Son yıllarda artan bir ivme ile yurt dışı kurban kesimi için farklı STK'lar (buna Kızılay ve DİV gibi kamu destekli STK'lar da dâhil) vatandaşlarımızdan bağış topluyorlar.
Giderek artan bu yurtdışı kurban kesimi kampanyalarında dikkat edilmesi gereken önemli bir husus olduğunu düşünüyorum.
Benim kanaatime göre; Yurtdışı için ayrı, yurtiçi için ayrı kurban bedeli ile bağış toplanması kurban ibadetinin ruhuna aykırıdır.
DİB Din İşleri Yüksek Kurulu 2026 için bu konuyu ele alan toplantı yapmalı ve bir karar almalıdır.
DİYK nasıl ki fitre ibadeti konusunda Türkiye için bir rakam belirliyorsa her yıl kurban bayramına iki ay kala o yılın Türkiye için asgari kurban bedelini de açıklamalıdır.
Örneğin; 2025 yılı için Türkiye için asgari kurban bedeli 12.000 TL dir.
Kurban ibadeti üzerine vacip olan Türkiye'de yaşayan her Müslüman ilk adımda; 12.000 TL bedeli bir kenara ayırmalıdır.
İkinci adımda; eğer bu kurbanı yurt dışında kesmek istiyorsa muhatabı olan STK'ya her kurban için en az 12.000 TL ödeme yapmalıdır.
Üçüncü adımda; kurban sahibinden her kurban için en az 12.000 TL alan STK; bu 12.000 TL'yi kurban keseceği ülkedeki kurban bedeline bölmelidir.
Örneğin: Kongo da kurban bedeli 4.000 TL ise; Türkiye'de yurtdışında kurban kesecek vatandaş 12.000/4.000=3 hesabıyla kestiği makbuzda bu hesaba yer vermeli ve Kongo da en az üç kurban kesmelidir.
Dördüncü adımda; Kongo'da Türkiye'de bir kurbana 3 kurban kesen STK kestiği kurbanların fotoğraflarını/cinsini/kg v.b. -üç kurbanın kesinlikle kesildiğine dair kati kanaat oluşturacak şeklide- özelliklerini bağış sahibi ile paylaşmalıdır.
Kurban, zekât, hacc ve umre gibi ibadetler hem bedeni hem mali ibadetlerdir.
Bunlarda Türkiye arzı ölçüsünde bedel ve beden teri katılmazsa ibadet sahih olmaz.
İbadetlerde ayrıca niyet en önemli adımdır.
Eğer Türkiye'de yaşayan bir Müslüman "ülkemde kurban 12.000 TL Kongo da 4.000 TL, yurtdışı hem daha kolay hem daha hesaplı hem de hiçbir zahmeti yok” diyorsa olay çok tehlikeli bir yere doğru kayıyor demektir.
İslam her konuda önceliği yakınlara vermiştir.
Her Cuma hutbede okunan Nahl suresi 90. Ayette Allah iyiliğe yakınlarımızdan başlamamızı emreder.
Bütün yönleriyle sıla-i rahim farzdır.
Türk-İş verilerine göre; 2025 yılı için Türkiye'de 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 25.092 TL, yoksulluk sınırı 81.734 TL dir.
Türkiye'de kırmızı et fiyatları ve insanların evine ayda aldığı kırmızı et miktarı da bellidir.
Mevcut haliyle yürütülen yurtdışı kurban organizasyonlarının ülkenin tarım ve hayvancılığına etkisi de ayrıca ele alınmalıdır.
DİYK acilen bu konuyu ele almalı ve yukarıda bahsettiğim dört adımı bir fetva halinde yayınlamalı ve bu dört adıma ilk olarak DİV ve Kızılay uymalı; diğer STK'larda devlet organlarınca sıkı bir takip altına alınmalıdır.
"Din samimiyettir” sözüyle Allah Resulü ibadetin/kulluğun özüne dikkat çekti.
Eğer kurbanlarımız gerçekten bizi Allah'a yaklaştıracaksa; bu hususta lütfen yukarıda dile getirdiğim dört adıma dikkat edin!
DİYK veya devlet bu önerimi dikkate alır ya da almaz.
İbadet/Kulluk şahsi bir sorumluluktur.
Lütfen yazımı okuyan her Müslüman bu dört adımı bir düşünsün, dostlarıyla, işin ehli ile istişare etsin veee en son vicdanına danışsın.
İnsanda beyin yasama organı, beyincik yürütme ve vicdan da yargı görevini ifa eder.
Yazıda belirtmeye çalıştığım hususları beyinciğe talimat vermeden önce lütfen yasama ve yargının denetimine sunun olur mu?
