılmaz sadakati.
Peki neden?
Petrol desen, İsrail'de yok. Oysa Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar gibi ülkeler, ABD'nin enerji güvenliği açısından çok daha cazip.
Stratejik konum desen, Türkiye var, Mısır var; onlar da İsrail'den çok daha geniş ve önemli coğrafyalara sahip.
Dostluk arıyorsan, İslam ülkelerinin kalbini kazanmak ABD'ye daha büyük kazanç sağlar.
Ama hayır.
ABD, inatla İsrail'in çıkarlarını kendi çıkarlarının önüne koyuyor. Üstelik bunu bile bile yapıyor. Bunun neden böyle olduğu ile ilgili farklı görüşler var:
"Yahudi lobileri çok güçlü.”
"Hollywood'dan Wall Street'e kadar Yahudiler hâkim.”
"Seçim kampanyaları Yahudi bağışlarıyla dönüyor.”
"Medya onların elinde.”
Bu söylemlerin tamamının bir gerçeklik payı olabilir. Ama bence bu tabloyu açıklamakta yetersiz kalıyor. Asıl meseleyi FETÖ örneği ile anlatmak çok daha isabetli olur.
Nasıl ki Türkiye, yıllarca devletin kılcal damarlarına sızmış bir yapılanmanın esiri olduysa…
Nasıl ki ordu, yargı, istihbarat, eğitim sistemi bu yapı tarafından ele geçirildiyse…
İşte ABD de benzer bir yapı tarafından içeriden kuşatıldı.
İsrail, Amerika'nın FETÖ'südür.
İsrail, yalnızca bir dış müttefik değil; Amerikan bürokrasisinin, medyasının ve finans sisteminin içinde bir ur gibi yayılmış durumda. Pentagon'dan CIA'ya, Wall Street'ten Beyaz Saray danışmanlarına kadar etkili olan derin bir İsrail ağı var.
Derin Amerika dedikleri şey, tam da budur
Bunun sonuçlarını hepimiz görüyoruz. ABD, artık kendi halkının değil, başka bir devletin çıkarları için savaşa giriyor, yaptırım uyguluyor, kan döküyor. Ve İsrail ne isterse, o oluyor.
Trump döneminde kısa bir sarsıntı yaşandı. Trump, bazen İsrail'i eleştiriyor gibi yaptı. Ama birkaç hafta sonra o da hizaya geldi. Çünkü sistemin içinde ayakta kalmak için ya bu yapıyla uzlaşmak zorundasın ya da seni tasfiye ediyorlar. Kaliforniya'daki ayaklanmalar Tramp'ı köşeye sıkıştırıp dediklerini yaptırma amaçlı.
Bu gidişatın sonu nereye?
ABD, İsrail etkisinden ne zaman kurtulur?
Kurtulur mı bilemeyiz. Ama bildiğimiz bir şey var; kurtulamazsa dağılır.
Çünkü, tarihte bir devletin içindeki virüsü temizlemeden ayakta kaldığı pek görülmemiştir.
Bu durumda ya ABD kendi 15 Temmuz'unu yapacak, ya da ölümünü bekleyecek.
Belki de İran meselesi ABD'yi ölüme götürecek yolun ilk kilometre taşı. Aynı zamanda özgürlüğe kavuşunun miladı da olabilir. ABD hangisini seçecek?
ABD ya İsrail'i durduracak veya İsrail'in Ortadoğu'da yaktığı cehennem ateşinde yanacak. Başka bir seçenek yok.
Yazarın Diğer Yazıları