Altın yatırımcılar için koruma kalkanı oldu

Amerikan hükümeti Siyonist zenginlere olan 36 trilyon doların üzerindeki borcunu kapatmak için küresel ekonominin tüm aktörlerine racon kesmeye devam ediyor.

Amerikalılar şimdiye kadar kendi çıkarlarına hizmet etmeyen ülkeleri cezalandırmak için sahip olduğu üstün silah gücünü, ekonomik yaptırımları ve doları birer cezalandırma mekanizması olarak kullandılar. Tump yönetiminin yeniden iş başına gelmesiyle birlikte bu mekanizmalara dördüncü bir yol olarak gümrük tarifelerini eklemiş oldular.

Bu mafyatik ortamda yatırımcılar kendi varlıklarının değerini korumak için güvenli alanlar aramanın telaşına düştüler. Bunun içinde siyasal ve finansal gelişmeleri yakından takip ediyorlar. Bu bilinmezlik ortamındaki asıl mesele; gerek bireysel gerekse kurumsal yatırımcıların nasıl pozisyon alacakları meselesidir. Bu sürecin hangi yöne evrilecegini ise tarife uygulayan ya da tarife uygulanan ülke ekonomilerinin dayanma gücü belirleyecektir.

Maalesef ki öngörülemez bir kişi tarafından uyulamaya sokulan gümrük tarifeleri küresel ekonomi üzerinde derin tahribatlar ve belirsizlikler oluşturdu. İşin daha vahim tarafı ise Amerikan Merkez Bankasının faizlerle ilgili ortaya karışık mesajlarının oluşturduğu bilinmezliktir. Bu durumu hem devletleri hem de bireyleri altının koruma kalkanına sığınmaya yönlendirmiştir. Yaşanan bu ekonomik hercümerç devam ettiği sürece Amerika'nın şerrinden korunmak isteyen devletler daha fazla altın biriktirmeye yönelirken; bireylerde varlıklarının değerini korumak ve küresel ölçekli ekonomik krizlerin etkilerini minimize etmek için altına yönelmeye devam edeceklerdir.

Kısaca gümrük tarifeleri nedeniyle; para piyasalarında, küresel borsalarda, kripto paralarda yaşanan belirsizlik durumundan dolayı, "altın” yatırımcılar nezdinde bir değer saklama aracı olduğu kadar; belirsizliklere karşı bir koruma kalkanı haline gelmiştir.

NOT: Bu yazı bir yatırım tavsiyesi değildir.