DOLAR
38,51
EURO
43,69
STERLİN
51,48
GRAM
4.141,93
ÇEYREK
6.806,78
YARIM ALTIN
13.604,57
CUMHURİYET ALTINI
27.082,71

Bir Değerin Sessiz Vedası: Mahalle Bakkalı

Market raflarının ışığı göz alıyor olabilir ama mahalle bakkalının ışığı gönül aydınlatırdı. O ışık sönüyor şimdi; hem de biz fark etmeden.

Gün gelecek, çocuklarımıza "bir zamanlar mahalle bakkalları vardı” diyeceğiz. Belki de anlamayacaklar, o kelimeleri ilk kez duyuyormuş gibi boş gözlerle bakacaklar. Çünkü artık öyle bir çağdayız ki, yüz tanımıyoruz, isim bilmiyoruz. Herkes birbirine yabancı. Selam lüks, muhabbet nostalji. Ve tam da bu çağda, sessizce bir kültür daha kayboluyor: mahalle bakkalı.

Eskiden bakkal, sadece alışveriş yapılan bir dükkân değildi.
Mahallenin kalbiydi.
Mektupların bırakıldığı, kayıp çocukların bulunduğu, haberlerin yayıldığı bir merkezdi.
İnsanların birbirine güvendiği, alışverişin dostlukla harmanlandığı, selamın parasız verildiği bir mekândı.
İnsanı insana bağlayan düğümdü adeta.
Bugün böyle bir kültür kaldı mı?

Üç harfli zincir marketlerde ne veresiye var, ne vefa.
Kasada bir kuruşunuz eksikse alışverişiniz iptal.
Güler yüz mü? O da bir uygulama puanına bağlı.
Her ay değişen çalışanlar, karşınızda durup "hoş geldiniz” bile demiyor artık.

Oysa mahalle bakkalı "hoş geldin” demekle kalmazdı, halini hatırını da sorardı.
"Sonra getirirsin” derdi.
Eksik parayı mesele etmezdi.
Gönül koymazdı, not düşerdi.
Mahallenin yoksulunu kollardı, kollatırdı.
Bakkal defteri, aslında bir güven kütüğüydü.
Biz o kütüğü kökünden söktük attık.

Geçtiğimiz gün, 40 yıllık mahalle bakkalımız Mustafa Güneş abimizi ziyaret ettim. Mahallenin 30 yıl da muhtarlığını yapmıştı. Şey Şamil Mahallesini avucunun içi kadar bilir, mahalleliyi kendi yakın akrabası kadar tanırdı.
Dükkân hâlâ orada. Ama eski neşesi yok.
Raflar eskisi gibi dolu ama müşteri azalmış, mahalle suskun.
Ama Mustafa abinin gözlerindeki o pırıltı var ya…
İşte o, geçmişin bize hala ne kadar yakın olduğunu gösteriyor.

Avrupa'da  şehir merkezine AVM yapılamaz. Yasaktır. AVM'ler saat 18.00'de kapanır. Küçük esnaf yaşasın diye.
Bizse mahallemizin göbeğine zincir market dikiyoruz.. 
Kendi değerimizi, kendi elimizle boğuyoruz.
Ucuz fiyatla pahalı bir kayıp yaşıyoruz: kültür kaybı.
Ucuz diyoruz ama doğru değil. Aldatıyorlar. Birkaç üründe indirime gidiyorlar sanıyoruzki her şey ucuz. 

O yüzden buradan herkese çağrımdır:
Mahalle bakkalına ve şehre ait marketlere  sahip çık!
Bir sakız al, bir selam ver.
O bakkal, senin çocukluğunun tanığıdır.
O bakkal, mahallenin ruhudur.
Yok olursa bir dükkân değil, bir kültür kapanır.

Merkezi şehir dışında olan marketler ister üç harfli olsun ister beş… Sana bir faydası dokunmaz. …Ne vergisi  şehrinde kalır ne karı… Senden kazanır ama senin memleketine yatırım yapmaz. 
Geliş amacı para kazanmaktır zaten. Ama senin şehrinin marketleri ve bakkalları öyle mi? Değil tabi… Burada kazandığını yine buraya harcar. 

Bu şehrin yerel marketlerine ve bakkallarına sahip çık ki sana ait olan sende kalsın.

Yazarın Diğer Yazıları