12 yıl zorunluluktan vazgeçilmeli, hemen!
Yeni eğitim-öğretim sezonunun başlamasıyla birlikte Türkiye'de eğitim sistemi yeniden tartışılmaya başlandı. Sistemden herkes şikayetçi; öğretmen, öğrenci, veli…
28 Şubat sürecinde getirilen kısıtlamalar, özellikle İmam Hatip Liselerinin önünü kapatma amacı taşıyordu. O dönemde mesleki eğitim adeta yok edildi. Ardından AK Parti iktidarı bu olumsuzluğu bertaraf etmek amacıyla yeni bir sisteme geçti, 4+4+4. Ancak sistemin adı değişti, ruhu değişmedi. Bugün karşımızda hâlâ "üniversite odaklı” bir anlayış var.
Türkiye'de her çocuk, ilkokuldan itibaren üniversite hayaliyle büyüyor. Üniversiteye gitmeyenin, mezun olmayanın hiçbir işe yaramayacağı gibi yanlış bir algı toplumun bilinçaltına kazındı. Sonuç: Çocuklar ve veliler yıllarca süren bir yarışa sokuluyor. Bu yarış, üniversite kazanıldıktan sonra bile bitmiyor. Çünkü artık sorun lisede değil, üniversite sonrası hayata sarkmış durumda.
Bir gencimiz 22–25 yaşına geldiğinde üniversiteden mezun oluyor ama iş hayatına atılmakta ciddi zorluklarla karşılaşıyor. Oysa bugün sanayinin, üretimin, reel ekonominin en çok ihtiyaç duyduğu şey; ara eleman, tekniker, teknisyen, usta çalışan…Fakat bizim eğitim düzenimiz bu ihtiyacı karşılamıyor. Herkes üniversite mezunu ama çoğu işsiz.
Burada mesele sadece pedagojik değil, aynı zamanda sosyolojik. Çünkü Türkiye'de meslek liseleri hâlâ "başaramayanların gittiği okul” olarak görülüyor. Liseden sonra üniversiteye girememek de pek iyi karşılanmıyor toplumda. Bu algı değişmedikçe hiçbir model başarıya ulaşamaz.
Benim kanaatim şudur: Yeni bir model şart. Bu modelin şekli 2+5+3 olmalı.
• 2 yıl: Kreş ve anaokulu. Çocuk topluma hazırlanmalı, paylaşma kültürünü öğrenmeli, zekâsını geliştirici oyunlarla eğlenerek eğitilmeli.
• 5 yıl: İlkokul. Okuma, yazma, dört işlem gibi temel beceriler tam anlamıyla kazandırılmalı.
• 3 yıl: Ortaokul. Burada amaç bilgi yüklemek değil, çocuğun istidadını tespit etmek olmalı. Yetenek ve kabiliyetine göre liseye, meslek lisesine ya da çıraklık okuluna yönlendirme yapılmalı.
Liselerin sayısı azaltılmalı, kalite artırılmalı. Fen lisesi seviyesinde teknik, mesleki ve tematik liseler kurulmalı. Çocuk üniversiteye devam edecekse, buna uygun bir eğitim almalı. Ama mesleğe yönelecekse de bunu gururla yapabileceği bir yol açılmalı.
Bugün Türkiye'de eğitimin önündeki en büyük engel, 12 yıllık zorunluluk ve üniversiteye şartlandırılmış zihniyettir. Çocuğun kabiliyetini küçük yaşta fark eden, ona değer veren ve mesleki eğitimi itibarlı kılan bir model kurulmadıkça, ne velilerin yarış atı gibi koşturduğu öğrenciler huzur bulur, ne de ülkenin ihtiyaç duyduğu nitelikli insan gücü yetişir.
Yazarın Diğer Yazıları