DOLAR
39,44
EURO
45,59
STERLİN
53,72
GRAM
4.296,48
ÇEYREK
7.056,74
YARIM ALTIN
14.114,48
CUMHURİYET ALTINI
28.097,87

MADLEEN GEMİSİ

 

Nemrut'un yaktığı ateşe ağzında su taşıyan karıncaya "Senin taşıdığın sudan ne olacak?” demişler. Karınca ise "Maksat safımız belli olsun” demiş ya.

İşte Madleen gemisi tam da bunu yaptı.

Gemiye Gazze'nin ilk ve tek kadın balıkçısı Madleen'in adının verilmesi de hayli manidar.

Madleen gemisi, taşıdığı insani yardımların Gazze'deki mazlumlara yetmeyeceğini biliyor.

Hatta İsrail'in geminin girişine izin vermeyeceğini de biliyor.

Ancak Madleen dünyaya İsrail'in 2007'den beri süren deniz ablukasını kırmanın, Gazze'ye yardım ulaştırmanın imkânsızlığını gösterdi ve İsrail zulmüne dikkat çekti.

Gazze'de açlıktan ölen çocukları bir kez daha dünyaya hatırlattı.

Soykırıma karşı çıkmanın dininin, milliyetinin, ideolojisinin olmadığını, sadece insan olmanın yeterli olduğunu kanıtladı.

52 Müslüman Devletin çoğu Siyonist uşağı yöneticilerinin başaramadığını başardı.

Müslümanlara zalim İsrail'in söylemle değil, eylemle durdurulabileceğini "fiili dua” (eylem, gerektiğinde güç kullanma vs.) olmadan "lafzi dua”nın (sadece Allah'a yalvarmanın) İslam'da olmadığını hatırlattı.

Nitekim, Madleen gemisinin bu cesur adımı Müslümanlar arasında heyecan meydana getirdi.

İsrail ablukasını karadan delmeyi hedefleyen 10 binden fazla gönüllü, Tunus ve Cezayir'den Gazze'ye insani yardım ve dayanışma için yola çıktı.

Fas, Libya, Türkiye, Yunanistan gibi 32 ülkeden gelecek aktivistler, 12 Haziran'da Kahire'de toplanmayı, ertesi gün Gazze sınırındaki Ariş kentine gitmeyi ve Refah Sınır Kapısı'na ulaşmayı hedefliyor.

Türkiye de bu hareketle eş zamanlı olarak gönüllü vatandaşlarımızın bu aktiviteye kuzeyden katılmalarını organize ederek yüzbinlerin Suriye ve Lübnan üzerinden İsrail sınırına yığılmasını sağlamalıdır.

Hatta Türkiye İslam İşbirliği Teşkilatı'nı harekete geçirerek İran, Irak, Suudi Arabistan, Ürdün, Katar, Kuveyt, BAE, Bahreyn, Yemen halklarının da İsrail sınırına yığılmasını sağlamalıdır.

Arzum ve teklifim o dur ki; sivil yüzbinler İsrail sınırında oturma eylemi düzenlemeli, Gazze'deki zulüm bitene, Bağımsız Filistin Devleti kurulana kadar bu eylemler sürmelidir.

Bu direnç ve kararlılığı gösterebilirsek, hatta karıncanın yaptığını bile yapabilirsek işte o zaman "Allah'ım zalimleri kahreyle” diye dua etmeye yüzümüz olur.

Aksi halde Allah "Sonsuz kudretimle elbette ben zalimleri kahrederim. Ama ben sizi niye yarattım? Siz üzerinize düşeni yapın ki, ben de size yardım edeyim” demez mi?

Biz Müslümanlar olarak Allah'ın bize verdiği görevi yapmadan, sadece lafzi dua ile her şeyi Allah'tan bekledikçe, Allah on milyonluk İsrail'i bela ederek, iki milyar Müslümanı imtihan eder.

Bir gazeteci Şimon Perez'e ”Kur'ân-ı Kerim sizin devletinizin yıkılacağından bahsediyor. Ne dersiniz?” Diye sorar. Şimon Perez'in verdiği cevap acı, ama gerçektir:

”Kur'ân'ın bahsettiği Müslümanlar gelsin, düşünürüz…”


Yazarın Diğer Yazıları