Sürdürülebilir ekonomik bir refahı sağlamak zorundayız

Ülkemiz net döviz rezervleri bakımından uluslararası tanımlara göre yeterlilik seviyesine ulaşmış durumdadır. Bu durum muhtemel manüpülatif kur ataklarını elimine etme bakımından oldukça kıymetlidir. Ancak kredi risk primi CDS'ler düşüş eğiliminde olmasına rağmen hala yüksek seyretmektedir. Risk primlerinin yüksek olması özellikle dış borçlanma maliyetleri açısından hala sorun teşkil etmektedir.

Yapay zekâ ve dijital öğrenmeleri bakımından gelişmiş ülkeler seviyesinde olamayışımız nedeniyle verimlilik ekonomisi bakımında istenilen seviyede değiliz. Fakat gönüllü vergi uyumu ve kamu harcamalarıyla ilgili denetim süreçlerinde; yapay zekâ destekli yöntemlerin kullanılmaya başlaması kamu kaynaklarının yerindelik ilkesine göre etkin ve verimli kullanılması açısından oldukça önemli ve yerinde bir değerlendirmeler olarak kayda geçmektedir. Bu uygulamalar kamu harcamalarındaki tasarrufların daha ölçülebilir olmasını sağlarken kamu tahsilatlarının da daha kolay ve hızlı gerçekleşmesine zemin hazırlayacaktır.

Deprem maliyetleri nedeniyle bütçe açığı noktasında belirlenen hedeflerin gerisindeyiz. Bütçe açığını tolöre edecek en güçlü çıpamız ekonomik öngörülebilirlik algısının yüksek olmasıdır. Yıllık Enflasyon oranlarındaki düşüş ani şoklara karşı ekonomik dayanıklılığı artırmıştır. Düşük borçluluk oranları enflasyonla mücadele programını destekler niteliktedir. Altın hariç cari açığın fazla vermesi makroekonomik dengelerin sağlanması açısından oldukça önemlidir.

Toparlayacak olursa makro finansal verilerdeki iyileşmelerin devamı için; döviz rezervlerinin artırılması, bütçe disiplinin sağlanması, kerdi risk primlerinin düşürülmesi, yapay zekâ öğrenmelerinin geliştirilmesi, cari açığın iyileştirilmesi ve ekonomik büyümenin sağlanması gibi uygulamalara ısrarla devam etmeliyiz. Çünkü gelir dağılımındaki aşırı bozulmanın önüne geçebilmek için sürdürülebilir bir refahın sağlanmasından başka çaremiz yok.